En Sıcak Konular

Abdülkadir Selvi


Abdülkadir Selvi
0 0 0000

Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı kararı



Siyasetin önemli duraklarından biri bu ay içerisinde aşılacak.

Siyaseti şekillendirecek önemli bir karar Haziran ayı içerisinde sonuçlandırılacak.

 CHP'nin, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurudan söz ediyorum.

 Anayasa Mahkemesi üyelerinin daha önceden belirlenmiş, yurtdışı temasları vardı. Bireysel başvuruları da görüşmeye başlayacak olan Mahkeme üyeleri, İspanya ve Almanya'da incelemelerde bulundular.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın başkanlığında bir heyet, Güney Kore'de düzenlenen, Asya Anayasa Mahkemeleri Birliği Zirvesi'ne katıldı.

 Bu arada Anayasa Mahkemesi raportörü CHP'nin iptal başvurusu üzerindeki çalışmalarını tamamladı. Üyelerin raporu incelemesinden sonra, görüşmelere başlanacak.

 CHP, iptal başvurusunda başta mevcut Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin 7 yıl olacağına ilişkin hükmün iptalini talep ediyor.

 Adayların görevden ayrılması, para yardımı gibi hükümleri de içeren 6 maddenin iptalini talip ediyor CHP.

 Tabi ki burada esas olan Cumhurbaşkanı Gül'ün 7 yıl mı görev yapacağı yoksa bir iptal kararıyla birlikte bu sürenin 5 yıl olarak düzenlenip, ikinci kez aday olma yolunun açılıp açılmayacağı noktası. Komisyondaki görüşmeler sırasında da, "Biz Sayın Gül'e oy vermedik ama Evren, Demirel ve Sezer için ikinci kez seçilme yasağı yokken, Gül için böyle bir yasak getiriliyor" şeklinde eleştiriler dile getirilmişti.

 CHP'nin iptal başvurusunun esası Anayasaya aykırılık ve eşitlik ilkesi başta olmak üzere 7 madde üzerine oturuyor.

 Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğuna ilişkin maddeyi iptal edip, ikinci kez seçilmesinin önünü açtığı takdirde, kendimizi biranda seçim sürecinin içinde bulacağız. Çünkü Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresi 28 Ağustos tarihinde dolacak.

 Kısmi iptal kararı verildiği takdirde ise, ortaya Cumhurbaşkanı'nın yeni yasanın kendisine tanığı haklardan yararlanarak, ikinci kez aday olmasının önü açılacak.

 Ya da üçüncü bir şık olarak yüksek mahkeme, yasal düzenlemede Anayasaya aykırılık tespit etmeyip, normal takvimin işlemesinin önünü açacak.

 Ver elini 2014...

 Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak öncelikle bu tartışmayı mevcut cumhurbaşkanı üzerinden götürmememiz gerekiyor. Her ne kadar düzenlemeler doğrudan Cumhurbaşkanı Gül'ü ilgilendiriyorsa da, eğer biz iptal ya da onama kararını Gül'ün önü açıldı ya da kapandı gibi değerlendirirsek yanlış yapmış oluruz.

 İkinci bir nokta ise, Anayasa Mahkemesiyle ilgili değerlendirmeler yaparken, artık yeni bir bakış açısına ihtiyacımız var. Eski dönemde, kriz üreten, sistemin önünü tıkayan ve verdiği kararlarla parlamentonun yetkilerini askıya alan bir Anayasa Mahkemesi vardı.

 Kararlarının Anayasaya uygunluğu dahi tartışma konusu olabilen, vicdanlarda derin yaralar açan, "yasakçı" ve "kriz üreten" bir yüksek mahkemeye sahiptik.

 12 Eylül Anayasa referandumu bu açıdan bir başlangıç noktası görülebilir, ama ben AK Parti'yle ilgili kararını milat olarak kabul etmek istiyorum.

O nedenle kendi payıma, "eski Anayasa Mahkemesi" ve "yeni Anayasa Mahkemesi" gibi bir bakış açısı geliştirmeye çalışıyorum.

 Kriz üretim merkezi gibi çalışan değil; "yüksek mahkeme" tanımlamasına uygun kararlarıyla, yargının özgürlükçü bir bakış açısı kazanmasına, hukukun daha perspektiften yorumlanmasına katkı sağlayan bir Anayasa Mahkemesi var.

 Yargının verdiği karar, ne zaman ki en büyük "adalet terazisi" olan vicdanlarda makes bulur, adalet dağıtıldığı inancının oluşmasına katkı sağlar, işte o zaman hak kavramı; hukuk içinde kendisine yer edilmiş olur.

Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili ne karar verecek, şimdiden onun üzerinde bir yorum yapmak, mahkemenin iradesine saygısızlık olur.

 Ama bu, bizim, yüksek mahkemeyi irdelememize engel değil.

 Kriz üreten değil, ülkenin önünü açan, yasakçı değil, üst norm olarak hukukun özgürlükçü yorumunu koyabilen bir Anayasa Mahkemesi var. Kararlarından bunu görüyorum.

 Ayrıca, mahkemenin kuruluş yıldönümlerinde ve sempozyumlarda Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın konuşmalarını dikkatle takip eden isimlerden birisiyim.

 Çünkü Haşim Kılıç'ın o konuşmalarında, hukuk felsefesi açısından istifade ettiğim bir derinlik görüyorum.

 "İnsan onuru odaklı hukuk" gibi değerli bir kavramı bize kazandırdı Haşim Kılıç.

Yasaklama kararlarıyla toplumu şekillendirmeye çalışan Anayasa Mahkemesi'nden, "İnsanlık onuruna saygı, insanların ne düşüneceğine, neye inanacağına ve nasıl bir hayat tarzını seçeceğine kendisinin karar vermesini zorunlu kılar" noktasına bu bakış açısıyla gelindi.

 Ankara'da birileri hesabını kriz üzerine yapıyor ama ben Anayasa Mahkemesi'nden bir "kriz kararı" beklemiyorum. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nde artık yasakçı değil, özgürlükçü bir bakış açısı var.

yenişafak

Bu yazı 1,243 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Eylül 2012 Başbakan'ın açılımı ne olacak?
    • 25 Eylül 2012 Karakolda teknoloji var
    • 24 Eylül 2012 21 Eylül demokrasi bayramı
    • 19 Eylül 2012 Yetmez ama evet
    • 17 Eylül 2012 Suriye, Bosna mı?
    • 13 Eylül 2012 Yazamayacağım takvim...
    • 12 Eylül 2012 Kılıçdaroğlu adına açılan sayfada ne yazıyor?
    • 10 Eylül 2012 Kuruculara 3 dönem muafiyeti
    • 5 Eylül 2012 Numan Bey neye şaşırdı
    • 4 Eylül 2012 Beytüşşebap göstere göstere geldi
    • 30 Ağustos 2012 İstihbarat var, operasyon yok
    • 27 Ağustos 2012 Cumhurbaşkanı'nın sağlığı
    • 22 Ağustos 2012 Melisa'nın katili Esed
    • 16 Ağustos 2012 Suriye şoklaması
    • 15 Ağustos 2012 Bedel
    • 6 Ağustos 2012 Gül, görüşmeyi hangi hareketle anlattı?
    • 5 Ağustos 2012 Şura'nın sürprizleri
    • 2 Ağustos 2012 Sever'in açıklamaları nasıl karşılandı
    • 1 Ağustos 2012 Komutanın durumu
    • 31 Temmuz 2012 Yeni parola

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,342 µs