Nuh Gönültaş
0 0 0000
İçimizdeki darbeciler yüzünden...
İçimizdeki bazı beyinsizler “12 Eylül darbesinden sonra işkence görenlerin aileleri bile darbeyi destekledi” diyor.
Güya ‘asker darbe yapmaya mecbur kalmıştı’ demek istiyor.
Bir toplumun askeri darbeye destek vermesi askeri darbeyi meşru kılmaz!
Çünkü hiçbir toplum kendi hayat alanını kan gölüne çevirmeyi düşünmez!
Çünkü askeri darbe asla kaçınılmaz bir çözüm değildir!
Çünkü darbeciler her zaman darbe yapmak için önce toplumu darbeye hazırlar ve onların onayını da almak isterler ki darbe meşru olsun!
Bunun için kan dökerler, milleti birbirine düşürürler. Sokaklar güvensiz hale getirilir. Sabah evden çıkanın akşam dönüp dönmeyeceği konusundaki kesinlik ortadan kalkar.
Ne olacaksa olsun noktası
Böyle bir ortam, sıradan vatandaşı, hatta olaylara karışanların ailelerini bile ‘darbe isteklisi’ yapar. Kan dökülen yerde, kardeşin kardeşi vurmaya başladığı ortamda vatandaş "Artık yeter, ne olacaksa olsun, yeter ki bu kan dursun” der.
Bu yaklaşım vatandaşı darbe yanlısı yapmaz, bilakis vatandaşın uyanıklığını gösterir. Vatandaş “gelin yeter ki kan dursun” derken aslında sokaklarda kan dökenlerin iplerinin kimlerin elinde olduğunu da iyi bildiğini gösteriyor ve darbecilere “Sizi görüyorum” mesajını veriyor olamaz mı?
Asker Türkiye gibi ülkelerde darbe yaptıktan sonra uzun süre ülkeyi yönetemez. Bunu göze alamaz. Askeri yönetim altındaki ülkelere bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Dünyada, ülkesi askerler tarafından yönetilen bütün halklar açlığın, sefaletin, geriliğin pençesindeler. Çünkü asker yönetmek için değil, yok etmek, öldürmek, ortadan kaldırmak için eğitilmiştir. Askerin geri planda olduğu bütün ülkeler gelişmiş, refah içinde halkların ülkeleridir.
Türkiye’de asker darbeden sonra yönetimde uzun süre kalmıyor ama kendilerine göre ‘balans ayarı’ yaptıktan sonra görevi sivillere devrediyorlar. Siviller onların koyduğu yasalarla ülkeyi yönetmeyi sürdürüyor.
Darbeler tarihi
Böylece halk nezdinde bütün beceriksizliklerin faturası sivil yöneticilere yazılıyor. Askerler ise ‘sorun çözücü’ olarak anketlerde en fazla güven duyulanlar listesinde zirveye çıkıyor.
Bu elbette bir aldatmaca. Bu oyun Türkiye’de cumhuriyet kurulduğundan beri oynanıyor. Onun için Türkiye’nin kısa tarihi aslında gerçekte askeri darbelerin tarihidir. Cumhuriyet tarihi 12 Eylül darbe ve darbecilerinin yargılanmasının tarihi olan 4 Nisan 2012’ye kadar darbe ve darbecilerin yazdığı tarihti.
Türkiye 4 Nisan 2012’de yeni bir tarihi başlangıç yaptı. Elbette Türkiye’nin bu başlangıcı yapabilmesi için Ergenekon Davası, yapılamamış-becerilememiş darbelerin yargılanması sürecinin katkısını göz ardı etmemek lazım.
Daha önce de yazdım, bir kere daha yazmakta fayda var:
Türkiye daha yeni yeni bağımsızlığına kavuşuyor. Lütfen bu sözün üzerinde biraz düşünün.
Bundan sonra Türkiye uçağı yükseliştedir. Türkiye’ye bu yolu açanlara selam olsun.
Bundan sonra Türkiye’nin önündeki en önemli problem, darbeler tarihinin bilerek ve isteyerek kendilerine meşruiyet sağlamak için ürettiği büyük sorunları insani biçimde demokratik çerçevede halletmesidir.
bugün
Bu yazı 1,423 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
8 Temmuz 2012
Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
-
5 Temmuz 2012
İki arada bir derede ölüm!
-
28 Haziran 2012
Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
-
26 Haziran 2012
Kılavuzu NATO olanın...
-
17 Haziran 2012
Davet ile davete icabet...
-
5 Haziran 2012
AK Parti celladına gülümserken...
-
31 Mayıs 2012
Kürtaj emanete ihanettir!
-
13 Mayıs 2012
28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
-
26 Nisan 2012
CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
-
24 Nisan 2012
Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
-
19 Nisan 2012
Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
-
17 Nisan 2012
Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
-
14 Nisan 2012
Adaletin rövanşı...
-
8 Nisan 2012
İçimizdeki darbeciler yüzünden...
-
29 Mart 2012
Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
-
22 Mart 2012
Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
-
13 Mart 2012
Liderlik cesareti...
-
8 Mart 2012
Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
-
1 Mart 2012
Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
-
26 Şubat 2012
15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''
Yorumlar
+ Yorum Ekle