En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Bugün 1 Nisan



Şakacı ‘1 Nisan’ı bu yıl iki gün önce yaşadık.

Önce, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar konuşma yaptığı üniversitede pabucunun tekini kendisine fırlatan kız öğrenci için,”Keşke diğer tekini de atsaydı da birine verebilseydim” dedi... Sonra da, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesini kapatma kararını, “Yasa koyucunun tanıdığı takdir hakkı özgürlükler lehine yorumlanmalıdır” gerekçesiyle kaldırdı.

Ne yalan söyleyeyim, alışık olmadığımız için, bana ‘şaka gibi’ geldi bu iki olay; birer erken ‘1 Nisan şakası’ gibi...

Alışık olduğumuz davranış tarzı, protestocunun karga tulumba salondan çıkartılması ve pabuç yiyen siyasetçinin hiddetli bir biçimde olayı kınamasıdır. Sonradan pişman olup şikâyetini geri alanlar çıkıyor çıkmasına, ama ilk tepki zihinlere yerleşiyor...

Mahkemeler konusunda da, birinin verdiği karar ‘yanlış’ da olsa, diğerinin yanlışta ısrarına alışkınız biz. Pek çok kişi sırf bu inat sebebiyle cezaevlerinde yatıyor bile olabilir; hiç değilse bazılarının tespiti bu... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçesi bütün yargı organları tarafından benimsense bugün cezaevlerinde tek bir kalem erbabının yatmaması gerekir; özgürlüklerin ‘asıl’, özgürlüğü kısıtlamanın ‘istisnai’ olduğunu yetkililer her fırsatta ifade etmiyor mu?

Dünyanın bugün geldiği nokta, hak ve özgürlüklerin kalkınmanın itici gücü olduğu noktasıdır. En aşırı veya akıl almaz görünen fikirlerin bile -eğer ‘fikir’ denmeyi hak

ediyorlarsa- ifade edilebildiği ortamlar toplumlara hayatiyet kazandırır. Unutmamamız gereken gerçek şudur: Fikir adamlarını, gazetecilerini, düşünürlerini cezaevlerine dolduran son ideoloji ‘hür dünya’ karşısında ayakta kalamadı.
‘Hür dünya’ denilen toplumların ne kadar ‘hür’ ve ‘bağımsız’ oldukları tartışılabilir, ama o dünya içerisinde yer alan belli başlı ülkelerin en önemli özelliğinin fikir ve ifade özgürlüğünü en geniş anlamda kullandırmak olduğu herhalde tartışılmaz.

Türkiye de öyle bir ülke olmayı hak ediyor.

İktidar olmanın, hele uzun yıllar iktidarda kalmanın en sorunlu tarafı, ‘iktidar yorgunluğu’na maruz kalmasıdır. ‘Metal yorgunluğu’ gibi bir şey bu. Uzun çalışma saatleri, kimselerin cesaret edemediği konulara el atmaları, halkın iyiliği için yaptıkları karşılığında, bekledikleri oranda takdiri görmedikleri hissine kapılabiliyor siyasetçiler... Sinirleniyor, hodbinleşiyor, hatta gereksiz yere sertleşebiliyor...

Erdoğan Bayraktar yeni bir bakan; hayata daha şakacı bir gözle bakabilmesinin sebebi muhtemelen yeni oluşudur.

“Her siyasetçi, her siyasi kadro mutlaka ‘siyasi metal yorgunluğu’na uğrar” gibi bir kural elbette yoktur; bu tehlikeden uzak kalmayı başarmak da mümkündür. Ak Partili bakanlara yakışan, başkalarından beklenmese bile onlardan umulan, tahammül ve hoşgörü sınırları içerisinde kalmaları, o yorgunluğu hissettirmemeleridir.

Yargıçlar ve savcılar ile onlara yardımcı olan kolluk kuvvetleri ise, yaptıkları görevin hem halka hem de ülkeye hizmet olduğunu bilir ve ona göre davranırlarsa, adaletin gözleri bağlı meleğinin sembolize ettiği tarafsızlıklarını yitirmezlerse... Ne mutlu onlara...

Böyle şakalara can kurban...

star

Bu yazı 1,041 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,024 µs