En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...



"Türkiye'de askeri vesayet bitti" diyebilmek için ciddi verilerimiz var mı?

Hiç kimse kusura bakmasın, hiç kimseye, hükümete, rejime, üniformalıya ya da sivile, şirin görünmek gibi bir derdim ve tasam da yok.

Gerçekler acı olsa da dile getirilmelidir.

Türkiye'de askeri vesayet bitti diyebilmek için elimizde hiçbir ciddi veri yok ne yazık ki... Bilakis bunun üzerine bir de 'sivil vesayet'imiz oldu bile diyebilirim!

Yaşadığımız her türlü vesayet rejimi özelliklerine rağmen, birisi çıkıp da "Hayır askeri vesayet bitmiştir, ya da askeri vesayet geriletilmiştir" derse onunla her türlü cedelleşmeye de varım!
Değil bitmesi, birkaç adım geriletilmesinin bile söz konusu olduğunu düşünmüyorum.
Eğer öyle olsaydı önceki gün Afganistan'dan getirilen şehitlerimizin cenaze törenini izlemek isteyen 'muhafazakâr medya' için 28 Şubat sürecinde yapılan hoyratlıkların bir benzeri yapılamazdı.

İktidara rağmen mi?

Sadece, konjonktürle ilgili fiili bir gerileme varmış gibi bir hava söz konusu. Pseudo demokrasi denilen gerçek oyun sahtekâr senaryosuna rağmen hâlâ vizyonda.

"Yeni Genelkurmay Başkanı'na biraz süre tanımak lazım, bu akreditasyon rezaletine son verecektir" diye düşünülebilir. Ama bana göre bu çok iyimser bir yaklaşım olur.

28 Şubat'ı, 12 Eylül'ü yargılamak gibi çok özel bir girişime imza atan, askeri darbe girişimlerini yargı önüne çıkaran iradenin birkaç gazete, birkaç televizyona uygulanan akreditasyonun sürmesine göz yumması veya bu konuda bir talimat vermemesi ya da verememesi on yıllık iktidar sürecinde hakikaten ilginç bir aşamaya tekabül ediyor!
Medyanın bir kısmına yönelik bu tavır karşısında statüko ile hesaplaşıldığı, özgürlüklerin önünün açıldığı, istikrarın sağlandığı söylenebilir mi?

Söylenirse "Madem öyle o halde bu nedir bu" diye sorulmaz mı?

Şöyle diyelim:

Evet bir kısım işler yapılıyor. Ama bunlar halkın hükümete verdiği yüzde 50 oyun gücü ile ancak "talimatla" yapılıyor.

Talimatla...

Mesela, YÖK'e talimat veriliyor, başörtüsü yasağı konusunda ciddi bir kolaylık sağlanıyor.

Talimatla TRT Şeş kuruluyor. Kürtçe yayın yapılmasına izin veriliyor.

Ve benzeri talimatla yapılan birkaç icraat daha...

İyi de bu talimatlar ile atılan adımların yasal zemininin oluşturulması adına hangi yasal düzenlemeler yapıldı?

Bir örnek verin lütfen!

Yok böyle bir şey!

Her şey talimatla yapılmaya çalışılıyor ama yasal bir zemine oturtulmuyor.
 
Türkiye'de sistemin direncinin talimatlarla kırılacağına dair bir kanaat varsa bunun yanlış olduğunu görmek için hükümetin biraz zayıflaması yetecektir.

Herkes talimatları dinlemeyebilir ama herkes yasalara uymak zorundadır.

Peki, talimat verecek kadar güçlü olunamadığında ne olacak?

Bir siyasi hareket kaç defa yüzde 50'nin üzerinde oy alabilir ki?

O halde başta söylenileni tekrar edelim:

Talimatla akreditasyon olur ama talimatla demokrasi olmaz.

Askerler talimatla iş yaparlar ama sivil siyaset Meclis'i ve yasaları konuşturarak çalışır.

İkisi arasında bir fark olmayacaksa niçin 4 yılda seçim yapıp hükümet seçiyoruz ki?

Başka bir deyişle: Özgürlüklerin yasal zeminlere oturtulmadığı ülkeler talimatla akreditasyonu aşsa bile bu defa
yeni gelecek bir başkanın tersi bir talimat vermeyeceğini nereden bileceğiz?

bugün


Bu yazı 1,233 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,525 µs