En Sıcak Konular

Ardan Zentürk


Ardan Zentürk
0 0 0000

Türkler Arap öldüremez!..



Son sözü baştan söyleyelim, “komplo teorisyenleri”nin malzemesinden biraz çalmış olalım: Ankara’da kimse, Suriye’ye “tek taraflı askeri müdahale” düşünmüyor.

Ama risk var mı, var!..

Telefondaki “güvenilir ses” şöyle konuşunca, durup dinledim: Müdahale, ancak en son ve çaresiz kalındığında masaya getirilebilecek bir kavram. Suriye’den kitlesel göç yaşanır, dünya bu göçe seyirci kalmaya devam eder, göç edenlerin önü tanklar tarafından kesilir ve binlerce insan katliam riskiyle karşı karşıya kalır, ya masum sivillerin sınırınızda öldürülmesine göz yumacaksınız, ya da o insanları kurtaracaksınız. Türkiye o koşullarda gereğini yapar.

Bundan öncesi ne olabilir?

Türkiye, Suriye’deki katliama karşı bir “uluslararası koalisyonun” kurulması için büyük çaba harcıyor. Ama, Ankara’nın Birleşmiş Milletler kanadından ümidi yok, çünkü, Rusya o mekanizmayı -şimdilik- tek başına tıkamış durumda.

Belli ki, bölgesel örgüt olarak Arap Birliği’nin sesi yükseldikçe, Türkiye, bu sesin daha iyi duyulması için çaba harcayan devlet olacak.

ABD-İsrail ateşle oynuyor...

Ankara kaynaklı şu analize dikkat etmek gerekiyor: İsrail, Suriye’deki mevcut durumdan memnun. En önemli düşmanının kendi içinde çürüdüğüne inanıyor. Suriye, dolayısıyla Lübnan üzerinden yaşanılan İran tehdidinin kendiliğinden ortadan kalktığını düşünüyor. Diğer yandan, halkın sesini dinleyen dini referanslı bir siyasi hareketin Şam’da işbaşına gelmesini de istemiyor.Amerika’yı da etkilediler ve hareketsiz kıldılar. Göz ardı ettikleri bir gerçek var, ateşle oynuyorlar. Yarın, Şam’da rejim değişir ve bugün istemedikleri insanlar işbaşına gelirse, bu yapılandan dolayı İsrail ve Amerika’yı doğrudan düşman gören bir rejimin kurulması kaçınılmazdır. Kısa vadede kazandıklarını sananlar, orta vadede büyük bir tehditle karşılaşırlar.”

Suriye: Kritik müdahale...

Türkiye’nin, Suriye’de sürüp giden katliama karşı gösterdiği “öncü tepki” doğrudur.

Ama Suriye’ye tek taraflı müdahale?.. Hayır!..

1. Türk ve Arap askerlerini karşılıklı cephelerde gösteren bir fotoğraf Batı Asya için yıkımdır.

Komşusuna henüz bu aşamada tek taraflı müdahale etmiş ve tanklarını Arap toprağına sokmuş Türkiye görüntüsü, özellikle AK Parti’nin son 10 yılda bölgede başarıyla gerçekleştirdiği “sempati atağının” sonudur.

Bu tür bir tek taraflı müdahale sonucu ortaya çıkacak Türk-İran gerginliğinden yararlanacak tek bölgesel gücün İsrail olduğu asla unutulmamalıdır.

Pekiyi, ne yapmalıyız?..

Bir gazeteci olarak, “asimetrik savaş alanlarından” (Bosna-Hersek/ Dağlık Karabağ/Libya) edindiğim bir tecrübeyi paylaşmak zorundayım: Bir coğrafyada silah kapasitesi zayıf taraflardan birine karşı “etnik temizlik” girişimi varsa, bunu durduracak ilk adım, katliama uğrayan tarafa güçlü silah sevkiyatının yapılmasıdır.

Bu tür iç çatışmalarda önemli olan, katliamı gerçekleştiren gücün tank ve helikopterlerinin etkisiz hale getirilmesidir. Bu nedenle anti-tank mayın ve roketatarlar ile karadan-havaya omuzdan atılan füze sistemlerinin önemi büyüktür.

Silahlarını masum sivillere çevirmiş bir orduyu, ne diplomasi ile ne de etkileri uzun sürede kendini gösterecek ekonomik ablukalar ile durdurabilirsiniz... Beşar el-Esed ve kurmayları (tıpkı Bosna kasabı Slobodan Miloşeviç gibi) bu tür yanıtlardan anlarlar...
Gerçekçi olalım: Bir iç savaşı noktalayan tek gelişme taraflar arasındaki silah dengesini kurmaktır.

 

“Niyazi” meselesi...

Afganistan Devlet Başkanı Karzai’nin adından yola çıkarak 12 şehidimizin üzerine kalem oynatırken “Niyazi” yakıştırmasına yönelmek... Kabul edilebilir değil... Açık söyleyelim; ülkesi için hizmet ederken yaşamını kaybetmiş şehide açıkça saygısızlıktır... “Ne işimiz var Afganistan’da” meselesi ise cahillik... Mustafa Kemal’in ne işi vardı Afganistan’da? 1920 yılında Abdurrahman Bey’i Kabil’e gönderirken ulusal stratejinin ana noktalarından birini koyuyordu cumhuriyetin kurucusu... Hindistan ve Afganistan Müslümanları’nın Türkler’in Kurtuluş Savaşı’na yaptıkları desteğin öneminin ilerleyen yüzyıllarda da süreceğini bilerek atıyordu adımlarını... Büyük Britanya İmparatorluğu, Çarlık Rusyası, sonra Sovyetler Birliği, şimdi de Amerika... Hepsi o topraklarda var olmak için mücadele ettiler... Demek Mustafa Kemal gibi büyük bir strateji insanının bir bildiği varmış!.. O şehitler Mustafa Kemal’in üniformasını taşıyorlar ve bundan 92 yıl önce çizilmiş bir rotanın takipçileri olarak oradaydılar... Şehit oldular... Arkalarından yapılan yorumlara bakın... Ayıp!..

star


Bu yazı 1,156 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Eylül 2012 Bir garip Türkiye portresi
    • 27 Ağustos 2012 Ortadoğu’ya hoş bulduk!
    • 26 Temmuz 2012 Rusya-Suriye-Almanya Kimyasal silah
    • 23 Temmuz 2012 AB’nin ''gerçek'' yolu...
    • 7 Haziran 2012 Clinton ile buluşma ve terör
    • 30 Nisan 2012 Öldürülecekler listesi...
    • 5 Nisan 2012 Sürgündeki milletin acısı
    • 29 Mart 2012 Suriye-Lübnan: Her şey yeni başlıyor...
    • 26 Mart 2012 İran katliama katıldı!..
    • 19 Mart 2012 Türkler Arap öldüremez!..
    • 12 Mart 2012 Yarı-başkanlık sistemine doğru...
    • 1 Mart 2012 Esas mesaj ‘diaspora’ya
    • 30 Ocak 2012 SURİYE: Savaş yeni başlıyor...
    • 23 Ocak 2012 Sarkozy’nin işi bitti...
    • 5 Ocak 2012 İran’la dans
    • 29 Aralık 2011 2012: Savaş yılı
    • 8 Aralık 2011 İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı var
    • 5 Aralık 2011 Araplar ‘Türk modeli’ne soğuk!..
    • 28 Kasım 2011 ‘Felaket senaryosunu önlemeye çalışıyoruz...’
    • 17 Kasım 2011 SURİYE: Yüksek risk!..

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,500 µs