Murat Yetkin
0 0 0000
Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
Kamuoyu dikkati askerin geçmişteki icraatına yönelik iddialar ile meşgulken, askeriye geleceğe yönelmiş görünüyor.
Son zamanlarda askeriye ile ilgili haberler daha çok süren davalardaki tutuklamalarla ilgili oluyor. Bunun son örneği emekli orgeneral Ergin Saygun’un askeri hastanede uzunca süre kalışı ardından dün çıkarıldığı mahkemece tutuklanması oldu.
Böylece 27 Mart 2007’de dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, eğri oturup doğru konuşalım, eşinin başı örtülü olduğu için cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeyi amaçlayan Genelkurmay muhtırasının yazılışı sırasında Kara Kuvvetleri komutanı olan İlker Başbuğ ardından, Genelkurmay İkinci Başkanı olan Saygun da tutuklanıp cezaevine kondu. Muhtırayı kendisinin yazdığını ifade eden dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ise geçenlerde döneme ilişkin ilk kez tanık sıfatıyla mahkemede ifade vermişti.
Kamuoyu dikkati askerin geçmişteki icraatına yönelik iddialar ile meşgulken, askeriye geçmişin hesaplaşmasını yargıya bırakıp geleceğe yönelmiş görünüyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel’in ABD Denizcilik Enstitüsü’nün yayın organı ‘Proceedings’ dergisinin son sayısında yayımladığı makalede açıkladığı Türkiye’nin yeni deniz stratejisinin ana hatları bunu gösteriyor.
Dergide, diğer NATO ülkeleri deniz kuvvetleri komutanlarının da yeni perspektifleri üzerine makaleleri var. Bu da yeni Türk deniz stratejisinin en önemli iki unsurundan birisinin yeni NATO stratejisi ile uyum üzerine kurulduğunun işareti.
Önümüzdeki mayıs ayında ABD’nin Chicago kentinde yapılacak zirve toplantısında benimsenmesi beklenen yeni NATO stratejisi, Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen’in aylar önce ilan etiği ‘Akıllı Savunma’ ilkesine dayanıyor.
Bu deyimle, ekonomik krizlerin savunma bütçelerini küçülttüğü koşullarda NATO ülkelerinin kaynak ve imkânlarını birlikte kullanıp, aynı zamanda yüksek teknolojiye geçerek hem tasarruf hem de asker kayıplarını azaltan etkili vuruş kapasitesi kazanmkları öngörülüyor.
Yeni deniz stratejisini belirleyen ikinci önemli unsur ise Türkiye’nin milli ihtiyaçları; Bilgel bu ihtiyaçların Türk dış politikası ve ekonomik çıkarlarının korunmasıyla ilgili olduğunu makalesinde açıkça ifade etmiş.
Bilgel’in makalesinde kullandığı dikine ve kısa pistte havalanma kapasitesine sahip uçak ve helikopterler de taşıyabilen bir gemi edinme arzusu, biraz hatalı olarak ‘uçak gemisi alınacak’ diye tercüme edildi. Oysa bununla daha çok geçen yıl İstanbul limanını da ziyaret eden İspanyol yüzer askeri karakolu türünden yeni nesil bir savaş gemisi kastediliyor; bir nevi yüzer garnizon. Ama makaledeki insansız silahlı denizaltı araçları denizaltı türü aynı ilginçlikteki malzemelere pek dikkat çekilemedi.
Aynı makalede dikkat çekmeyen ama çok önemli bir ifade de ‘Açık denizler’ ifadesiydi. Bununla doğal olarak Atlantik ya da Pasifik Okyanusu kast edilmiyordu. Aynı günlerde Kıbrıs Adası çevresinde Türk, Kıbrıs Rum ve İsrail hükümetleri arasında siyasi hamlelerin parçası haline gelen petrol ve gaz arama faaliyetleri haberleri aslında durumu anlatıyor.
ABD’nin askeri ağırlığını Pasifik Okyanusun’da Çin ile ticari rekabetine yoğunlaştırma hazırlığında olduğu bir dönemde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ticari ve siyasi çıkarlarının güvenliğini korumak için hamle yapması şaşırtıcı olmamalı.
Bir başka boyut daha var. Bu strateji önümüzdeki 15–20 yılı kapsıyor; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önem verdiği 2023, yani Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kapsayan bir dönem bu. Muhtemelen, Suriye ve Irak’taki gelişmelere de bağlı olarak Kürt sorunu ve terörle mücadelede de yeni dengeler bu sürede şekillenecek. O nedenle Orgeneral Necdet Özel’in Genelkurmay Başkanlığında yürütülen çalışmalarda ortaya çıkıp siyasi otorite tarafından onaylanacak yeni kara ve hava stratejilerine de bakabilmek, önümüzdeki dönemi daha iyi anlayabilmek bakımından ipuçları verecek.
radikal
Bu yazı 1,746 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Mart 2012
İki önemli mesele
-
15 Mart 2012
Türkiye'nin yeni deniz stratejisi üzerine
-
23 Aralık 2010
Şahin'den çağrı: Siyasi partiler yasası değişmeli
-
11 Aralık 2010
Üniversitelerde ikinci 68 mi?
-
5 Aralık 2010
Ankara'dan Tel Aviv'e: Özür insani-siyasi diye ayrılamaz
-
21 Kasım 2010
'Diyarbakır'da 3. bir yol açabiliriz'
-
19 Kasım 2010
'Füze kalkanında mutabakata yakınız'
-
15 Kasım 2010
2010 model Ecevit çıkışı
-
7 Kasım 2010
Hem AK Parti hem de CHP'de merkeze açılım
-
23 Ekim 2010
Bedelli görüşülmedi ama söz siyasetin
-
18 Ekim 2010
Gül ve Demirel'le dinleme üzerine
-
3 Ekim 2010
Siyaset sahnesinde bu kez çok güzel hareketler var
-
30 Eylül 2010
ABD, Irak sınırında güvenlik şeridine destek verdi
-
26 Eylül 2010
Bilim dünyasına biraz daha ilgi
-
16 Eylül 2010
CHP'nin hatası ve faturası
-
11 Eylül 2010
Öcalan 'boykot' dedi, tansiyon yükseldi
-
30 Temmuz 2010
Kılıçdaroğlu: Geçmişteki yanlışları telafi ediyoruz
-
25 Temmuz 2010
Orduda değişim
-
22 Temmuz 2010
Başbakan hesaplaşacaksa madde 35 ve YÖK'ü kaldırsın
-
20 Temmuz 2010
AB elçisi: Yeni bir İran istemiyoruz
Yorumlar
+ Yorum Ekle