En Sıcak Konular

Süleyman Yaşar


Süleyman Yaşar
0 0 0000

Hani faiz lobisi yoktu



Paranın fiyatı olan faizler, dünyada düşük düzeyde seyrediyor. İşte faiz lobisi de, bu ucuz parayı pahalı fiyattan satıp, kolay kazanç elde etmek isteyenlere destek oluyor.
Faiz lobisi, dünyadaki ucuz paranın yüksek fiyattan satılması için yapay riskler yaratıyor. Mesela Türkiye'nin kredi notunun düşük tutulması için gayret ediyor. Haksız nota karşı hiçbir tepki göstermiyor, aksine bu haksızlığı destekliyor.
"Batmış İzlanda'nın, İrlanda'nın, Portekiz'in kredi notu niye Türkiye'nin üzerinde?" diye sormuyor. Çünkü bu haksızlığı sorgulamak faiz lobisinin işine gelmiyor.
Hatta Türkiye'nin bütçe açığı ve borç yükü azalmışken bile bunu görmezden gelerek, Türkiye'yle ilgili olmayan riskler yaratıyor ve yüksek faizle borçlanmasına destek veriyor. Çünkü onların amacı bu ülkede refahın artışı değil, tek amaçları var, o da kendi ceplerinin dolması. Bütçe soyulmuş, halkın parası haksız yere cebinden alınmış hiç umurlarında değil. Yüksek faiz olsun ve onlar komisyonlarını alsın, yeter. Niye anlattık bütün bunları? Geçen hafta Türkiye'de pek gündeme gelmedi ama dış basında önemli bir olay tartışıldı. Bazı bankaların ve çalışanlarının kazançlarını yükseltmek için usulsüzlük yaptıkları ortaya çıktı. Bunlar, Londra bankalar arası faiz oranları (LIBOR) ile Tokyo bankalar arası faiz oranlarını (TIBOR) kendi aralarında anlaşarak belli seviyelerde tutmuşlar. İşte bu olay üzerine bir soruşturma açıldı.
"Peki ne önemi var LIBOR ve TIBOR'un?" diyebilirsiniz. LIBOR ve TIBOR denilen faiz oranları her gün belirlenir. Mesela LIBOR her gün Londra saatiyle 11.30'da ilan edilir. Ve bankalar, bu faiz oranlarını dikkate alarak birbirlerine borç verir. Böylece tüm küresel mali anlaşmalar ve türev ürünlerin fiyatları bu faiz oranları dikkate alınarak oluşturulur. Dünya yıllık gelirinin yaklaşık beş katı tutara ulaşan 360 trilyon dolarlık mali anlaşma, LIBOR dikkate alınarak yapılır. Dolayısıyla bankaların ve bankacıların kazançları, bu faiz oranlarına bağlıdır.
Gelelim LIBOR ve TIBOR belirlenirken yapılan hileye. Bu eşik faiz oranları, bankacılarca her gün tahmin edilerek ya da istatistik verilere dayanarak oluşturulması gerekirken, yakalanan bankacılar öyle yapmamış. Kendi aralarında anlaşarak, bankalar arası faiz hadlerini kendileri kâr edecekleri şekilde belirlemişler.
Faizleri istedikleri oranda belirleyip kâr elde etmek için bankacılar arasında yapılan pek çok telefon konuşması ve elektronik posta ele geçirilmiş durumda. Kısacası, paranın fiyatı olan faizin para piyasalarında rekabet ortamında belirleneceği düşünülürken işler tam tersine işlemiş. Bu tabii sadece yakın zamanda olan bir yolsuzluk değil, sürekli yapılan bir yolsuzluk olmuş.
Şimdi gelelim Türkiye'deki faiz lobisine. "Faiz lobisi, ülkeyi soymak için yapay riskler yaratıp faizleri yükseltiyor" dediğimizde, bazıları "Bu nereden çıktı? Faiz lobisi diye bir şey yok. Hiç öyle faiz lobisi olur mu! Faiz, paranın arz ve talebine göre belirlenir" diyerek, halkı kandırma yolunu seçtiler. Hatta iktisadın analiz yöntemi olan modellemeleri yaparken, lobicilik çıkarlarını her şeyin üstünde tutup, modellerinde, piyasaların sürekli tam rekabette olduğunu varsayacak kadar iktisat biliminden uzaklaştılar.
İşte size geçen hafta dünyanın önemli mali merkezlerinde ortaya çıkan faiz yolsuzluğu... Hani faiz piyasalarda belirleniyordu? Denetlenmezse, faizin nasıl belirlendiği ortada. Ama bizim faiz lobicileri, işlerine gelmediği için, geçen hafta patlayan bu faiz yolsuzluğunu ne yazdılar, ne de konuştular. Gerçeklerle ilgili gene üç maymunu oynadılar.

sabah



Bu yazı 1,265 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Kriz mi var?
    • 24 Eylül 2012 Yüksek faiz yüksek vergi
    • 21 Eylül 2012 Eksen kayması derler sakın kanmayın
    • 19 Eylül 2012 2001 krizinde ABD, IMF'nin Türkiye için yardım talebini geri çevirmiş
    • 14 Eylül 2012 Madem her şey çok kötü, niye AK Parti önde?
    • 12 Eylül 2012 Riskler azaldı, hâlâ notu niye artırmıyorsunuz?
    • 10 Eylül 2012 Altında yeni fiyat ne olacak?
    • 7 Eylül 2012 Draghi'nin planı Türkiye'nin notunu artırır mı?
    • 6 Eylül 2012 Sosyalist Enternasyonal'in Kürt sorununa çözüm önerisi ne?
    • 3 Eylül 2012 The Economist'in iki tuhaf isteği
    • 24 Ağustos 2012 Anadolu sermayesi mi, İslami burjuvazi mi?
    • 22 Ağustos 2012 Niye Gaziantep hedef seçildi?
    • 16 Ağustos 2012 Faiz lobisi şimdi ne diyecek?
    • 13 Ağustos 2012 İran niye Türkiye'ye kızıyor?
    • 9 Ağustos 2012 Faiz lobisine kötü haber: Londra zorda!
    • 7 Ağustos 2012 Türkiye'nin dış ekonomik riskleri ne?
    • 1 Ağustos 2012 Para niye Türkiye'ye gelecek?
    • 30 Temmuz 2012 Babamın bavulu Kıbrıs'ta
    • 25 Temmuz 2012 Obama küresel yolsuzluk dosyalarını niye açıyor?
    • 20 Temmuz 2012 Erdoğan'a niye kızıyorlar?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,572 µs