En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Paşa niçin kendini öptürmedi?



İster inanın, ister inanmayın... Birazdan yazacağım başlığı, Sabah gazetesi attı.

Eski Sabah’tan söz ediyorum.

Hani, Aydın Doğan’ın müesseseleriyle birleşip “voltranı” oluşturan ve tarihe “dağıtım karteli” lafını armağan etmiş “sivil gazete...”

Bu gazetenin başında, nedense hep gözden kaçırdığımız bir isim, Zafer Mutlu bulunuyordu.

Mesleğin en namlı iki yayın yönetmeninden biriydi.

Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar’ın kovulması, insan hakları savunucusu Akın Birdal’ın kurşunlanması sonucunu doğuran Çevik Bir patentli “andıç haberine”, Türk matbuatında sadece iki genel yayın yönetmeni itibar etmişti.

Biri Ertuğrul Özkök’tü...

Ki, yıllardır andıç dayağı yiyip duruyor. Fakir bile, hiç yazmadıysa, en az iki yüz yazı yazmıştır.

Diğeri Zafer Mutlu’ydu.

Bu mutlu ve şişman arkadaş, hiçbir zaman “andıç ayıbına” ortak olmadı. Özkök dayak yerken, hiç ortalarda görünmedi. Sindi, sustu, pustu. Ne sayarsanız sayın. Pekala, kendini ortalara atıp, “Durun, biz kardeşiz... Dayağın bir kısmı da bana gelsin!” diyebilirdi. Demedi. Andıç’ın “harika bir gazetecilik çalışması” olduğunu söyleyebilirdi. Söylemedi. Özür dileyebilirdi. Dilemedi.

Bir hususiyeti daha vardı Zafer Mutlu’nun...

Başında bulunduğu yayın organını “dükkâna” benzetiyordu.

Pazar Postası’ndan Nihal Mete Ün’e verdiği röportajda aynen şunları söylemişti: “Ne gazeteciliği kardeşim! Biz burada dükkan açtık, para kazanıyoruz.”

Bir şey daha:

Dönemin Sabah gazetesi (ve patronaj), “dükkân” işini ciddiye almış olacak ki birden “bankacılığa” heves etti. Etibank’ı satın aldı.

Fakat, banka yönetmek, karargahtan gelen andıçları manşete taşımaya benzemiyordu. Dükkân işletmeye hiç benzemiyordu. Etibank battı. Sabah gazetesi ve yan işletmeler elden gitti. Patronaj (ve yönetim kurulu üyeleri) cezaevini boyladı. Ama zararda pay sahibi olan Zafer Mutlu’ya bir şey olmadı.

En azından batması gerekiyordu.

Bir baktık, “sıfırdan”, yepyeni bir gazetenin sahibi olmuş...

Peki, bu nasıl oldu?

Bilmiyorum...

Zafer Mutlu anlatacak ki, bilebilelim nasıl olduğunu.

Lafı uzattığımın farkındayım... Genel yayın yönetmenliğini Zafer Mutlu’nun yaptığı Sabah gazetesinin bir başlığından söz edecektim.

Dönem 28 Şubat...

Medyada “irtica” haberlerinin geçit resmi yaptığı civcivli günler..

Başbakanlık koltuğunda Necmettin Erbakan oturuyor...

Komuta kademesinin başında ise Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı bulunuyor.

İkili bir toplantıda bir araya geliyorlar...

Erbakan, koltukta oturmakta olan Karadayı’ya elini uzatıyor ve öpüşmek üzere öne doğru eğiliyor... Ama o güne kadar her türlü “irticai hamleyi” başarıyla savuşturmuş Karadayı, “uzak toka” yaparak Erbakan’ı püskürtüyor.

Sabah gazetesi, bu nezaketsizliği, “büyük haber” olarak birinci sayfasından duyurdu.

Başlık, ister inanın ister inanmayın, aynen şöyleydi: “Karadayı kendini öptürmedi...”

Karadayı’nın uzak tokasını “zafer” havası içinde sunan Zafer Mutlu’nun Sabah gazetesi, bir süre sonra, dayanamayacak, siyasi krize rağmen Türkiye’deki ekonomik büyümenin “Avrupalıları bile şaşırttığını” yazacaktır. Hiç utanmayacaktır...

Karadayı Paşa, “kendini öptürmeyerek” anlamlı bir zafere imza attı ama bankaların içini boşaltarak Türk halkını “öpücüklere boğan” soyguncu taifesine, “Bir dakika, ne oluyor?” diyemedi.

star



Bu yazı 1,131 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,659 µs