En Sıcak Konular

Mahir Kaynak


Mahir Kaynak
0 0 0000

Ekonomik kriz



Günümüzde en çok konuşulan ve tedirginlik yaratan konulardan biri de ekonomik kriz. Bu durum beklenmedik bir olay değil. Yıllar önceden başlayan bu süreçte, bazılarına göre, ortaya çıkan olumsuzluklar düzeltilmek isteniyor. Başka bir ihtimal de bu şartları kullanarak dünyaya verilmek istenen yeni şekle ulaşılmak istenmesidir.
1993’te üniversiteden ayrıldım. Bu tarihe kadar derslerde ABD’nin borçlanmasını şu basit örnekle anlatırdım: Çin ABD’ye bin dolarlık mal satsa halk bunları satın alır ve bin dolar Çin’in alacağı olur. Paranın yatırıldığı finans kurumu bin dolarlık hazine bonosu alırsa dış ticaret açığı bütçe açığını kapatır. İşi şakaya vurur ve denizlerde gördüğünüz ABD filolarını Çin finanse ediyor derdim.

Bu durum tüm dünyaya yayıldı ve birçok ülke gayri safi milli hasılasını aşan miktarlarda borçlandı. Bu borçların hepsine finans kurumları aracılık ediyor ve bunlar her devletin kontrol edebileceğinden daha büyük miktarları yönlendiriyorlardı. Buna küresel sermaye deniyordu ve bu sermaye gurubunun siyasal projeleri vardı. Üretimi gerçekleştiren yerli sermaye küresel sermayenin egemenliğine karşı idi. Dünyadaki çatışmanın yerli sermaye ile küresel sermaye arasında olduğunu ve bu çatışmada küresel sermayenin yenileceği söyledim ama birçok kişi bunu bir hayal saydı.  

***

ABD iki aşamalı bir plan yaptı. Devlet önce bütçe açığını kapatacak ve kendisinin sebep olduğu dış ticaret açığını kapatacak daha sonra halkın borçlanması sonucu oluşan cari açığı engelleyecekti. Bugüne kadar biriken dış borçların ödenmesi yerine, ödeme halkın refahında büyük azalma yaratacağı için, finans oyunlarıyla sıfırlanması sağlanacaktı.  

Avrupa’da birçok ülke aynı durumdaydı ve ödemeleri mümkün olmayan miktarda borçlanmışlardı. Ancak ABD’nin ekonomik yapısıyla bu ülkelerin arasında büyük fark vardı. ABD tarım ürünleri de ihraç eden bir ülkeydi yani herhangi olumsuz bir süreçte halkı aç kalmazdı. Petrol ve hammadde ihtiyacının önemli bölümünü kendisi karşılıyor, geri kalanını da politik olarak egemen olduğu yerlerden sağlıyordu.  

Avrupa’nın borçlu ülkelerinde ekonomik yapı ABD’den farklıydı. Onlar gıda ve enerji ithal ediyordu ve bundan mahrum kalırlarsa bir savaşın yaratacağından daha büyük bir sıkıntıya düşmeleri kaçınılmazdı. Onlar da iki aşamalı bir planı uygulamaya koydular. İlk aşamada bütçelerini denkleştirecek, halkın daha fazla borçlanmasını engelleyecek, borçların geri ödenmesi söz konusu olmayacaktı. Ancak borçlanmanın durması bile halkın refahını olumsuz etkiliyor, memurlar düşük maaş alıyor, emekli aylıkları azalıyordu. Emekli fonları, finans kurumlarında değerlendirildiği için, borçların ödenmemesi bunları tehlikeye atıyor ve ileride devletin bu fonlarda kaybedilenleri telafi etmesi gerekiyordu.  

Geçmişte borçlanan ülkelerin vereceği tek şey kalmıştı. Halkının ayaklanıp ülkenin kaosa sürüklenmesini engellemek için siyasi tavizler vereceklerdi. Şimdi dünya bu şartlara bağlı olarak  şekilleniyor. Dışa en az bağımlı ülkeler olan ABD ve Rusya yeniden birer güç odağı olacak, diğer ülkeler onların aracılığı ile gıda ve enerji sağlayacak. Zaten Rusya dünyanın en büyük doğalgaz rezervine sahip ülke ve Avrupa ona ve çevresine bağımlı durumda. Çözülmesi gereken sorun İkinci büyük doğalgaz rezervine sahip İran’ı da bu yapıya bağlamak. Yani İran’ın nükleer çalışmalarından kimse korkmuyor ama onun yerini belirlemek için bu bir araç olarak kullanılıyor. ABD petrol bölgelerini kontrol edecek ve böylece dünyada yeni güç odaklarının oluşması engellenecek. Olaylara bir de bu açıdan bakmak gerekir diye düşünüyorum.

star

Bu yazı 1,710 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 5 Ağustos 2012 Yeni değil
    • 1 Temmuz 2012 Dünden bugüne
    • 13 Mayıs 2012 Yönlendirme
    • 14 Nisan 2012 28 Şubat
    • 8 Nisan 2012 Dış güçlerin rolü
    • 25 Mart 2012 Kürt sorunu
    • 11 Mart 2012 İstihbarat operasyonu
    • 4 Mart 2012 Zayıf yanımız
    • 19 Şubat 2012 Ekonomik kriz
    • 12 Şubat 2012 Suriye’de neler oluyor?
    • 29 Ocak 2012 Görüntü ve gerçek
    • 1 Ocak 2012 Siyaset ne işe yarar?
    • 25 Aralık 2011 Kim seçilecek?
    • 23 Ekim 2011 Ekonominin geleceği
    • 16 Ekim 2011 Ülkenin gücü
    • 17 Temmuz 2011 Karşı tarafın rolü
    • 10 Temmuz 2011 Yeni Osmanlıcılık
    • 25 Haziran 2011 Bakış açısı
    • 19 Haziran 2011 Değişen muhalefet
    • 11 Haziran 2011 Darbeyle hesaplaşmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,925 µs