En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Kemalistler ve İsrail lobisi



Geçen gün Paul Auster olayını yorumlarken 'İsrail lobisinden' söz etmiştim. Her zamanki gibi bağlantıları görmeyenler ya da örtbas etmek isteyenler oldu.
Başbakan Erdoğan, dün yine Auster'a değindiği için konu hâlâ gündemde...
O halde şu meseleyi biraz açayım. Önce hızlı bir özet: Yahudiler yüzyıllar boyu çeşitli ülkelere dağılmış biçimde yaşadı. 19'uncu yüzyıla gelindiğinde,
"Bizim de bir devletimiz olsun" fikri gelişmeye başladı.
Yahudi soykırımı (Holokost)...
Yani Hitler'in kadın, çocuk, yaşlı demeden, 6 milyon Yahudi'yi gaz odalarında öldürmesi kavmin sosyal psikolojisinden korkunç bir travma yarattı.
İsrail devleti 1948'de kuruldu. Ölüm-kalım gerilimi, İsrail yöneticilerini Holokost'u bir devlet ideolojisine dönüştürmelerine yol açtı.
Hem silahlandılar, hem de İsrail'in esenliği için, bilhassa ABD'de yaşayan Yahudileri devreye soktular. Sonuçta İsrail devletini eleştiren herkesi, "Yahudi düşmanı" ilan ettiler.
Ortadoğu'da yalnız kaldığından, dosta ihtiyacı vardı İsrail'in... ABD'nin etkisiyle, Türkiye'nin İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke olması çok önemliydi.
Laiklik bahanesiyle Sünnileri kitleleri baskı altında tutan Kemalistlerle ittifak kurdular. Bu işbirliğinin en ilginç meyvesi, 28 Şubat (1997) postmodern darbesi oldu.

***

Kasım 2002'den itibaren İsrail yöneticileri ve dolayısıyla İsrail lobisi yine strese girdi... Çünkü artık iktidarda, parti kapatma ve darbe girişimlerinden sıyrılacak olan, yüzde 50 oy gücüne sahip, Sünni eğilimli AK Parti Hükümeti vardı.
Askerin müdahalede başarısızlığı, seçim yenilgileri, Ergenekon ve Balyoz davaları... AKP Hükümetinden kurtulmak isteyen çevreleri, yurtdışından destek aramaya itti... Mesela ABD yönetimini ikna etmeye çalıştılar.
İsrail lobisi ise yardıma dünden hazırdı. Nedeni apaçık: Çünkü Erdoğan Hükümeti, İsrail'in çıkarına uymuyordu.
Bu sebeple, en küçük bir fırsat bile Hükümeti zorda bırakmak için kullanmaya başladılar.

***

Peki, mekanizma nasıl çalışıyor?
2008-2010 döneminde New York'tan getirilen Andrew Arato adlı siyaset bilimci güzel bir örnektir. Türkiye hakkında bir tane dahi makalesi ya da kitabı olmayan bu adamı üniversitelerde konuşturdular...
Gazetelerde tam sayfa söyleşiler yaptılar. Köşe yazılarında göklere çıkardılar. (Madem o kadar önemliydi, şimdi nerede?) Paul Auster'ın durumu elbette Arato'dan daha farklı. "Tutuklu gazeteci sayısı 100'ü geçtiği için Türkiye'ye gitmiyorum" diyor.
Hangi yayında? Tabii ki Hürriyet gazetesinde!
Kime diyor? İnternet sitesi Atatürk ile açılan, fotoğraf meraklısı bir gezgin hanıma...
Peki, bu 100 sayısı nereden çıktı? (Söyleşiyi yapan hanımdan bunu sormasını beklemiyoruz elbette.) Ancak Paul Bey, Türkiye ile çok ilgili olduğunu söylüyor... Madem öyle niye 'Committee to Protect Journalists'in (CPJ: Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi) sitesine göz atma zahmetini göstermiyor?
Çünkü oraya baktığında 100'değil "8", evet "sekiz" gazetecinin, Türkiye'de "mesleğini ifade etmekten" tutuklandığını, isimleriyle birlikte görecek.
Paul Auster yalana dayalı önyargılı laflar ediyor... "Saçmalama birader" diyen yok. İnternet siteleri destek mesajlarıyla dolu... "İsrail lobisinin etkisi" işte bu... Anlatabildim mi?

sabah

Bu yazı 1,302 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,096 µs