En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Devlet, dindar nesiller yetiştiremez



Başbakan'ın sözü, bilinen ezberlerin kapağını açtı. Karanlık ve korku dolu bir dünyadan gelen sesler bunlar.


Akıl ve tecrübenin, bilimsel bir muhakemenin devreye girememesi, ancak korkuların derinliği ile açıklanabilir.

"Devlet, dindar nesiller yetiştirsin!" Dindarlara çok sevimli, din-dışı bir hayatı tercih edenlere ise korku verici gelecek bir talep. Ama imkânsız. Çünkü, sosyolojik bir gerçek var: Devlet, istese de dindar nesiller yetiştiremez. Hem devletin, hem de onunla karşı karşıya gelen bireyin ve toplumun doğasına dair bir imkânsızlıktır bu. Devlet elindeki gücü kullanarak, din ile toplumlar arasında aşılması güç duvarlar inşa ederek dinsizliği yayabilir. Toplumu dinsizleştirebilir. Ama din ile birey arasındaki sıcak ve samimî ilişkiye aracılık edemez. Yıkabilir ama yapamaz. Yapmaya kalktığı zaman tam tersi bir sonuç ortaya çıkar. Dindarlık şekilci, soğuk ve itici bir resmiyetin içinde bütün cazibesini kaybeder. Sadece siyasî çıkarları için dini kullanmış olur.

İran ve Türkiye'deki dindarlığı mukayese eden araştırmalar, bu karşıtlığı kanıtlıyor. Türk toplumu, İranlılara göre birkaç kat daha fazla dindar. Hangisinde dindarlık devlet politikası?

Alain de Botton'un "Ateistler İçin Din" isimli, yeni çıkan kitabını (Türkçesi Ayşe Ece, Sel Yayınları, İstanbul, 2012) bu konuları merak edenlere hararetle tavsiye ederim. Yazar samimi ve inançlı bir ateist, yani dinsiz. Yazar, Tanrı'yı reddetmenin, dinlerin insan hayatına getirdiği bir yığın faydalı geleneğe ve düşünceye yabancılaşmakla sonuçlanmasını sorguluyor. Yahudilik, Hıristiyanlık ve Budizm'e eğiliyor ve dinlere inanmayanlara sesleniyor: "...Ama yine de dinlerin vaaz verme biçimleriyle, ahlâkı yücelten anlayışlarıyla, bir topluluk ruhu oluşturma çabalarıyla, sanat ile mimarîden yararlanma becerileriyle, seyahat etmeyi özendiren etkinlikleriyle, zihinleri eğitme çalışmalarıyla, baharın güzelliği karşısında şükran duymayı aşılayan öğretileriyle ilgilenebilirsiniz." Ekliyor: "Dinlerde seküler hayatın en inatçı ve ihmal edilmiş hastalıklarının birkaçını dindirmek için yararlanabileceğimiz çok sayıda, yetenekli kavramlarla dolu bir deponun bulunduğunu keşfedebiliriz." Yazar, Durkheim'den beri tekrarlanan, din-toplum özdeşliğine, bir dinsizin perspektifinden ahlakî bir pencere açıyor. Peşine düştüğü kavramlardan biri de ahlâk: Dinden uzaklaşırken "ahlâk sözcüğünden korkar hale geldik" hükmünü veriyor.

Cumhuriyet'in azınlık yönetiminin ilkel pozitivizmi, dindarlığın toplumdaki derin karşılığını kavrayamadı. Tersine, toplumu değiştirmek için din ve dindarlık tezahürleri üzerinde balta ile ameliyatlara girişti. Ancak bu politikanın siyasî olarak bir faydası vardı: Geniş halk kitleleri dindardı. Dindarlığı yasaklamak, doğrudan halkı yönetimin uzağında tutmak için basit ve kestirme bir yol olarak işe yarıyordu. İktidarın etrafına kalın duvarlar örüp, dindarlığı dışarda bırakınca demokrasi kendiliğinden imkânsız hale geliyordu.

Geniş halk kitlelerinin dindarâne siyasî motiflerle kendini ifade etmesi, dinin bir siyasal iktidar arayışını değil, tersine bu Cumhuriyet politikalarına karşı tepkiyi ifade eder. Din zorlandı. Baskı altına alındı. Tahrif edildi. Din, siyasî hücumlara bu kadar yoğun biçimde maruz kalmasaydı, dindarlık siyasî bir kimliğe bürünme ihtiyacı hissetmeyecekti. Bir cuma namazında saf tutup namaz kılmak veya perşembe akşamı ayin-i cemde semaya kalkmak dışında, farklı toplumsal kesimlerden gelen insanları bir araya getiren seküler alternatifler neler? Çocuğunuzun kötü alışkanlıklardan uzak, ahlâklı bir kişilik kazanmasına katkı sağlayacak dindarlık dışında sunabileceğiniz bir alternatif var mı?

Devlet bu ihtiyaçların hiçbirini sahici bir şekilde karşılayamaz. Dindar bir nesil yetiştiremez. Karşılamasına da gerek yok. Sadece gölge etmesin yeter. Toplum, bu ihtiyacı birkaç kez fazlasıyla karşılayacak potansiyele zaten sahip.

Dindarlığın meşru ve doğal bir nitelik olarak kabul edilmesinin ve saygı görmesinin hiçbir siyasî getirisi yok. Ama normal değilse ve saygı görmüyorsa, o zaman dindarlıktan daha etkili bir muhalefet aracı bulunamaz. Başbakan, iktidarda onuncu yılında bile bu muhalefet aracına müracaat edebiliyorsa, sorunu çözecek olan devletle din arasındaki sorunlu ve zorunlu ilişkinin sona erdirilmesi olmalı.

zaman

Bu yazı 1,105 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,352 µs