En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Askerlik dersi



Liseye başladığım sene, çakı gibi bir piyade binbaşısı, sınıfa kıta elbiseleriyle girmişti.


Öğretildiği şekilde, kapıda bekleyen sınıf mümessili 'Dikkaaaaat!' diye bağırınca, oturduğumuz sıralarda ayağa fırlayıp hazırola geçmiş; 'Merhaba arkadaşlar!'dan sonra gelen, sert 'Nasılsınız?' sorusuna eğlenerek var gücümüzle 'Sağ ol!' karşılığını vermiştik. 15 yaşında, ergenlik savrulmaları yaşayan bir delikanlı için ilginç bir tecrübe. Başkalarının tecrübesi farklı olabilir, ama ben bu dersi sevmiştim. Askerlik hocası bize sadece rütbeleri ve millî savunmayı öğretmiyor; ayrıca bir kişilik eğitimi de veriyordu. İlk sınavda 'Türk genci ahlâklıdır, kopya çekmez' diye sınıfı terk edip, bizi vicdanımızla baş başa bıraktığında sınıfın tamamının kopya çektiğini, ama kişiliğimizde bir şeylerin de değişmeye başladığını hatırlıyorum.

Resmî olarak 'millî güvenlik' adı verilen bu ders, önümüzdeki yıldan itibaren müfredattan kaldırılacak. Bu dersin özelliği neydi? Kaldırılması ne anlama geliyor?

Bu dersler, militarizmin eğitim sistemi içindeki somut sembollerinden biriydi. Sadece biri. Aslında eğitim sistemimiz bütünüyle, bu derslerde somutlaşan militarist anlayışa göre şekillenmişti. Alıştığınız için size çok doğal gelecek şeylerden başlayalım: Öğretmen sınıfa girince çocukların ayağa fırlayıp hazır ola geçmesi, ancak o izin verince oturmaları; rahat ve hazır ol komutları ve uygun adım ve hizalı yürüyüşler hep askerlikten alınmadır. Bunlar sadece şekilde kalmıyor, eğitimin içeriğine de yansıyor. Militarist anlayışa göre eğitimin amacı çocuğu disipline alıştırmak. Öğretmen bilgi öğretmekten önce onu disipline etmekle görevli. Öncelik askerî disipline kayınca, öğrenilecek bilgiler de hayata hazırlamak için değil, bu katı disipline katkı sağlayacak şekilde kurgulanıyor. Sınav adını verdiğimiz ölçme değerlendirme sistemi, eğitimin bütününe egemen kılınan disiplini sürdürecek şekilde işliyor. Şu soruyu soralım: Çocuklara öğretilen bilgiler, yani müfredatlar hangi ihtiyaca göre belirleniyor? Ancak herkesin aynı anda ve aynı şekilde öğrenebileceği bilgiler. Bunların arasında özgür düşünmeye yönelten bilgileri bulamazsınız.

Militarizm toplumun, ekonominin, eğitimin bütünüyle askerî ihtiyaçlara göre biçimlendirilmesini savunan bir anlayışı ifade ediyor. Her şeyin önünde savunma ihtiyaçları bulunur. Barış zamanında da toplum, bu ihtiyaçlara göre örgütlenir. Böylece ortaya siyasal ve toplumsal hayatta etkin bir rol oynayan bir ordu çıkar. Bu durumun doğal sonuçları toplumsal kültüre yansır. Savaş şiddetin örgütlenmesi olduğu için toplumsal kültür şiddeti meşru kabul eder. Zengin bir çoğulculuğu temsil eden toplumsal aktörler sadece dost ve düşman olarak iki gruba indirgenir. Toplum emir ve komutla hareket eden hiyerarşik bir yapıya bağlanır. Askerî değerler, toplumsal değerlere dönüşür. Sivil alan görece özerkliğini kaybeder ve askerî hegemonyaya boyun eğer. Doğal olarak demokrasinin yaşayabileceği bir alan kalmaz. Hiyerarşi ve disiplin özgürlükleri gereksiz bir lüks haline getirir.

Militarizm, doğal olarak bir ideolojiye hayat verir. Militarizme eldiven gibi uyan bu ideoloji ırkçılıktır. Askerî olarak 'Düşman kim?' sorusuna verilen cevabı, siyasal-sosyal alana taşıdığınız zaman ırkçı düşmanlıklar kolaylıkla üretilir. Düşmanla baş edebilmek için önce bir düşmanınızın olması gerekir. Askerlik dersinin, bütünüyle militarist eğitimin giydirdiği ideoloji ile çevrenizde düşman aramaya giriştiğiniz zaman hemen etnik kökenlere bakmaya başlarsınız. Bulduğunuz zaman ikinci aşamaya geçersiniz: Düşmanın ortadan kaldırılması gerekir. İşte bu yüzden toplumsal şiddet, doğrudan militarizmin sonucudur.

Millî güvenlik dersinin kaldırılması, sağlıklı bir toplumsal iklime ulaşabilmek için önemli bir adım. Ama daha aşılması gereken çok engeller var. Askerlik dersi sonrasında ikinci sırada beden eğitimi dersleri geliyor. Beden eğitimi derslerinde neden askerî eğitim verilir? Çocuklar ve gençler neden 'hazır ol'da durur? Bir cevabınız var mı?

Bizdeki militarizmin, tarihsel tecrübemiz ile bir alâkası yok. Doğrudan Prusya'dan alınma modern çağlara özgü bir geleneği yansıtıyor. 27 Mayıs darbesinden sonra militarist ruh, devlet otoritesinin her uzvuna yerleşti. Bu otoriter alışkanlıklardan kurtulmak kolay değil. En büyük yük ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın omuzlarında. Bu arınma askerî okullara kadar uzandığı zaman otoriter toplum yapısı yavaş yavaş kaybolmaya başlayacak.

 zaman

Bu yazı 1,059 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,806 µs