En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Kolesterol ilaçları şeker hastalığına yol açıyor



Yeni yayınlanan bir araştırma, menopoz dönemi sonrasında “21. yüzyılın aspirini” olarak da bilinen kolesterol düşürücü ilaç (statin) kullanan kadınlarda şeker hastalığı riskinin önemi derecede arttığını ortaya koydu.

Kadın Sağlık Girişimi’ne (Woman’s Health İnitiative) ait verilerden yapılan değerlendirmede kolesterol ilacı kullanan kadınlarda riski etkileyebilecek yaş, ırk, vücut kitle endeksi gibi faktörlerin düzeltilmesinden sonra “diyabet riskinin yüzde 48 arttığı” ortaya çıktı (1).

Bu araştırmada yaşları 50 ile 79 arasında değişen 153. 840 kadına ait verilerden faydalanıldı.

Başlangıçta şeker hastalığı olmayan bu kadınların yüzde 7’ si statin alıyordu. Bunların da yüzde 30’ u simvastatin, yüzde 27’ si lovastatin, yüzde 22’ si pravastatin, yüzde 12.5’ i fluvastatin ve yüzde 8’ i de atorvastatin kullanıyordu.

1993 yılında başlayan çalışma 2005’ de değerlendirildi ve bu süre içinde statin kullanan kadınların yüzde 9.93’ ünde (10.834 kadının 1.076’ sında) ve statin kullanmayan kadınların ise yüzde 6.41’ inde (143.006 kadının 9.166’ sında) diyabet geliştiği ortaya çıktı.

Diyabet riski kalp hastalığı olan veya olmayan kadınlar arasında farklı bulunmadı.

Risk ırklara göre değişiyor

Araştırma statin kullanan kadınlarda diyabet görülme riskinin ırklara göre değiştiğini de gösterdi. Risk, Beyaz ırkta yüzde 49, Afrika kökenli Amerikalılarda yüzde 18, İspanyollarda yüzde 57 ve Asyalılarda yüzde 78 olarak bulundu.

Diyabet riskinin farklı topluluklarda farklı bulunması bu araştırmanın çok önemli sonuçlarından; buna göre tüm ırkların kendi diyabet risklerini belirlemesi gerekiyor.

Diyabet riski birkaç seneden beri biliniyordu

Kolesterol ilaçlarının diyabete sebep olabileceği ilk kez 2008’ de anlaşıldı. Daha sonra 2010 ve 2011’ de yayınlanan analizlerde de bu ilişki doğrulandı ama risk yüzde 10 mertebesinde idi (2,3).

1987 senesinden beri yani 25 seneden beri tüm dünyada yaygın olarak kullanılan kolesterol ilaçlarının diyabet riskini artırdıklarının ancak birkaç sene önce belirlenmiş olması da üzerinde de durulması gereken bir durum.

Araştırmayı yapanlar ne diyor?

Araştırmanın uzmanlarından Manson “Bu sonuçlara bakarak statin kullananların doktorlarına danışmadan ilaçlarını kesmeleri yanlış olur. Bu bulgular bu aşamada kılavuzlarda da bir değişiklik yapılmasını gerektirmiyor; çünkü statinlerin kalp krizi ve felçleri önlemedeki faydaları diyabet riskinden daha fazladır.

Statinlerin daha önce kalp hastalığı olmayanlarda kalp krizi riskini azaltmasına karşılık tüm ölüm oranının değişmemesi diyabet gelişmiş olması dolayısıyla olabilir” diyor.

Yunsheng Ma da şunları söylüyor:

“Daha önce yapılan çalışmalar da kolesterol ilacı kullananlarda şeker hastalığı riskinin yüksek olduğunu göstermişti ama oran bu kadar yüksek değildi. Bu etki bütün statin tipleri için geçerliydi; dolayısıyla risk artışının ilaç sınıf etkisine bağlı olduğunu düşünüyoruz.

Farklı statinler ve farklı dozların diyabet riskine etkisi de araştırılmalıdır. Statin verilmeden önce, özellikle de kalp-damar hastalığı olmayanlarda ve yaşlı kadınlarda risk-fayda analizi çok iyi yapılmalıdır. Bugün, statin kullanmaması gereken birçok insan statin kullanıyor. Statinler mucize ilaçlar değildir” diyor.

Bu araştırmadan neler öğrendik?

BİR: Kalp hastalığına bağlı komplikasyonları önlemek için verilen ilaçların kalp-damar hastalıklarının başta gelen sebeplerinden olan diyabet riskini artıyor olması çok ürkütücü!

İKİ: Bu riskin ilacın piyasaya çıkmasından 20 sene sonra anlaşılmış olması da üzerinde düşünülmesi gereken bir husus.

ÜÇ: Buna göre, birkaç senelik çalışma sonuçlarına bakarak statinlerin bazı ciddi hastalık, mesela kanser riskini artırmadıklarını iddia etmek de doğru değil. Gelişimi için çok uzun zamana ihtiyaç olan kanserler için çok daha uzun süreli takiplerin yapılması lazım.

DÖRT: Hele bir de bu ilaçların kullanımlarının giderek yaygınlaşması, özellikle de kalp hastası olmayan sağlıklı insanlara ve 8 yaşından itibaren çocuklara da verilebildiği düşünülürse diyabet ve çok daha uzun vadede ortaya çıkan kanser gibi hastalık risklerinin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır.

Ülkemizdeki durum hakkında bilgim yok ama Amerika’ da statin kullanımının son 20 senede 45 yaşın üzerinde olanlarda 10 misli arttığını biliyoruz. 1988-1994’ de yüzde 2 olan oran 2005-2008’ de yüzde 25’ e çıktı. Bu oran 75 ve daha yaşlı kadınlarda yüzde 39’a ve 65-74 yaşları arasındaki erkeklerde yüzde 50’ ye kadar yükseliyor. Bu ülkede statinlere harcanan para 19 milyar dolar.

BEŞ: Diyabet riskinin ırklara göre farklı bulunması en az diyabet riskinin artmış olması kadar önemli bir sonuç. Ülkemiz için bu risk hakkında elimizde ne yazık ki hiçbir bilgi yok. Araştırmada Asya kökenlilerde riskin çok yüksek çıkmış olması insanı korkutuyor.

Gelelim neticeye

Statinler ülkemizde de her geçen gün daha çok kullanılıyor ama bu ilaçların ne etkinliği ne de güvenilirlikleri konusunda bizim insanlarımız üzerinde yapılan kayda değer hiçbir araştırma da bunları merak eden de yok.

Statinlere toz kondurmayan Türk Kardiyoloji Derneği’ nin kolesterol tartışmaları sırasında yaptığı ve internet sitesinde yer alan açıklamasını okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız(4):

“3-Kolesterol düşürücü ilaçların, statinlerin yan etkileri var mı? Neler?

Statinler bugüne kadar yüz binlerle ifade edilen insan üzerinde en çok araştırmanın yapıldığı ilaçlardır. Yine milyonlarca insan tarafından 20 yıldır kullanılmaktadır. Dolayısıyla yan etkileri iyi bilinen ilaçlardır. En önemli iki yan etkisi rabdomiyoliz dediğimiz böbrek yetmezliğiyle birlikte kas harabiyeti gelişmesi, sıklığı 1/10 milyon reçetede (veya %0.007), diğeri karaciğer yetmezliğidir, sıklığı 0.5-1/100 bin hasta yılı. Bunun dışında kas ağrıları, karaciğer enzim yükselmesi gibi yan etkileri görülebilir. Yan etkileri ilaç kesildiğinde 3 ay içinde düzelir. Düzenli hekim kontrolünde kullanıldığında son derece güvenli ilaçlardır. Herkes tarafından rahatlıkla kullanılan aspirine göre daha güvenli ilaçlardır.”

KAYNAKLAR

    http://archinte.ama-assn.org/cgi/content/full/archinternmed.2011.625
    http://jama.ama-assn.org/content/305/24/2556
    http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(09)61965-6/abstract
    http://www.tkd.org.tr/pages.asp?pg=460

Bu yazı 3,058 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,320 µs