Nuh Gönültaş
0 0 0000
Ne oldu, terörist denilmesi zorunuza mı gitti?
CHP sözcüsü son günlerin gelişmeleri için "Türkiye'de anlaşılması, kabul edilmesi, hazmedilmesi güç tasarruflar oluyor" diyor.
Gerçekten yaşananlar CHP zihniyeti için böyle.
Anlaşılması zor, kabul edilmesi zor, hazmedilmesi zor işler!
Oysa Başbakan'ın söylediği gibi bu işler, "Olması gereken işler."
Bugüne kadar olmaması, bu işlerin böyle olmaması gerektiğini göstermez. Bilakis bu işlerin bugün yadırganıyor olması bugüne kadar olması gerektiği halde olması gerektiği gibi değil de olmuyormuş gibi kabul edilmesinden kaynaklanıyor.
12 Eylül referandumu ile yapılan Anayasa değişikliğine kadar TC kanunlarında Genelkurmay Başkanı'nın işleyeceği suçlar için herhangi bir yargılama mercii yoktu. 148. maddede Genelkurmay Başkanı'nın görevi ile ilgili suçlarda Yüce Divan yetkili kılındı. Görevi andıç yayınlamak, site kurmak ve hükümeti devirmek olmadığı için 145. maddeye giriyor durumu. Onun için sivil mahkeme devreye girdi.
Yani 12 Eylül'de yapılan referanduma kadar yasalarda Genelkurmay Başkanı adeta suç işlemez birisi olarak yer alıyordu. Suç işlemez, dolayısıyla yargılanamaz...
İşte CHP'lilerin anlamadığı bu.
Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisinin tutuklanmasını anlamıyorlar!
Genelkurmay Başkanlığı yapmış birinin terör suçu ile anılmasını hazmedemiyorlar.
Oysa bu hukukun dili.
İlker Başbuğ "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme ve Türkiye Cumhuriyet hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan" şüpheli olarak yargılanıyor.
Yani Başbuğ'a atfedilen suç bir tür terör örgütü kurma ve yönetme suçu. Bu da ona "Terörist" denilmesine yol açıyor.
Türkiye'de terör suçu denilince hep sivillerin işlediği suçlar, PKK terörü akla geldiği için bu suçla yargılanıyor olmak elbette üzücü oluyor.
Ama şu var. Bu suçu değil Genelkurmay Başkanı, kim işlemiş olursa olsun hukuka göre böyle tanımlanacaktı.
Yani, hukuktan Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisine üzerine atılı suçtan dolayı farklı bir tanımlama yapmasını beklemek, Genelkurmay Başkanlığı yaptığı için görevi süresince işlediği suçlara daha müsamahalı bakmak, atılı suçu farklı bir yasa maddesi ile yargılamak adil olur mu?
Kaldı ki, Türkiye'de "terörist" , "vatan haini", "bölücü", "mürteci" gibi sıfatlar asker kişiler tarafından hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadan da çok rahatlıkla halkın ekseriyeti için rahatlıkla kullanılan kelimelerdi ve bunlar hiçbir hukuki sonuç olmadan yapılıyordu.
İnternet sitesi kuracaksınız, halka karşı psikolojik harekât yapacaksınız, halkın belli kesimlerini hukuki bir karar olmadan mürteci, vatan haini, bölücü diye suçlayacaksınız, sonra da işlediğiniz iddia edilen suçtan yargılanırken suçunuza hukukun "terör suçu" demesine alınacaksınız!
Elbette, yani, ne oldu zorunuza mı gitti?
Elbette bu kavramlar öyle kolay kolay kullanılabilecek kavramlar değil.
Kullanılsa bile öyle kolay kolay hazmedilebilecek kavramlar değil.
Hazmedilse bile öyle kolay kolay anlaşılacak tavırlar değil.
İşte bu gibi sübjektif isnatlar insanı böyle yaralıyor.
Bu topraklarda yaşayan insanlar tehdit değerlendirmesi denilen sübjektif kararlarla mürteci ve bölücü ve dolayısıyla terörist diye damgalanırken niçin CHP rahatsız olmuyordu?
Genelkurmay Başkanı'na terörist denilmesinden rahatsız olanlar, o Genelkurmay Başkanı'nın emriyle toplumun bir kesimine karşı kara propaganda yapmak ve onlara mürteci damgası yapıştırmayı, toplumu terörize etmeyi makul mü görüyorlar?
Evet, topluma karşı yapılan bu tür psikolojik savaş hareketleri aynı zamanda toplumu terörize etmeyi amaçlar ve bu büyük suçtur.
Bu suçu kim işliyor, toplumu kim terörize ediyorsa hukukta buna terörist deniliyor.
Aslında kimse İlker Başbuğ'a terörist demiyor.
Hukuka göre Başbuğ'un yargılandığı suç bir tür terör suçu.
Henüz bu yargılama bitmiş ve Başbuğ hakkında nihai bir karar verilmiş değil. Hukuk suç terör suçu diyor, ama "Başbuğ teröristtir" demiyor. Ona terörist deniliyor diyenler yargılandığı suçun hukuktaki karşılığından bu manayı çıkarıyorlar.
Bakın Kenan Evren de bu ülkede Genelkurmay Başkanlığı hatta cumhurbaşkanlığı yaptı. Kimse neden ona "Genelkurmay Başkanlığı yapmış birisine 'Darbeci' denilir mi" diye feryat etmiyor.
Gülay Göktürk'ün yazdığı gibi "Darbecilik" teröristlikten daha mı hafif bir suç?
bugün
Bu yazı 1,567 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
8 Temmuz 2012
Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
-
5 Temmuz 2012
İki arada bir derede ölüm!
-
28 Haziran 2012
Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
-
26 Haziran 2012
Kılavuzu NATO olanın...
-
17 Haziran 2012
Davet ile davete icabet...
-
5 Haziran 2012
AK Parti celladına gülümserken...
-
31 Mayıs 2012
Kürtaj emanete ihanettir!
-
13 Mayıs 2012
28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
-
26 Nisan 2012
CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
-
24 Nisan 2012
Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
-
19 Nisan 2012
Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
-
17 Nisan 2012
Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
-
14 Nisan 2012
Adaletin rövanşı...
-
8 Nisan 2012
İçimizdeki darbeciler yüzünden...
-
29 Mart 2012
Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
-
22 Mart 2012
Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
-
13 Mart 2012
Liderlik cesareti...
-
8 Mart 2012
Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
-
1 Mart 2012
Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
-
26 Şubat 2012
15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''
Yorumlar
+ Yorum Ekle