En Sıcak Konular

Ardan Zentürk


Ardan Zentürk
0 0 0000

İran’la dans



Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin bölgesel gücünü bir kez daha dünya başkentlerinin gündemine taşıyan ziyaret gerçekleştiriyor: Tahran!.. Dünyanın Ortadoğu’da çok gerginlik yaşadığı bir dönemde mevkidaşı Salihi ile yapacağı görüşmeler, Tahran’ın “gerçek nabzını” tutmak açısından çok önemli.

Ortadoğu’da “Arap Baharı” olarak adlandırılan demokratik gelişmenin “kaybeden” iki tarafı net olarak belli oldu: İran ve İsrail!..

“Radikal siyasetin” bu iki farklı kanadı, Arap dünyasını etkisi altına alan ve Türkiye’nin “ilkeler doğrultusunda” desteklediği demokrasi ikliminden ciddi şekilde rahatsızlar. İsrail, gelişmenin, Arap halkının gerçek hedeflerini ciddiye alan iktidarları şekillendirmesi karşısında giderek “yalnızlık” ve “güvenlik” sorunu yaşıyor. İran ise, tüm dış politika cephelerinde çökme ve zaman içinde demokrasi rüzgarının kendi sınırlarının içine girmesi tehditlerini algılıyor.

Arap dünyasındaki demokratikleşmeye “çıkarcı” değil, “ilkesel” yaklaşan Türkiye ise, bölgesel istikrarın ancak demokrasi zemininde gerçekleşebileceği yönündeki görüşleriyle büyük puan kazanıyor.

“İran’ın geleneksel dış politika stratejisi, çatışmayı her zaman kendi topraklarının dışında yaşama esasına dayanır. Lübnan ve Filistin’e dönük atakları bundan kaynaklanır. Aynı şekilde Irak’ta Şii siyasetçi Maliki’yi desteklemeleri de muhtemel bir Batı-İran çatışmasının Irak topraklarında gerçekleşmesini amaçlıyor. Ama gelişmeler İran’ın bu stratejisinin giderek çöktüğünü gösteriyor.”

Ankara’da bilgisine başvurduğumuz bir diplomatik kaynak, Davutoğlu’nun dün başlayan ziyareti öncesinde gelişmeleri böyle değerlendiriyordu. Aynı kaynağa göre, İran’ın Suriye’deki gelişmeler karşısındaki durumu da Rusya’dan farklı değil. Tahran da Moskova gibi, Suriye’deki muhtemel bir rejim değişikliğini, “son kalenin düşmesi” olarak değerlendiriyor. “Suriye’de yaşanılacak rejim değişikliği, İran’ın Lübnan ve Filistin’e müdahale imkanını ortadan kaldıracak. Irak’ta muhtemel bir istikrar, Tahran’ın çevresinde kurduğu savunma çemberinin sonlanmasına ve Batı’nın müdahalesinin doğrudan İran topraklarına dönmesine neden olacak...”

Diplomatik kaynağın bu görüşü, önümüzdeki dönemde Irak-Suriye-Lübnan hattında yükselmesi beklenen Sünni-Şii geriliminin asıl mekanizmasının nerede olduğunu göstermesi bakımından önemli.

“Tahran açısından hayal kırıklığı, Fas-Tunus-Libya-Mısır ve giderek Suriye’de şekillenen demokrasi arayışlarının, dini referanslara sahip olmalarına rağmen, İran’la hiçbir bağlantısının olmamasıyla doğdu. İran bugüne kadar dini referans alan sistemde kendini tek örnek olarak görüyordu ama Arap dünyasında yükselen Sünni ama demokratik partiler bu görüntüyü ortadan kaldırdılar.”

İran’ın “Arap Baharı”na soğuk bakmasının tek nedeni tabii ki bu değil. Rejimi eleştirdiği için eski cumhurbaşkanlarından Rafsancani’nin kızını bile hapse atmayı planlayan yapı, “demokrasi rüzgarının” bir gün kendi içinde daha hızlı esmesinden ciddi şekilde endişe ediyor. “Bu noktada Amerikalıları anlamak mümkün değil. Hürmüz Boğazı gerginliğinde İran’a sanki dolaylı destek oldular. İran’ın bütün dünyaya meydan okuduğu görüntüsünün pekişmesine, Tahran’daki rejimin muhalefete, ‘dünya ile boğuşurken siz de nereden çıkıyorsunuz’ demesi olanağını yarattılar.” Ankara’nın bu değerlendirmesi, bir başka endişe ile birleşince ortaya ciddi bir sorunu da çıkartıyor. Söz yine diplomatik kaynakta...

“Ortadoğu’ya yalnız İsrail’in güvenliği penceresinden bakan Amerika’nın giderek Arap Baharı’ndan uzaklaştığını görüyoruz. Çünkü İsrail, çevresinde demokrasiler geliştikçe yalnız kalıyor ve iktidara yürüyen yeni partilerin programlarından güvenlik endişesi taşıyor. Mesela, Suriye’deki gelişmelere Batı’nın uzaktan bakması, Amerika’nın Esad yönetimi ile bir şekilde temas kurma çabaları bunun tipik bir örneği...”

Yani... Ufukta gözüken, “dünya sisteminin” bir kez daha Arap halkına “baskıcı” ve “kontrol edilebilir” rejimler elbisesi diktiği yönünde... Buna “ilkesel” olarak karşı çıkan tek ülke ise Türkiye!..

Ben, Türkiye’nin bu konudaki “yalnızlığını” seviyorum...

star

Bu yazı 1,271 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Eylül 2012 Bir garip Türkiye portresi
    • 27 Ağustos 2012 Ortadoğu’ya hoş bulduk!
    • 26 Temmuz 2012 Rusya-Suriye-Almanya Kimyasal silah
    • 23 Temmuz 2012 AB’nin ''gerçek'' yolu...
    • 7 Haziran 2012 Clinton ile buluşma ve terör
    • 30 Nisan 2012 Öldürülecekler listesi...
    • 5 Nisan 2012 Sürgündeki milletin acısı
    • 29 Mart 2012 Suriye-Lübnan: Her şey yeni başlıyor...
    • 26 Mart 2012 İran katliama katıldı!..
    • 19 Mart 2012 Türkler Arap öldüremez!..
    • 12 Mart 2012 Yarı-başkanlık sistemine doğru...
    • 1 Mart 2012 Esas mesaj ‘diaspora’ya
    • 30 Ocak 2012 SURİYE: Savaş yeni başlıyor...
    • 23 Ocak 2012 Sarkozy’nin işi bitti...
    • 5 Ocak 2012 İran’la dans
    • 29 Aralık 2011 2012: Savaş yılı
    • 8 Aralık 2011 İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı var
    • 5 Aralık 2011 Araplar ‘Türk modeli’ne soğuk!..
    • 28 Kasım 2011 ‘Felaket senaryosunu önlemeye çalışıyoruz...’
    • 17 Kasım 2011 SURİYE: Yüksek risk!..

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,843 µs