Mahir Kaynak
0 0 0000
Siyaset ne işe yarar?
Çoğunlukla karşımızdakilerle görüş ayrılıklarımızın, karşı tarafın eksik bilgilenmesinden, yanlış akıl yürütmesinden ya da düpedüz anlayışsızlığından kaynaklandığını düşünürüz. Muhataplarımızla görüş alışverişinde bulunmak, konuyu kendi tarafımızdan göründüğü şekilde aktarmak suretiyle doğru bildiğimiz noktada buluşacağımızı umarız. Çoğu zaman da bu gerçekleşmediği için hayal kırıklığına uğrarız. Çünkü insanın gerçekliği algılaması tecrübelerinden, değer yargılarından ve çıkarlarından bağımsız değildir. Onun içindir ki baktığımız yerde görmek istediğimizi görürüz.
Siyasetin doğası ve demokrasi açısından bu temel içgörünün önemi büyük. Çünkü kişilerin ve toplulukların olayları değerlendirmesinin, kendilerini var eden değerler sistemiyle şekillendiğini kabul etmiş oluyoruz. Böylelikle demokratik siyasetin temelinde bulunan müzakere, paylaşım gibi temel konular boşa çıkmış oluyor. Karşımızdakilerin değerleri, çıkarları olduğu yerde durduğu sürece konuşmanın çok fazla bir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla siyasetin temel amacı karşımızdakileri kendi çıkarlarımız doğrultusunda gerektiğinde güç kullanarak yönlendirmek haline dönüşüyor. Savaş siyasetin uzantısıdır diyenlere nazire yaparcasına siyaseti bir çeşit savaş oyunu haline dönüştürüyoruz.
***
Demokratik siyasetin imkanlarıyla ilgili birçok kötümser yaklaşımın temelinde aslında hiç de küçümsenmeyecek bu öngörü yatar. Barışçı müzakere metotlarıyla savunduğumuz değerler, politik tercihler doğrultusunda destek toplamaya çalışmak nafile bir çabaya dönüşür. Oysa demokratik siyaset tam da insan algılamasının bu doğası sebebiyle ihtiyaç duyulan ve savunulması gereken bir araçtır. Algılarımızın, tercihlerimizin değerlerimiz ve çıkarlarımızdan etkilendiğini kabul etsek bile toplum içerisinde yaşadığımızdan tüm beklentilerimizi gerçekleştirmemiz mümkün olmayacaktır. Her noktada karşımızdaki dirençlerin ve grupların da gücünü dikkate alarak ödünler vermek, ara çözümler bulmak zorunda kalırız. Aksi durumda herkesin kendi gündemini karşı tarafa dayatmak için şiddete başvurması gerekir ki bu durum hiç kimsenin tahammül edemeyeceği maliyetler getirir. Böylelikle siyasetin amacı karşımızdakilerle karşılıklı ödünler vererek kabul edebileceğimiz çözümler üretmek haline gelir. Karşılıklı güç dengesinin ve müzakere yeteneğinin ulaşılacak uzlaşma noktasını belirleyeceğini kabul etmekle beraber, demokratik siyasetin işlevini de ortaya koymuş olduk. Siyasal katılımın engellenmesi, farklı toplumsal kesimlerin tercihlerinin hor görülerek dikkate alınmaması bu taleplerin şiddet yoluyla ortaya çıkmasına sebep olacağından tercih edilebilir değildir.
Yeni bir yıla girerken kendi siyasal görüşlerimizin bize özgü özelliklerden türediğini kabul ederek daha fazla anlayışa dayalı bir siyaset dünyası diliyorum. Anlayışla kastettiğim karşı tarafın pozisyonunu kabullenmek değil, onun varlığının ve kendine özgü duruşunun kabulü ve meşruiyetinin kabullenilmesi anlamını taşıyor. Bu sadece kendini daha güçlü konumda hissedenler için değil, mağdur olduğunu düşünen gruplar için de demokratik siyasete şans verilmesi ve şiddetin reddi ile mümkün olacaktır.
star
Bu yazı 1,435 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
5 Ağustos 2012
Yeni değil
-
1 Temmuz 2012
Dünden bugüne
-
13 Mayıs 2012
Yönlendirme
-
14 Nisan 2012
28 Şubat
-
8 Nisan 2012
Dış güçlerin rolü
-
25 Mart 2012
Kürt sorunu
-
11 Mart 2012
İstihbarat operasyonu
-
4 Mart 2012
Zayıf yanımız
-
19 Şubat 2012
Ekonomik kriz
-
12 Şubat 2012
Suriye’de neler oluyor?
-
29 Ocak 2012
Görüntü ve gerçek
-
1 Ocak 2012
Siyaset ne işe yarar?
-
25 Aralık 2011
Kim seçilecek?
-
23 Ekim 2011
Ekonominin geleceği
-
16 Ekim 2011
Ülkenin gücü
-
17 Temmuz 2011
Karşı tarafın rolü
-
10 Temmuz 2011
Yeni Osmanlıcılık
-
25 Haziran 2011
Bakış açısı
-
19 Haziran 2011
Değişen muhalefet
-
11 Haziran 2011
Darbeyle hesaplaşmak
Yorumlar
+ Yorum Ekle