En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Yeniden, ısrarla açılım



Açılım, yeniden başlıyor. Beşir Atalay'ın verdiği sinyaller hükümetin geniş kapsamlı bir hazırlık yaptığını ve önümüzdeki günlerde bir paket açıklayacağını haber veriyor. 'Hiç ara verilmemişti ki' yorumu, iyiniyetli bir temenni olarak geride kaldı.


Zira biz, 2009'da başlayan ve Habur'da yol kazasına uğrayan açılımı farklı bir lokomotifle çekmeye devam edeceğiz. Aradan geçen zamanda değişen çok şey var. En başta umutlarımız. Bugün sonuç almak için daha fazla sebebimiz var.

En önemlisi, açılımın yönetiminde ustalaşmış bir iktidar var. İktidar cephesi sağlam. 'Açılım seçimde beni iktidardan eder mi?' sorusu bugün için endişe verici değil. Bu endişenin olmaması sonuca odaklanmak için çok önemli. Geçen zaman zarfında açılımın en önemli cephesinin doğru bir iletişim yönetimi ve psikoloji inşası olduğunu hepimiz tecrübe ederek öğrendik. Güven ortamı sağlamak hükümetin en önemli göreviydi. Hükümet bu güveni sağladı. Bülent Arınç'ın 'Kürtlerin anayasal haklarını tanıyacağız' sözüne Kürt ve Türk milliyetçilerinden benzer şiddetli tepkilerin gelmesi, yeni güven ortamını inşa edeceğimiz alanı gösteriyor. Hepimiz insanız. Kürt ve Türk olmaktan önce bu ülkede insan olarak yaşayacağız: Bir insanın insan olmaktan kaynaklanan bütün vasıflarına saygı göstereceğiz. Anayasalar zaten bu sorunların çözümü için var. Öyleyse çözeceğiz.

İkinci olarak PKK denizi tüketti. PKK'nın Kürtlere dönüp göstereceği bir hedef ve yol kalmadı. Silah ne işe yarar, mermi nereye gider? KCK'nın ilan ettiği Devrimci Halk Savaşı, bu tabirin içine 'halk' girmediği için başlamadan bitti. Kürt vicdanı ayağa kalktı ve PKK'nın 14 Temmuz'da Silvan saldırısı ile başlattığı savaşı mahkûm etti. PKK cephesinin üreteceği yeni bir strateji kalmadı. Bu meseleyi çözmek, PKK için de en sağlam yol artık.

Sadece Kürtler değil, toplumun tamamı çözüme yakın duruyor. Oslo'da MİT yöneticileri ile PKK üst düzey lider kadrosunun yaptığı görüşmelerin basına yansıması, beklenenin tam tersi bir etki bıraktı. Halk devletin bu konuyu çözmesini istiyor. O kadar? Bu görüşmelerin toplumdan gördüğü ılımlı karşılık, atılacak yeni adımlar için de geniş bir alan açtı. Bugün itibarıyla, Barzani'nin PKK'lılarla yaptığı müzakerelerin devam ettiği herkes tarafından biliniyor. Çözüm için bir sınır yok. Kanın durması, silahların susması çözümün kendisi. 'PKK siyasal yöntemlerle ülkeyi daha kolay böler' argümanı yerini 'kan durursa Türkiye'nin birliği kuvvetlenir' tezine bıraktı. Son olarak mağarada kıstırılarak öldürülen 27 PKK'lının sağ ele geçirilmesi için güvenlik güçlerinin gösterdiği çabanın genel bir destek bulduğu görüldü. Ölerek ve öldürerek bulunabilecek bir çözüm yok. Devlet, insanı yaşatma becerisi nispetinde güç ve itibar sahibi oluyor. En önemlisi vatandaşları nezdinde meşruiyet kazanıyor.

Uluslararası konjonktür çözüm için uygun bir iklim sunuyor. İran ile Türkiye arasında, dirseklerini Kuzey Irak'a yerleştirerek sürdürdükleri bilek güreşinde Türkiye açık ara önde. İran Suriye'de kaybederken bu bilek güreşini kazanamaz. ABD'nin Irak'tan çekilmesi, İran'ın Irak'ın geri kalanında nüfuzunu artırdı. Ancak Kuzey Irak'ta durum farklı. Barzani, PKK sorununun çözümünde Türkiye'ye destek olmak zorunda. Nitekim oluyor.

Başka bir yığın faktör var. Teorilerin, kavramların ışığında sürdürdüğümüz tartışmaların anlamını kaybettiği bir noktadayız. Kavramlar ve tezler fiili duruma hizmet ediyordu. Şimdi psikoloji rehabilite edildi. Kanı durdurmak her şeyin vazgeçilmez ön şartı. Sonra problem, eşit vatandaşlık temelinde anayasada çözülecek. Kürtler ve Türkler, Kürt ve Türk olarak değil, insan olarak aralarındaki ilişkiyi eşit ve onurlu bir vatandaşlık ilişkisine dönüştürerek birlikte yaşayacak. İnsan olmak çok farklı bir ölçüyü getiriyor: Kendinizi karşınızdakinin yerine koyarak onun hukuku hakkında hüküm verme yeteneğini. Devlet ise bütünüyle bu yeteneğe teslim olacak ve hükmünü tenfiz edecek.

İyi bir noktadayız. Karamsarlarda başka niyetler aramalıyız. Çünkü çözümü getirecek olan niyetimiz. İyimserlik ise işin başında bir iyiniyet göstergesi.

 
zaman


Bu yazı 1,094 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,618 µs