En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

CHP'de Dersim krizi



Yıllar önce Deniz Baykal 'CHP'nin geçmişi avantaj olduğu kadar dezavantaj da...' demişti. Hiç unutmuyorum, o gün sağlam örneklerle özeleştiri yapmış, 'Tek parti döneminin uygulamalarını halk unutmadı, hâlâ CHP olarak bedelini ödüyoruz.' diye de eklemişti. Bizim Habip Güler'in Dersim haberine öfkelenen CHP'lileri görünce Baykal'ı hatırladım.


Tek parti dönemi CHP'nin peşini bırakmadı. Bırakacak gibi de değil... Tarih böyledir, unutmaz, bir gölge gibi takip eder. Haberi okumuşsunuzdur, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, zarif bir üslupla Habip'e verdiği mülakatta 'Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP'dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır.' şeklindeki sözleri CHP'yi karıştırmaya yetti.

12 milletvekili zehir zemberek bildiri yayınladı. Hemen hepsi de parti yönetimiyle sorunu olan isimler... Aygün'ün partiden istifası istendi. CHP'de yaşanan, Onur Öymen'in ardından ikinci Dersim krizi... Bir milletvekilinin konuşmasının siyasi krize dönüşmesini yadırgamamak mümkün mü? Hüseyin Aygün, bir parti yöneticisi değil, söyledikleri de kendi düşüncesi. Şahsi görüşü yani...

CHP, parti içi demokrasinin varlığıyla övünen bir parti. CHP sözcüleri sağ partilerdeki disiplini eleştirir, milletvekillerinin konuşmasını 'görüş ve düşünce açıklama özgürlüğü' olarak yorumlardı. Sırf konuştuğu için Aygün'ün başına gelenlere bakın... Parti kendisine dar edildi adeta.

CHP'de yaşananlar bir kere parti içi demokrasi söylemiyle örtüşmüyor. Milletvekilleri her konuda görüş açıklayabilir, hoşnut olmayan karşı görüşünü söyler. Oysa ortada adeta bir linç hali var. Kimi CHP milletvekillerinin farklı düşünceye tahammülsüzlüğünü göstermesi açısından da örnek oluşturdu.

Ayrıca Hüseyin Aygün'ün söylediklerinin nesi yanlış? Dersim katliamı tarihî bir gerçeklik değil mi? Devlet tankıyla topuyla Dersim'de orantısız güç kullanmadı mı? Dersim'in adı neden Tunceli?.. O tunç el Dersim'i yakıp yıkmadı mı? Hayatta canlı tanıkları var. Bölge insanı evinden barkından koparılarak yurdun dört bir yanına dağıtılmadı mı?

O gün Türkiye'yi kim yönetiyordu? CHP... Tek başına. Yukarıdan habersiz alt kadroların böylesine büyük operasyon yapması mümkün mü? Kesinlikle değil. Ülkeyi yönetenlerin sorumluluğunu kim inkâr edebilir? Gerçekler bütün çıplaklığıyla devletin kayıtlarında var. Bunun için arşivlere göz atmak yeterli...

Dersim, bu ülkenin en büyük trajedilerinden. Hâlâ kabuk bağlamayan bir yara. Acısı dinmiş değil. Katliamı yaşayanların dokunaklı hikâyesini dinleyince insanın içinin daralmaması olası mı? Dersim'in günahı o gün ülkeyi yöneten CHP'nin. Partinin veya devletin başında Atatürk gibi, İnönü gibi tarihî şahsiyetlerin bulunması bu gerçeği değiştirmiyor.

Aslında sol siyasetin tarihle yüzleşmekten çekinmemesi gerekir. Hataya hata diyebilmeli. CHP için tarihi, devlet kuran parti kimliği övünç kaynağıdır. Parti yöneticileri bunu sık sık hatırlatmaktan da geri durmaz.

Tarih deyince sadece iyi taraflarını değil, günahıyla sevabıyla hepsini sahiplenmek zorundasınız. Tek parti dönemini pas geçemezsiniz. O günün şartları diyerek izah getirebilirsiniz.

Bana şaşırtıcı gelen, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun sessizliği... Hüseyin Aygün, Kılıçdaroğlu'nun aynı zamanda hemşehrisi. Bir başka ifadeyle CHP'nin başında Dersimli biri var. Dersim'de olup biteni bilmemesi mümkün mü? Bu konuda bir çalışma yaptığını da hatırlıyoruz. Kılıçdaroğlu hemşehrisine sahip çıkabilmeliydi. CHP'yi tarihî gerçeklerle yüzleştirebilmeliydi.

Deniz Baykal haklı, CHP'nin geçmişinde bugün savunulamayacak, sahip çıkılamayacak uygulamalar var. CHP'yi diğer partilerle yarışta dezavantajlı kılan, sandık hezimetlerine neden olan da bu.

 
zaman


Bu yazı 1,145 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,747 µs