Mustafa S. Tüter
0 0 0000
Çözümün anahtarı İsrailde!
Vurulmuş binalar, yanmış ambulanslar, objektiflere ne olduğunu anlamayan gözlerle bakan yaralı çocuklar
Ortadoğu her zamanki gibi sıcak gelişmeleri yaşamaya devam ediyor. İsrailin kullandığı kontrolsüz güç kan ve gözyaşı üzerine kurulmuş olan bir devletin kendini var kılabilmek için ihtiyaç duyduğu şiddeti bütün acımasızlığı ve çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Bu arada dünya kamuoyu İsraile dur diyebilecek bir gücün varlığını sorguluyor. İsrailin sebep olduğu ağır yıkımı durdurabilecek tek gücün ABD olduğunun herkes farkında. Ne var ki, ABD bu beklentileri karşılayacak bir tutum içine bugüne kadar girmedi ve bundan sonra da girmesi muhtemel gözükmüyor. Lübnanda BMye yapılan büyük ayıp karşısında ABDnin takındığı tavır bunun kanıtı. Aslına bakılırsa ABDnin İsraile dur demesini beklemek, Ortadoğuda yürüttüğü politikalarını inkâr etmesini beklemekle aynı anlama gelecektir. Çünkü ABDnin Irakta uyguladığı şiddet İsrailin bugün uyguladığı şiddetten daha az değil.
Ama yine de ABD, İsrail gibi BM gözlemcilerini bombalamak gafletine hiçbir zaman düşmedi. Düşemezdi de, çünkü ABD beğensek de beğenmesek de kendi içinde denetim mekanizması olan bir demokratik sisteme sahip. Bugün yaşananları anlamaya ve analiz etmeye çalışırken, belki biraz da İsrailin kontrolsüz güç kullanımını, sahip olduğu (ya da olamadığı) siyasal kültürüyle ilişkilendirerek düşünmeliyiz.
ABD, tarihi boyunca sebep olduğu acımasız yıkımlara rağmen bir noktada durmayı öyle veya böyle bilmiştir. İsrail ise atılan ilk kurşun sonrası bir daha durmayı aklına getirmek şöyle dursun, şiddetin dozunu giderek artırır. Bunun sebepleri üzerine biraz düşündüğümüzde karşımıza şöyle bir sonuç çıkıyor: İsrailin siyasal sistemi, şahin Cumhuriyetçileri dengeleyebilecek Demokratlar gibi bir muhalefet partisini içinde barındırmıyor. Sahip olduğunuz siyasal yelpazenin çeşitliliği ne kadar kısırsa, dış politikada kontrolsüz güç kullanma imkân ve ihtimaliniz o kadar yükseliyor.
Halkı, barış yanlısı ve savaşa evet diyenler şeklinde iki kampa ayrılmış olan İsrailde, siyasal yelpazenin barış taraftarları ve milliyetçi fanatikler şeklinde ikiye bölünmesi gerekirdi. Hâlbuki siyasi partilere baktığımızda barış taraftarı olan veya en azından savaşa karşı olduklarını yüksek sesle dile getiren bir parti mevcut değil. Buna mukabil ABDnin Irak savaşı örneğine baktığımızda, her ne kadar Demokratlar Bush hükümetinin Iraktan çekilmesini sağlayamasalar da bunun için ciddi bir kampanya yürütmüşlerdir.
İsrailde gerçekleşen son seçimlerde yaklaşık 30 parti seçime katılmış olsa da, bunlar içinde Filistin-İsrail çatışması bağlamında iki önemli partinin temsil ettiği siyasal görüşten bahsedilebilir. Birisi daha barış yanlısı gözüken İşçi Partisi, diğeri ise radikal milliyetçi bir söylem kullanan Likud partisi. Fakat ne yazık ki bu iki partinin birbirlerini dengeleyecek şekilde politika yapmaları İşçi Partisinin efsanevi lideri İzak Rabin'in 1995te bir suikast sonucu hayatını kaybetmesi ile sona ermiş gözüküyor. Bu tarihten itibaren geçen yaklaşık 11 yıllık süreçte İsrail, Filistine yönelik politikalarında hep tek sesli hareket etmiştir. İşçi Partisinin barış yanlısı imajı parti içindeki siyasetçilerin bireysel açıklamalarının ötesine geçemedi.
Yıllardır süren İsrail-Filistin sorununun ne ABD, ne BM ne de Arap dünyası tarafından çözülebileceği kanaatinde değilim. Bu sorunu çözebilecek tek güç yine İsrailin kendisi. Ancak bunun olabilmesi, bugünlerde seslerini daha da yükselten İsrailli muhaliflerin siyasi temsil elde edebilmesine bağlı. Yoksa İsrail saldırganlığının bitmesini beklemek hayal kırıklığı yaratabilir.
Bu yazı 1,231 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
20 Ocak 2007
Suikastın MİT’e dönük mesajı
-
14 Ekim 2006
Fransanın horozu
-
8 Ekim 2006
Filistinde neler oluyor?
-
21 Eylül 2006
Cemaat toplumu olmak
-
5 Eylül 2006
İrana asker göndermek
-
25 Ağustos 2006
Mezhepçi hassasiyetleri kaşımak
-
18 Ağustos 2006
Lübnan bugün daha güçlü
-
14 Ağustos 2006
Araplar bizim neyimiz olur?
-
28 Temmuz 2006
Çözümün anahtarı İsrailde!
Yorumlar
+ Yorum Ekle