En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Bir daha asla



Orta yaşlı insanlardı, kimisi kalp yetmez liği, kimisi yüksek tansiyon, kimisi şeker illeti çeken... Çoğu da bunların hepsini birden...
Bin dört yüz kişi kadardılar, sekiz yüz otuz altısının adını biliyoruz.
Taş kırdılar, kar kürediler, yol yaptılar. Zorla götürüldüler. Hayvan vagonunda... Ahırlarda yatıp kalktılar. Kışın Erzurum-Aşkale'de, eksi otuz derece soğukta, ertesi yaz Eskişehir-Sivrihisar'da, artı otuz derece sıcakta çalıştılar.
İçlerinden 21 kişi öldü. Biri bileklerini keserek intihar etti.
Ölü sayısının daha da fazla olduğu sanılıyor ama elimizde ancak 21 kişi için kanıt var.
Hiçbiri Müslüman değildi.
Kimisi Yahudi, kimisi Rum, kimisi Ermeni.
Çoğu ticaretle uğraşıyordu, yapabilecekleri başka iş yoktu, devlet memurluğuna girmeleri yasaktı.
Kimisi de bildiğimiz emekçiydi, zengin mengin değildi. Vergisini ödeyebilmek, taş kırmaya gitmemek için drahomasını bozduran, bu yüzden yıllarca evlenemeyen genç kızlar bile vardı...
Bunlara, bir defaya mahsus olmak üzere, çok özel bir vergi salındı: "Varlık vergisi"...
Vergi matrahı, bankalardan gizli bilgi istemekten korkulduğu için maliye müfettişleri tarafından "keyfe keder" ve "göz kararıyla" tesbit edildi. Bütün mal ve mülk varlığı toplasan elli bin lira olan adama dört yüz bin lira vergi kesildi. Bazı kişilere sırf "Abdullah Efendi Lokantası'nda yemek yiyebiliyor" diye ceza verildi.
Yıl 1942... Bahçe içinde, üç katlı ev üç bin lira... Oradan oranlayınız.
Ödeyemeyenlerin evlerine, işyerlerine el konuldu, eşyaları haraç mezat, ölü eşek fiyatına satıldı. Eşleri, çocukları sokakta bırakıldılar.
Çoğunun ticari hayatı söndü. Yitirdiklerini bir daha yerine koyamadılar. Çoğu, İshak Alaton'un babası Bay Hayim gibi, "içinden birşeyler kırılmış" olarak döndü İstanbul'a. Hayata küstü. Devletine de küstü. Çoğu, 1948 yılında İsrail devleti kurulunca Türkiye'yi terketti, onları buraya bağlayan bir şey kalmamıştı, "kalmaları için hiçbir neden kalmamıştı"...
Bu pisliğe zorla bulaştırılan ve yıllar sonra vicdanını kemiren suçluluk duygusu içinde bir kitap yazıp rezilliği ortaya seren eski İstanbul Defterdarı merhum Faik Ökte'nin deyimiyle, varlık vergisi faciası...
Türkiye'de azınlıklar meselesinin en önde gelen uzmanı Profesör Doktor Ayhan Aktar, varlık vergisiyle ilgili mükemmel kitaplarına bir yenisini eklemiş bulunuyor: "Yorgo Hacıdimitriyadis'in Aşkale-Erzurum Günlüğü, 1943..."
Böylece, söylentileri doğrulayan acı gerçeklerin ayrıntıları, ilk kez "birinci elden ve yazılı belge olarak" elimize geçti.
Kitapta ayrıca Prof. Aktar'ın konuyu yeniden derleyip toparlayan ve yeni bilgiler de ekleyen bir araştırması da var... O dönemin ünlü gazetecisi Feridun Kandemir'in yükümlü ve hükümlülerle birlikte gittiği Aşkale'den gazetesine gönderdiği ırkçı röportajlar ve yıllar sonra, tıpkı Faik Ökte gibi "ben ne yaptım" diye dövünüp, o dönemin bokluklarını bir bir açık ettiği yazıları da var... Teşhis edilebilen 836 gayrımüslim vatandaşın listesi de var...
Müslüman okurlarımın bayramı şimdiden mübarek olsun efendim.
Varlık vergisi denilen korkunç pisliği üzerlerine salan dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu'nun adını taşıyan stadyuma göğsünü gere gere giden Fenerbahçe taraftarı Yahudi okurlarımın da gözlerinden öperim.
Eh, bundan böyle Tavşanlı Linyitspor stadına deplasmana giderler, hatalarını telafi ederler! Vatanın her köşesi bir değil midir?

sabah

Bu yazı 1,456 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,339 µs