En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

YAŞ 2011'in fotoğrafı



Unutulmaz fotoğraf kareleri vardır, tarihin hafızasına kazınan.


İşte onlardan biri: YAŞ 2011 fotoğrafı. Yıllar geçse de hatırlanacak. Masanın başında Başbakan Erdoğan, hemen sağında Kara Kuvvetleri Komutanı Necdet Özel. Solunda ise Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz. Şûranın diğer üyeleri de masadaki yerlerini almış.

Nereden bakılırsa bakılsan olağanüstü bir görüntü ve Türkiye'nin alışık olmadığı fotoğraf karesi bu... Kanunda başbakanların Yüksek Askerî Şûra toplantılarına başkanlık ettiği yazar. Ancak hemen yanlarında adeta bir 'eş başkan' gibi genelkurmay başkanları oturur. Bugüne kadar tüm YAŞ fotoğrafları 'ikili başkan' görüntüsünü yansıtıyordu.

Zaten başbakanlar uzun boylu da kalmaz, toplantının açılışına katılır ve ayrılırlardı. Başbakan Erdoğan bu geleneği de değiştirdi. Baştan sona şûra toplantılarının içinde oldu. Başkanı olduğu toplantının hakkını vermesi doğru bir politika.

2011 YAŞ'ının fotoğrafı aslında bir zorunluluktan... Asaleten atanmış Genelkurmay Başkanı yok çünkü. Işık Koşaner'in boşalttığı koltuğun asili yok, vekili var. Necdet Özel bugün yarın atanacak. Vekil sıfatıyla Özel Başbakan'ın yanına oturabilirdi. Bunu kimse de yadırgamazdı.

Zorunluluk etken ancak yeni masa düzeni kendiliğinden değil, Başbakanlık'tan giden mesaj üzerine oluştu. Ancak niye kalıcı olmasın? Türkiye bu fotoğrafı sevdi çünkü. Normalleşmenin resmi olarak gördü. Demokratikleşmenin doğal sonucu olarak değerlendirdi. Yasa da YAŞ başkanının, başbakan olduğunu söylediğine göre yeni masa düzeninin sürekli bu şekilde olması gerekmez mi?

Necdet Özel'i anlatan yakın arkadaşları, Özel'in siyasetten uzak duran biri ve 'kanun adamı' olduğunu özellikle vurguluyor. YAŞ Kanunu, Necdet Özel'in duruşu, kamuoyunun takdiri... O fotoğrafın kalıcı olması için çok sebep var anlayacağınız.

Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanı, ayrılmalarının böyle sonuç doğuracağını öngörebilselerdi, herhalde çekilmezlerdi. Toplu istifa bir eylemdi, bir tavırdı, hükümeti güç duruma sokmayı hedefliyordu. Meydanı boş bırakacaklarını hesaplamamıştılar. Ancak arzu ettikleri hiçbir neticeyi alamadılar. Ne kamuoyu desteği, ne YAŞ krizi, ne de gündem oluşturabildiler. Her açıdan istifaların sonucu olumlu oldu.

Henüz YAŞ bitmiş değil. İki günlük kararların hiçbiri kamuoyuna yansımadı. Bilgi sızıntısı yok denecek kadar az. Kuvvet komutanlıklarına kimlerin geldiği tahminlerden ibaret. Balyoz tutuklusu generallerin akıbeti belirsiz. Şimdi buna bir de internet andıcı eklendi. Savcı, 7'si general 22 subay hakkında yakalama kararı istedi. Generallerden biri şûra üyesi; Nusret Taşdeler.

Sivil idarenin, rütbeleri ne olursa olsun hakkında iddia olan isimlere sıcak bakmadığı biliniyor. Benzer durum geçen yıl yaşandı çünkü. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, tutuklu 3 general konusunda çok net tavır takındı. İlker Başbuğ'un aşırı ısrarlarına, istifa restine rağmen 'hayır' dedi.

Her yıl aynı şeyi tartışmaktansa, sayıları kaç olursa olsun YAŞ'ın tutuklu subaylarla ilgili kamuoyunun da kabullenebileceği bir içtihat oluşturması gerekiyor. Hukuka direnmenin sonuç doğurmadığı görüldü. Israr anlamsız. Yeni bir düzenleme yapılabilir.

İnternet andıcıyla suçlanan subayların görevlerine devam etmesi mümkün mü? Değil elbette. Balyoz belgelerine mesafeli yaklaşanlar bile internet andıcının çok baş ağrıtacağını söylüyor. Nitekim Dursun Çiçek dün mahkemede 'İnternet andıcı gerçek bir belge' itirafında bulundu. YAŞ iddianameye karşı kayıtsız kalabilir mi? Kalamaz, kalmamalı da.

Sonuçlarını henüz öğrenemesek de YAŞ 2011'i en iyi o fotoğraf anlatıyor. Büyük ihtimalle kararlar da o tarihî fotoğrafın yansıması olacak.

zaman

Bu yazı 1,340 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,025 µs