En Sıcak Konular

Ekrem Dumanlı


Ekrem Dumanlı
0 0 0000

Seçimleri sabote etmek isteyenler



12 Haziran'da yapılacak genel seçimleri pek çok çevre 'heyecansız' buluyor.

Haksız da sayılmazlar aslında. Kamuoyu araştırmaları hep benzer sonuçlar veriyor çünkü. O sonuçlara göre AK Parti açık ara önde gidiyor. CHP eskisinden kötü değil; ama iktidar olmaya hâlâ çok uzak. En kritik parti MHP. Baraj üstünde cambazlık yapıyor. 8 senedir ülkeyi yöneten bir partinin bir dönem daha iktidara geleceğine kesin gözüyle bakılıyor...

Tabii ki bu öngörülerin tamamında normal şartlar altında seçim yapılacağına dair bir inanç yatmakta. Dileyelim öyle olsun! Çünkü bu ülkenin normalleşmesi, normal şartlar altında sandığa gidilmesine bağlı. Halk yanlış bir tercih kullanmış bile olsa, hiç endişeniz olmasın, ilk fırsatta hatasını düzeltecektir...

Acı bir gerçeği kabul etmek lazım ki Türkiye hiçbir seçime güllük gülistanlık bir havada gitmedi, gidemedi. Siyaset mühendisleri her seçim öncesi alavere dalavere yapmaya yeltendi ve halkın tercihlerini yönlendirmek istedi. En sık kullanılan metot terör. Ufukta sandık göründüğü an etraf hep toz dumana büründü. Sokaklar hareketlendi, güvenlik güçleri ile bazı gruplar arasında çatışmalar yaşandı, topluma korku ve endişe pompalandı. Sağduyulu halk provokasyona alıştı alışmasına ama provokatörler hiç boş durmadı ve yeni metotlar geliştirerek etki-tepki dalgaları oluşturdu.

Seçimlere bir ay kala şahit olduğumuz vakalar, bir kısım derin güçlerin boş durmadığını ve karanlık dehlizlerinde yeni senaryolar üzerine canhıraş bir telaşla çalıştıklarını gösteriyor. Görünen o ki toplumdaki ayrışmayı körükleyecek tahrikler daha da artacak. Şu kısa sürede yaşananları hatırlayın lütfen. YSK bazı BDP destekli adayların başvurusunu tuhaf gerekçelerle reddetti. Kıyamet kopmadı mı? Şiddet eylemleri dalga dalga yayılırken BDP saflarından yürekli bir ses yükselmedi ki derin tuzağın çarklarına çomak sokulabilsin. Birileri tahrik etmeye de tahriklere kapılmaya da bayılıyor. Ardından Tunceli'de 7 PKK militanı öldürüldü. Her cenaze, yeni eylemlere sebep sayıldı ve terör bazı şehirleri esir aldı. Bu arada Kastamonu mitinginde görevli polis konvoyuna PKK saldırdı ve o hain pusu büyük bir öfkeye yol açtı. Birkaç gün önce Uludere'de askerî birliğe sızmak isteyen 12 PKK'lının öldürüldüğü duyuruldu. Ne olacak şimdi? Hayatını kaybeden militan adedince cenaze gelecek bölgeye. Her cenaze yeni bir provokasyon doğuracak. Ortaya çıkan manzara ülkenin Doğu'sunu ayrı gerecek, Batı'sını ayrı. Çünkü protesto yapan adamın ortaya çıkaracağı manzara toplumun diğer kesiminde endişeyle karşılanacak. Tabii bu arada PKK'nın yeni eylemler yapmayacağını kimse garanti edemez. Şehit cenazeleri üzerinden nefret tohumu ekmeyi âdet haline getirdi örgüt...

Bu seçimlerin derin operasyonu hassaten Kürtler üzerinden yapılıyor. Bir kısım Kürtler ise buna ta baştan can atıyor. Derin devlet ile derin PKK el ele vermiş, siyaset ve toplum mühendisliği yapıyor. Bir taraftan Kürtleri AK Parti'den koparmak ve insanların oylarını sadece Kürt ırkçılığı yapan bir partiye yönlendirmek istiyor; diğer taraftan da Türkçü duygular üzerinden siyaset yapan ama halkın genel teveccühüne bir türlü mazhar olamayanları barajın üstüne taşımak için çırpınıyor.

Değer mi bu kadar vahşi gayeler için toplumu birbirine kırdırmaya! Bu ülkeye de yazık, bu ülkenin insanlarına da yazık, kaynaklarına da yazık, istikbaline de yazık... Ancak toplum ve siyaset mühendislerinin umurunda değil. Onlar statükonun yıkıldığını ve bu seçimlerin son fırsat olduğunu düşünüyor. Ellerinden gelse seçimleri iptal ettirmek istiyorlar. Eğer bu meş'um gayeye ulaşmaları mümkün olmazsa kamuoyu anketlerinden çıkan istatistikî sonuçları altüst edebilmek için her şeyi deniyorlar, deneyecekler. Kaybettiklerini ve normal şartlarda kazanamayacaklarını biliyorlar çünkü. Bir kez daha sandıkta yenilmeyi statükonun sonu olarak görenler, karanlık senaryolarla toplumun bütün kesimlerini kuşatmaya çalışıyor. Sağduyulu olmak, tahriklere kapılmamak, yalan yanlış bilgilere meyletmemek, çirkin senaryolara boyun eğmemek gerekiyor...

Ne kadar da birbirinize benziyorsunuz
PKK liderlerinden Murat Karayılan bir kitap yazmış. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Karayılan İslam'ın Kürtleri parçaladığını düşünüyor. Bu fikir bana çok tanıdık geldi. Vaktiyle aşırı Türkçüler de böyle söylerdi. Türk-İslam sentezi hâkim olunca bu saçma düşünceler rafa kalkmıştı. Ne var ki şimdilerde ulusalcı Türkçüler yine aynı ilkel noktaya gelmiş oldu.

Zerdüştlüğe övgüler dizmiş Karayılan. Bunu da yadırgamadım. Irkçı Türkler de Şamanizm'i öyle överdi. Şaman iken çok daha dinamik olduğumuza, İslamiyet'i kabul edince (hâşâ) uyuşturulduğumuza inanırdı. Kürt ırkçıları da aynı gerekçeyle İslam öncesi dinlerine sarılarak cahiliye döneminden medet umuyor.

Vaktiyle PKK'nın haber ajansı, PKK militanları arasında yapılan bir anketi yayınlamıştı. O ankette en sevilen dinî lider sorulduğunda Zerdüşt ilk sırada yer almıştı. İkinci Hazreti İsa, üçüncü de Hazreti Muhammed seçilmişti. Bu sonuç tesadüf değildi, çünkü örgüt içinde en sıcak bakılan din sıralandığında da Zerdüştlük ilk sıradaydı. Bunu kendileri yayınladı, biz de o anketi haber yaptık. Nedense çok içerlediler haberimize. Kandil gecelerinde alelacele mevlit bile okuttular. Şimdi cuma namazı kılıyorlar parklarda. Sanırsınız Kandil'deki kamplarda da cuma namazını eda ediyorlar. Parklarda bile vatandaş kılıyor, örgütün has adamları onları seyrediyor. Aslında bunu da yadırgamıyorum. Türk ırkçılığı yapanlar da Şaman âdetlerine özenir, kımız içer, at eti yemeyi hayal eder, kopuz dinlemeyi ibadet sanır ama namaza niyaza gelmezdi. Arada bir cenaze namazına geldiklerinde de cami avlusunda bekleşmeyi tercih ederlerdi. "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman'ız" dendiğinde bunlar soluğu ulusalcılıkta aldı; yani İslam'sız milliyetçiliğe 'ulusalcılık' adını vererek İslam öncesi kimliğe sığındılar...

Karayılan'a dönecek olursak, örgüt lideri, İslam'a kızgınlığını daha da derinleştirerek (!) Kürtler arasında da bir hayli köklü bir kültür olan Nakşilik tarikatına da demediğini bırakmamış. Karayılan'ın bu hali aşırı Türkçülerin vaktiyle bütün tasavvuf ve tarikatlara karşı takındığı düşmanca tavrı hatırlatıyor...

Görünen o ki ırkçı düşünceler birbirine çok benziyor. İslam inancından ve kültüründen haz almıyorlar. Normaldir de! Çünkü İslam daha ta baştan ırkçılığı net bir dille yasaklamış, insanların Adem ile Havva'dan geldiğini, dolayısıyla hiçbir kimsenin hiç kimseden üstün olamayacağını telkin etmişti. İslam'a göre üstünlük 'ancak ve ancak takva ile' mümkündür. İnsanların kabile kabile aşiret aşiret yaratılmasını İslam tanışmaya sebep sayıyordu. Yani farklı kültürlerin zenginliğini vurguluyor bu din. İslam Peygamberi en yakın arkadaşlarından birinde küçücük bir üstün ırk inancını görünce 'Sende hâlâ cahiliye kokuyor.' diyor ve fiilî örneklerle ırkçılığın tamamına savaş açıyordu. Hal böyle olunca 'müspet milliyetçilik' yolları bile bazıları için kapalı görünüyor ve ulusalcılık çıkar yol gibi görünüyor. Öyle olunca da ırkçının ırkçıdan farkı kalmıyor. Kutsanan ırkın adı değişiyor sadece, söylem aynı söylem. Arada bir halkla barışmak için İslam'ı kullanmaya kalkışmaları bile birbirine benziyor. "Hık!" demiş birbirinin burnundan düşmüş sanki...

Balyoz, matruşkaya benziyor
Balyoz davasına sebep olan belgeler ortaya çıktığında önce 'ne var bunda, bu bize EMASYA protokolünün verdiği bir yetki' diyen generaller daha sonra ağız değiştirdi ve bütün belgeleri inkâr etti. Harp oyunu yapılmıştı onlara göre. Belgelere eklemeler yapıldığını bile iddia ettiler. Donanma'nın kalbi Gölcük'te, üstelik istihbarat biriminin tam merkezinde, 9 çuval Balyoz dokümanı ele geçirildi. Zanlılardan bir kısmı işi yine pişkinliğe vurdu, akıl dışı önermelerde bulundu.

Tam fırtına diniyordu ki bu sefer de Eskişehir'de yeni belgelere ulaşıldığı anlaşıldı. Birkaç gün önce Eskişehir'deki belgeler nedeniyle tutuklamalar yapıldı. Belgelerin birbirini teyit etmesi, güncellenen bilgilerle darbe planlarının diri tutulması şu ana kadar işi pişkinliğe vuranları da şaşırtmış durumda. Balyoz, matruşkaya benziyor, her kapağı kaldırılan dosyanın içinden yenisi çıkıyor.

zaman



Bu yazı 1,490 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Eylül 2012 Ne gereği vardı?
    • 11 Haziran 2012 Cuntalarla nasıl mücadele edilecek?
    • 30 Nisan 2012 Şiddet!
    • 16 Nisan 2012 '28 Şubat'çılardan panik atak hamleleri
    • 10 Nisan 2012 Çin'den bakınca Türkiye'nin gücü
    • 9 Nisan 2012 Darbede tanıdığım dört subay
    • 2 Nisan 2012 Suriye İran... İşte çetin imtihan!
    • 26 Mart 2012 Terlik
    • 13 Şubat 2012 Aman dikkat!
    • 6 Şubat 2012 Bu yüzden mi susuyorsunuz?
    • 23 Ocak 2012 Hem Hrantçı hem Ergenekoncu olunabilir mi?
    • 16 Ocak 2012 Kaç kafatası bir manşet eder?
    • 9 Ocak 2012 Hesap vermek
    • 26 Aralık 2011 Çanlar Avrupa için çalarken
    • 19 Aralık 2011 Militan
    • 12 Aralık 2011 Maazallah!
    • 5 Aralık 2011 Global Ergenekon
    • 28 Kasım 2011 Dersim'den alnımızın akıyla çıkmak
    • 23 Kasım 2011 İngiltere'yi yeniden keşfetmek
    • 21 Kasım 2011 Dersim'in şifreleri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,171 µs