En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Terazi var, tartı var...



Yakın tarihlerde etrafımızda neler olmuş öğrenmeye çalışırken başvurduğum Charles S. Faddis'in'Beyond Repair: The Decline and Fall of the CIA' (Tamir Kabul Etmez: CIA'nin Gerilemesi ve Çöküşü) kitabında karşıma şu satırlar çıktı: "İstihbaratla ilgisi yok, ama bir atalar sözünü hatırlatayım: 'Aşçı çok olursa çorba berbat olur.' Bu söz sağduyulu basit bir fikir üzerine oturuyor: Aşçılık bir sanattır. İşi doğru yapmak aşçının becerisine ve ustalığına bağlıdır. Çorbayı bir komiteyle pişiremezsin."


"İstihbarat" diyor Faddis, "Bilim değil sanattır. En iyi sanatçıları bul, ne istediğini iyi anlat, sonra yollarından çekil, omuzları üstünden bakarak rahatsız da etme. Sonuç seni heyecanlandıracaktır."

Aynı gün, bu defa New York Times'ta Thomas L. Friedman'ın sütununda, bir Arap atasözü çıktı karşıma: "Binek atını bir komiteye dizayn ettirmişler, deve olmuş..."

İki atasözü birbirinin devamı gibi.

Taraf gazetesi son iki gündür Wikileaks belgelerinden 1 Mart (2003) krizi etrafında Ankara'daki Amerikalı diplomatların Washington'a geçtiği raporlarla notları yayımlıyor. İyi de ediyor. Bu sayede, o dönemde Amerikalı diplomatların ne denli faal olduğunu, olayları nasıl yakından izlediğini öğrenmiş oluyoruz.

Genelkurmay ile Pentagon arasındaki yazışmaları, Taraf, "Çuval baskını geliyorum demiş" başlığıyla özetledi ilk gün. Dün de, ABD'nin PKK ile görüştüğü yolundaki yaygın kabule ışık tutacak belgelerdeydi sıra. Ben de hatırlıyorum, ABD temsilcileri, PKK ile temaslarına dair medyada yer alan iddiaları yalanlamak için olağanüstü çaba sarf ediyordu gerçekten.

Dönemin ABD Büyükelçisi Robert Pearson Washington'a Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ile görüşmesini bildirmiş. Ziyal, "Geçmişte Şam büyükelçiliğimizde görev yaptım, CIA'nin yıllar önce -Öcalan'la olmasa bile- PKK ile temas kurduğunu bilirim" de demiş...

1 Mart tezkeresinin Meclis'te reddedilmesinin, Ankara'daki Amerikalı diplomatlar kadar Türkiye'yi çantada keklik gören Washington'daki tiplerin de kimyasını bozmuş olduğu anlaşılıyor. Bilgi almak için kapısını çaldıkları bizim medyadan çok bilmiş tipler, Amerikalılara, "Hiç merak etmeyin, tezkere geçecek" garantisi vermiş. O teminata aldanarak alınan politik tavır pek çok diplomatın kariyerini olumsuz etkiledi.

Amerika güya elinde kitle imha silâhları bulunduğu ve bunları yok etmeye yanaşmadığı için Irak'ı işgale karar verdi, değil mi? Mart ayı içerisinde başladı işgal. 19 Mart'ta. Siyasi hazırlıkların hepsi 2003 yılı içerisinde gerçekleşti. Öyle biliyoruz.

Oysa ABD Irak'ı çok önceden gözüne kestirmişti. Neo-Çılgınlar tayfasının 1991'deki ilk Körfez Savaşı'ndan beri 'gücünü yitirmiş Irak' projesi üzerinde çalıştıkları, 1996'da Bill Clinton'u savaşa neredeyse ikna ettikleri biliniyor. George W. Bush ise, "Irak'a gidiyoruz" talimatını 2003'teki bilinen gelişmelerden çok önce vermişti.

Nereden mi biliyorum? Bir CIA ajanının anlatımlarından... "Çorbayı komiteye yaptırırsan bozar" diyen Faddis'in anlattıklarından...

Charles S. Faddis 2008 yılında emekliliğini isteyip özel sektöre geçene kadar uzun yıllar CIA'de 'ajan' ve gizli operasyonlarda ajanları yöneten şef olarak çalışmıştı. Şu yakınlarda birbiri ardına iki kitap çıkardı Faddis; "Amerika terör saldırılarına her an maruz kalabilir, içte ve dışta alınan tedbirler çok yetersiz" tezini anlatmak için...

Libya operasyonu başlayıp "Irak'ta yapılan hatalar tekrarlanmasın" diye ortaya atıldığında, Irak'ta yaptıklarını kendi ağzından dinleme fırsatını buldu dünya kamuoyu. İşte o vesileyle, kitaplarında kısmen değindiği Kuzey Irak operasyonuyla ilgili bilgileri de dillendirdi Faddis...

"2002 yılının temmuz ayından 2003 yılı mayısına kadar Kürdistan dağlarındaki CIA üssünün tepe yöneticisi bendim" diyor Faddis. İstihbarat topluyor ve Saddam rejimine karşı örtülü operasyonlar düzenliyormuş başında bulunduğu birim. ('Willful Neglect' kitabında -s. 92-, "Türkler bize hep engel çıkardı" diyor.)

Bir dediği de şu: "En önemli görevlerimizden biri, Iraklı üst düzey komutanları silâhlarını bırakmaya ve 2003 baharında başlayacak işgalin öncesinde saflarımıza katılmaya ikna etmekti." Saddam'dan öylesine korkuyormuş ki komutanlar, ondan kurtulmayı ve Amerikalılar'ın gelmesini arzu etmelerine rağmen, CIA ajanlarının beklediği gibi atak davranmıyorlarmış...

Bu deneyimle, Faddis, 'başkomutan' Barack Obama'ya, "Libya'da başarılı olmak istiyorsan, Kaddafi gidene kadar saldırıları kesmeyeceğini şimdiden ilân et" aklını veriyor 'Savaşa kazanmak için girilir' başlıklı makalesinde.

Madem atalar sözüyle açtık muhabbeti, öyle kapatalım: "Terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var."

zaman




Bu yazı 1,707 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,498 µs