En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Alevi Sorunu: Çözüme doğru olumlu adımlar



Devlet Bakanı Faruk Çelik dün İstanbul'da gazetecilere Alevi Çalıştayları Nihai Raporu'nu açıkladı.
Bu rapor çok önemli... Çünkü onunla birlikte bir 'ilk' gerçekleşti: Devlet ile Aleviler arasında "ilk kez" diyalog kuruldu.
Olayın geçmişi 2009 yılının Haziran ayına uzanıyor. O dönemden başlayarak Bakan Çelik ve arkadaşları (burada akademisyen Necdet Subaşı'nı özellikle analım), yedi tane Alevi çalıştayı gerçekleştirdi. Ayrıca yurtdışı da dahil olmak üzere birçok toplantı yapıldı.
Alevi çatıştaylarında sadece Alevi kanaat önderleri ile devlet bir araya gelmedi. Bu çalışmalara konuyla ilgili akademisyenler, siyasetçiler, gazeteciler, Sünni kanaat önderleri, çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.


***

Daha 'A' dediğimizde, Alevilik, daha doğrusu Aleviler, kafa karıştırıcı bir biçimde karşımıza çıkıyor: Alevilik nedir?
 Büyük İslam şemsiyesi altında yer alan bir mezhep mi?
 Yoksa İslam ile alakası olmayan, başlı başına bir din, bir inanç sistemi mi?
Alevilerin çoğunluğu kendilerini İslam'ın içinde tanımlıyor.
Sayısal olarak azınlıkta kalsa da (hem medya, hem de sol çevrelerle bağlantıları sayesinde) sesi gür çıkan diğer bir kesim ise "Alevilik ayrı bir dindir" diyor.
Tahmin edeceğiniz gibi Bakanlık, çoğunlukla yani "Hak, Muhammed ve Ali" temelinde diyalog kuruyor.


***
Alevilerin "temel" sorunlarını az çok biliyoruz:
1) Zorunlu din dersleri... 2) Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Sünni bir kurum olması...
3) Cemevlerinin statüsü... 4) Madımak Oteli'nin durumu.
Çalıştaylar sayesinde iki alanda önemli gelişme sağlanmış durumda:
 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden önümüzdeki sonbahardan itibaren Alevi inancının esasları da okutulacak.
 Madımak Oteli ise 1993 katliamını anma ve kültür merkezi haline getiriliyor.
Öte yandan 100 bin kişinin çalıştığı bir kurum olan Diyanet İşleri'ni ortadan kaldırmak ya da kökten değiştirmek mümkün gözükmüyor. Onun yerine bu bağlamdaki Alevi örgütlenmelerinin önünün açılması gerekiyor.


***
Ve geldik Cemevlerinin statüsü meselesine...
Bu konuda karşımıza iki büyük duvar çıkıyor:
1) İnkılap Kanunları (Devrim Yasaları)...
1925'teki Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması ile 1935'teki Kılık Kıyafet kanunları, Alevi taleplerinin karşılanmasında en önemli engeli oluşturuyor.
Tabii asıl engel kanunların kendisi değil. İnsan yapısı bu kanunlar, günün gereklerine göre değiştirilebilir. O halde?
İşte o noktada karşımıza Vesayet Rejimi yani "Devrim Kanunlarına dokundurtmam" diyen askeriye çıkıyor.
Nasıl Kürt Sorunu özünde bir Türk Sorunu ise... Cemevi Sorunu da özünde bir "Kemalizm Sorunu". (Not: İşin ironik yanı, Alevilerin çoğunluğu, tarihsel Sünni korkusuyla, o vesayet rejimini, yani kendilerine sorun çıkaran generalleri destekliyor.)


***
Ama bir dakika! Generalleri eleştirirken haksızlık yapmayalım. Onları andıran başkaları da var.
Dün bu konular tartışılırken söz alan iki Sünni gazeteci, "cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi" talebinin karşısına kapı gibi dikildi.
Karşı çıkarken kullandıkları üslubu duymanızı çok isterdim: "Toplum için doğru olanı biz biliriz" diyen asık suratlı Jakoben- otoriter bürokratlara benziyorlardı.
Belli ki AKP'nin ve Gülencilerin "diyalogcu" yaklaşımı bu arkadaşların semtine uğramamıştı.
Onları dinlediğinizde, "Aleviler korkmakta haklı" demek zorunda kalıyorsunuz, maalesef!
Önümüzdeki günlerde bu konulara yine döneriz. Nasıl olsa sorunlar peşimizi bırakmıyor.

sabah



Bu yazı 1,382 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,948 µs