En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Utanç verici bir durum



Haber şöyle: "Türk Hava Yolları, Ukrayna'nın ünlü futbol takımı ve Türkiye'de de görev yapan Mircea Lucescu'nun çalıştırdığı FC Shakhtar Donetsk ile sponsorluk anlaşması imzaladığını açıkladı."
Hemen belirteyim: Hiç kimse THY'yi suçlamasın. Küreselleşen bir şirket reklamını işte böyle yapar.
THY nasıl Barcelona futbol takımına sponsor olduysa...
Adını duyurmak, Batı âleminin belleğine kazınmak için, başka spor kulüplerine ve yabancı sporculara da sponsor olacaktır.
Bravo THY!
Ama... Shakhtar Donetsk söz konusu olduğunda şöyle bir duracaksın!
Ukrayna "tarihsel" açıdan ve "insan kaynağı" olarak elbette değerli bir ülke...
Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle bağımsız oldu. Serbest piyasa ekonomisini ve demokrasiyi hâlâ rayına oturtamadı. Kişi başına gelir Türkiye'nin gerisinde.
Shakhtar işte böyle bir ülkenin takımı.
Eğer THY bu takıma sponsor olmayı uygun görüyorsa... Yuh olsun Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a, Beşiktaş'a...
Yuh olsun Shakhtar'ı bu seviyeye taşıyan Lucescu'yu, "korkak" diye diye Türkiye'den gönderenlere!
Not: Bana kimse "Ama Ukrayna pazarı..." demesin. Shakhtar, Avrupa'da başarılı olmasaydı, THY kendine başka bir ünlü arardı.

Güzel günler göreceğiz
Referandum döneminde kullanılıyordu: "13 Eylül sabahı, yepyeni bir Türkiye'ye uyanacağız..." Şimdi de genel seçimler bağlamında benzeri söyleniyor: "13 Haziran sabahı yepyeni bir Türkiye'ye uyanacağız..."
Ben bu tip mecazları kullanmaktan kaçınırım. Çünkü toplumların dönüşümü yavaş olur.
Yasalarda yapılan değişiklikler, bazı ilişkileri hızla değiştirebiliyor elbette.
Örneğin 17 Nisan gününden itibaren Rusya'ya vizesiz girebileceğiz. Evrak toparlamak, fotoğraf çektirmek gibi sıkıntılı işlerle uğraşmaya gerek kalmayacak.
Ancak vizenin kalkması "toplumsal bir değişiklik" değil. Sadece bürokrasideki azalmaya işaret ediyor.
Toplumsal dönüşüm ise yavaştır ama derinliklidir. Örneğin Turgut Özal'ın ekonomik reformları sosyal semeresini 25 yıl sonra verdi.
12 Haziran genel seçimleri elbette çok önemli. Örneğin bu seçimler, yeni anayasayı doğrudan etkileyecek. Bence, halk seçecek olsa da, yeni cumhurbaşkanının kim olacağını da belirleyecek.
Unutmayalım: "Bir hafta" siyasette uzun süredir. Toplum söz konusu olduğunda ise 10 yıl kısa bir süredir.

Gizli belge meselesi
Devletin "gizli" belgesi olur mu? Olur.
Mevcut devletler sistemi içinde olur...
Peki, bu belgeleri korumakla kim yükümlüdür? Elbette ilgili birimler: Askeriye, Emniyet, Jandarma, MİT ve görevine belgeleri korumak da dahil olan sivil memurlar... Bunlara belgelere bekçilik yapmak için (de) maaş ödeniyor.
Benim burada anlamadığım nokta şu:
Niye birçok vakada gazeteciler suçlanıyor? Niye, mesela, "devletin gizli belgesini yayınladı" diye bir gazeteci yargılanıyor?
Gazeteci gizli bir belgeyi ele geçirmek için hırsızlık yaparsa elbette suçludur. Çünkü tam o noktada yaptığı iş, gazetecilik değil hırsızlıktır.
Ama bazı devlet görevlileri belgeleri gazeteciye sızdırdı diye niye gazeteci suçlanıyor?
Ayrıca gazeteci o belgenin "gerçekten" gizli olup olmadığını bilemez ki...
"Efendim, üzerinde damga var ya..." diyeceksiniz. Tamam ama "gizli" damgası herhangi bir belgenin üzerine vurulabilir.
Gazeteci ancak siyasi ya da idari amaçla gizli belgeleri sızdıran bir çete ile işbirliği halindeyse suçlanabilir. Yani belge sızdırdığı için değil; çetenin üyesi olduğu için...
Not: "Yasalar" değil, "evrensel hukuk" açısından bir yanlışım varsa, dinlemeye hazırım.


sabah



Bu yazı 1,523 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,967 µs