En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Balık Ayhan da Meclis'te olmalı, Osman Can da!



Dün Mahmut Övür yazdığı için, Yeni Anayasa Platformu'nun etkinliklerine değinmeme gerek yok sanırım. Nasıl olsa önümüzdeki dönemde sıkça bu konuya döneceğiz...
Onun yerine cuma ve cumartesi günleri, platformun organizatörü Anayasa Çalışma Grubu'nun İstanbul Taksim toplantısındaki bir espriyi aktarmak isterim.
Fuayede en çok konuşulan konulardan biri, milletvekili adayı olmak amacıyla istifa eden kamu görevlileriydi. Baktım Doç. Osman Can, "Kapatma davası sırasında yazdığım rapordan dolayı AKP'den milletvekili olmak istediğimi iddia edenler şimdi neredeler bakalım" diyor...
Belli ki 2008'de kaleme aldığı o raporu itibarsızlaştırmak için böyle iftiralar atıldığında pek içerlemiş.
Can ile referandum döneminden kalma bir "omlet kardeşliğimiz" var: Adalet Ağaoğlu ile benim burunlarımızın önünden geçen yumurta ona isabet etmişti.
"Milletvekilliği ne ki? Ben her yerde senin Adalet Bakanı olacağını söylüyorum" dedim ciddi bir yüz ifadesiyle... Dalga mı geçiyorum, sahi mi söylüyorum; karar veremedi bir an.
İçinde gerçeği barındıran bir espriydi bu: Belki şimdi değil ama ileride neden olmasın?
Hatta olmalı! Çünkü siyasetin, "demokrat" ve "toplum perspektifinden" bakan insanlara ihtiyacı var.


***

AKP'den aday olabilmek için birçok bürokrat görevini bıraktı. Partinin elbette devleti tanıyan, neyi kime yaptıracağını bilen, döndürülen fırıldakları hemen fark edecek siyasetçilere gereksinimi var. Bu tartışılmaz bir gerçek.
Ama aynı anda, meselelere devlet zaviyesinden değil, halk zaviyesinden de bakmak gerekiyor.
Yeni Anayasa Platformu'nun çeşitli kentlerde düzenlediği toplantılara katılan sıradan vatandaşların; büyük bir şevk, enerji ve iştahla taleplerini dile getirdiklerini biliyoruz.
Demek ki toplum, ancak seçim dönemlerinde hatırlanacak bir oy deposu değil artık.
Eskiden "halkın istekleri" dendi mi, hemen akla "maddi şartlar" gelirdi: "Geçim sıkıntısı", "işsizlik" ve "altyapı talepleri" gibi...
Onlar hâlâ önemli elbette. Ama bilhassa etnik-dini kimliklere yönelik eşitlik ve özgürlük taleplerinde de müthiş bir yükseliş var.
Kıssadan hisse: "Balık Ayhan" lakaplı Roman müzisyen Ayhan Küçükboyacı da olmalı Meclis'te... Osman Cangiller de!

Şahane bir beste!
Geçenlerde Tünel'deki Lale Plak'tayız.
Hem CD'lere bakıyor, hem de Hakan Atala ile sohbet ediyoruz. Derken kapıdan, caz gitaristi eşi Önder Focan ile Nardis Jazz Club'ı kuran Zuhal Focan girdi.
Zuhal Hanım'ı son gördüğümde "şeriat gelecek" diye kaygılanıyordu. Ama artık "endişesiz modern" olmuş. Keyfi yerindeydi.
Sohbet muhabbet derken, kulüpteki konserlerden derledikleri "Live at Nardis Jazz Club" adlı albümü almamı söyledi. (Alalım bakalım...)
Eve geldik. Hem internette geziyorum, hem albümü dinliyorum. Kulağıma çok hoş tınılar geldi.
Bu da ne böyle, diye albüm kapağına bakarken, parçayı yeniden çaldım...
Alp Ersönmez'in bestesi "Burada Yaralı Biri Var" idi. Şahane bir parça! Bence Türkler tarafından yapılmış en iyi üç-beş caz bestesinden biri.
Parçada basçı Ersönmez'e, saksofonda Serdar Barçın ve piyanoda Çağrı Sertel eşlik ediyor.
Tarkan, Nil Karaibrahimgil gibi sanatçılara eşlik eden, çeşitli gruplarda çalan Ersönmez'in "Yazısız" adlı bir de albümü çıkmış Pozitif'ten... Daha yeni. Onu da aldım.
Aynı parça, 'Nardis'te 13 buçuk, 'Yazısız'da 5 buçuk dakika... Ben Nardis yorumunu tercih ediyorum.
İnsan hiç bitmesin istiyor.

sabah



Bu yazı 1,748 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,752 µs