En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Bir örnek insan olarak Necmettin Erbakan



Her insan bir hayat sürdürür, pek azımız o hayata bir anlam katarız; Prof. Necmettin Erbakan hayatına anlam katmış o küçücük azınlıktandı.


Ömrünün tamamını bir gaye uğruna vakfetmişti.

Siyasi hayatının henüz başlangıcındayken, 1969 seçimi öncesinde, İzmir'de çıkan 'Tekyol' dergisi adına kendisine yönelttiğim "Profesörlüğe kadar yükselmiş bir bilimadamıyken Odalar Birliği'nde genel sekreter ve sonra başkan oldunuz, şimdi ise milletvekili olmak istiyorsunuz; neden?" soruma verdiği cevap zihnimde hâlâ kazılı: "Benim tek bir amacım var, Türkiye'yi saygı duyulacak bir ülke haline getirmek..."

Esas mesajı ise şuydu: "Bunu önce salt ilim yoluyla yapmak istedim; engel çıkardılar... Ben de işadamlığına soyundum, yine engel çıkardılar... İş dünyasında etkin hale gelirsem belki durum değişir düşüncesiyle Odalar Birliği'ne genel sekreter oldum, engel çıkardılar; başkan seçildim, engeller büyüdü. Anladım ki, amacımı gerçekleştirebilmem için tek yol, siyaset yapmak..."

Milletvekili oldu, parti kurdu, partisini siyasete ağırlık koyar hale getirdi, başbakan yardımcısı olarak koalisyonlara girdi, sonunda başbakanlık görevini de üstlendi...

Dün kaybettiğimiz Prof. Necmettin Erbakan'ın hayatının bütünü, yaklaşık 40 yıl önce bana verdiği o cevap akılda tutularak daha iyi anlaşılıyor. Ne yapmak istedi ve ne kadarını yapabildiyse, hepsini, kendisini çok aşan tek bir gaye uğruna benimsedi Necmettin Erbakan... Siyasi hayatta karşısına çıkmış en keskin muhalifleri bile onun bu yönünü teslim ederler. Etmezlerse, gerçeklere ters düşeceklerini bildikleri için...

Türkiye, zor bir ülke. 'El bebek gül bebek' üzerine titrenecek nâdir özel insanlarını bile pek çok çilelere muhatap edebiliyor. Bir ceza mahkemesi reisinin oğluydu Necmettin Erbakan... Aile fertlerinin her biri çok iyi yetişmiş insanlardı; üçü kendi alanlarında isim yapmış birer profesör... İTÜ'de akranlarından her zaman birkaç adım ileride bir öğrencilik hayatı... Almanya'da takdirlerin ve dikkatlerin üzerinde toplanmasını getiren doktora... Çok genç yaşta elde edilen profesörlük unvanı...

Önünde ceketini iliklemesi gereken kişilerin siyasi yanlışlıklarını nezaketle yüzlerine vurduğu için hakaretlerine tahammül etmek bile yeterince zor gelmiş olmalı. Üstelik 12 Eylül (1980) askeri darbesinin sebebi olarak gösterilebildi Erbakan ve 28 Şubat (1997) müdahalesiyle başbakanlıktan uzaklaştıracak yolun yapı taşları onun için döşendi.

Akıl alır gibi değil.

Sadece "Siyaset böyle bir şey" deyip geçemeyeceğimiz ciddiyette bir durum söz konusu... Hayatının büyük bir bölümü boyunca Necmettin Erbakan'ın önüne sürekli engeller çıkartılmasını, aile bağlarıyla, eğitimiyle, yetişme tarzıyla, hizmet anlayışıyla açıklamak asla mümkün değildir. Açıklayıcı tek nokta var: İnancı... Hayatının bilinen her döneminde 'inançlı' ve 'inançları istikametinde yaşayan' bir insan olarak tanındı Necmettin Erbakan...

Bu da onu bir kesimin gözünde 'sakıncalı' kılmak için yetti.

Yakından tanıyanların vâkıf olduğu birçok özelliği yanında, bir de doğru bildiği yolda ısrarı, her karşılaştığı engelde onu yıkmak için hedef büyütmesi ve hemen her hedefini sonunda elde etmesiyle hizmet aşkıyla dolu birkaç nesle örnek teşkil etti; bundan sonra da edecektir.

Allah rahmet eylesin.

zaman



Bu yazı 1,330 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,057 µs