ABD Başkanı’nın İran halkını daha cesur olmaya davet eden dünkü konuşması, bölgenin domino taşları gibi devrilerek değişeceği beklentisine bakılarak normal sayılabilir.
Ancak o taşa sıra geldi mi?..
Başkan’ın bu sözleri, baba Bush’a ‘özgürlük madalyası tevcih töreni’ görüntüleriyle beraber söylemiş olmasını müstehzi bakışlarla izleyebilir veya tam da Cumhurbaşkanı Gül’ün Tahran ziyaretine denk gelmesini manidar bularak okuyabilirsiniz.
Muhtemelen ikisi de yanlış olur. Fakat Washington’un büyük ortadoğu coğrafyasında yaşanan dönüşümlerin İsrail’e verdiği huzursuzluğu rahatlatma girişimi olabilir!
Obama’nın, "dost düşman bilmeli ki dünya değişiyor" cümlesine İsrail’i de katanlardansanız, Başkan'ın bu sözlerini çok samimi bulmamanız gerekir.
Hatta.. Başkan’ı takiben Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın, ‘ilk kez bir ülkenin muhalefetine, iktidarlarını devirmeleri için açık çağrıda bulunduğuna ve İran’ı hedef gösterdiğine’ dikkat etmek gerekebilir.
Oysa bu tür ‘açık’ çıkışlardan Amerikan yönetimi özellikle imtina eder(di).. Çünkü o ülkenin iktidarını kuvvetlendirme olasılığı vardır ve İran gibi ülkelerde muhalefet dahi buna reaksiyon gösterebilir.
Tersine-aynı paralelde düşünmeye devam edersek-Tahran’ın ivedi yanıtı da.. “Hillary ve diğer Amerikalı yetkililerin kafaları karışık herhalde. Bölge ülkelerindeki bu olaylar ve değişiklikler, siyonist rejimi destekleyen egemenlerin çıkarlarına darbe vuruyor” sözleri de gerçekleri yansıtmayabilir!
Evet, bu gelişmeler İsrail’i zora sokuyor, dahası müttefiklerini değiştiriyor, Suudi Arabistan gibi sağlam duranları bile çok rahatsız ediyor ama…
Bir başka tez: tüm bu transformasyon girişimi, "İsrail’in hepsi ile olmasa da Tel Aviv’deki bir akılla" müttefik olabilir!
Öyle ise... O akıl, İran’ın tek kârlı olarak masadan kalkmamasını işin başında bağlamış olabilir.
Kahire’nin yeni yönetimindeki unsurların İsrail’e yakınlığı ve uluslararası anlaşmalara bağlılıklarını açıklamış olması (her askeri yönetimin ilk yaptığı iştir zaten), sadece generallerin değil, ABD’nin de İsrail’in menfaatini koruduğunu gösteriyor.
Buna mukabil İsrail hükümeti değişime hâla daha yakın duruyor. Keşke.. Keşke yakın zamanda İsrail'de bir seçim olsaydı.
ABD büyükelçisi bunu ikinci kez söylerse…
Ne bizzat yeni ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin gözaltıları anlamamış olması mümkün.. Ne de Amerika’nın.
Buna rağmen, ‘Bir yandan basın özgürlüğü deniyor. Bir yandan gazeteciler gözaltına alınıyor. Biz bunu anlamıyoruz’ demesi önemli mi?
Önemli...
Ama ilki değil, ikincisi önemli.
Yeni bir büyükelçinin Türkiye’deki tüm taraflara selam göndermesi normal sayılmalı.
Hatta bunu gazetecilere verdiği bir davette yaptığını ve nasıl iyi Türkçe konuştuğunu göstermeyi sevdiğini de düşünürsek..
“Sehven” sayabiliriz!
Ama ikinci kez tekrarlarsa..
http://twitter.com/NedretErsanel
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle