En Sıcak Konular

Ekrem Dumanlı


Ekrem Dumanlı
0 0 0000

Taş atmak mı, e-mail atmak mı?



Belli ki genel seçimlere kadar pek çok sürpriz hadiseye şahit olacağız. Beklenmedik hamlelere herkes hazır olmalı. Zira daha önce sandıkta mağlup olanların AK Parti'nin üçüncü bir dönem daha iktidar olmasına tahammülü kalmadı. Bütün araştırma ve göstergeler AK Parti'nin bir dönem daha tek başına iktidara yürüdüğünü gösteriyor. Bu manzara hükümetten haz almayan güçleri (parlamento dışı unsurlar dâhil) çileden çıkarıyor.


Sandıktan beklediği sonucu bir türlü alamayanların tek umudu şiddet kokan sokaklar. Oradan yükseltilen ıslıklar medyanın eline geçtiğinde kıyamet borusu gibi kullanılıyor. ADD Başkanı Bayan Çölaşan, cumhuriyet mitinglerine yeniden başlayacaklarını beyan etmişti zaten. Çölaşan'ı duyan da sanacak ki malum mitinglerden çok büyük bir siyasi sonuç elde edildi. Tam aksine; cumhuriyet mitingleri Cumhuriyet Halk Partisi'ne yaramadı. Siyaset mühendislerinin rehin tuttuğu "Solda birleşme" projesi bile CHP'ye oy getirmedi. Getiremezdi de; çünkü sosyal bir ihtiyaca dayanmaktan çok, siyaset dışı derin unsurların operasyonu gibi algılandı. Bazı olaylar da bu algıyı teyit etti...

Şimdi yeni bir deneme-yanılma metoduyla karşı karşıyayız. AK Parti karşıtlığı etrafında bir araya gelen güçler hemen her mekânda protesto düzenlemeyi hedefliyor. Yumurta atmakla başlayan "şirin eylemler", taş atmaya dönüştü bile. Güvenlik güçleri ısrarla tahrik ediliyor ki coplanan öğrenci görüntüleri medyada yankılansın.

Geçenlerde bir TV kanalında öğrenci eylemlerini seyrediyorum. Kaldırım taşlarını yerinden söküp sağa sola atıyorlar. Bir ara hızlarını alamadılar, orada görev yapan muhabir çocukları dövmeye başladılar. Gazetelerde tek satır yok o tokatlardan. Ne kınayan var "şirin eylemciler"i ne eleştiren. Varsa yoksa "polis şiddeti". Eyvallah; polis orantısız güç kullanmasın. Buna kimsenin itirazı olamaz; ama nedir o şımarık ve serkeş öğrenci şiddeti?

Her neyse. Kim kimi protesto etmek istiyorsa etsin; ama şiddet kullanmasın.

Şiddet kokan eylemleri büyük bir sempatiyle karşılayan medyanın bir bölümü, nedense, söz konusu başka protestolara aynı sempatiyle bakmıyor. Mesela Muhteşem Yüzyıl dizisi için 70 bin e-mail gönderilmiş ve RTÜK'e şikâyette bulunulmuş. Bizim eylemsever gazeteciler bu protestoyu yerden yere vuruyor, insanları kurgu ile gerçeği ayırt edememekle suçluyor vs. İyi de e-mail atmak mı suç, taş atmak mı? İnsanlar en demokratik haklarını kullanarak şikâyet dilekçesi yazmış. İçinde ne şiddet var ne hakaret. "Bu dizi sonuçta bir kurgudur" diyen bazı meslektaşlarımızın başka dizilerden niçin huzursuz olduğunu da anlayamıyorum. "Kurguyu gerçekle karıştırmamak gerekiyor" diyerek Muhteşem Yüzyıl'a muazzam destek verenler, Kurtlar Vadisi gibi, Tek Türkiye gibi dizilerin adı anıldığında neden öfkeye kapılıyor o zaman? Kurguysa kurgu. 'Protesto edeceksen elli çeşit barışçı yol var; onları deneseniz ya' diyemiyorsunuz. Çünkü her alanda yürütülen çifte standart dizi-film işlerinde de medyayı esir almış durumda.

Seçime kadar çok değişik ve umulmadık protestolar tezgâhlanabilir. Başta Alevi ve Kürt vatandaşlarımızın çok müteyakkız olması gerekiyor. Çünkü siyaset alanında hezimet üstüne hezimet yaşayanlar kurtuluş çaresi olarak mezhep kavgası ve etnik çatışmayı mercek altına almış durumda. Daha önce denediler ve maalesef başarılı da oldular. Açık konuşmak gerekirse Alevî-Sünnî, Kürt-Türk çatışmalarına sebep olacak kadar her kitlenin içinde ajan/provokatör var. Dün de vardı bugün de var. Üstelik bugünküler daha muhteris, daha öfkeli, daha sinsi. Zira yenilgi üstüne yenilgi aldılar ve ülkenin kaosa sürüklenmesine vesile olamadılar.

El hak bu ülkede mağdur kitleler bulunmakta ve bu insanlar daha demokratik, adil ve özgür bir ülke istemektedir. Bu nedenle herkesin protesto yapacak pek çok sebebi olduğu aşikâr. Ne var ki demokratik hakkın demokratik çerçevede kullanılması gerekiyor; ta ki demokrasi yaşatılabilsin. Yani e-mail atmaktan kurşun atmaya kadar uzanan bin bir çeşit protesto yöntemi var karşımızda. En legalinden en illegaline kadar... Aslolan, en küçük bir şiddete başvurmamak ve karşı şiddeti doğuracak provokasyonlara fırsat vermemektir. Şiddet içeren her eylem bilin ki karanlık güçlerin yazdığı senaryodur...

zaman

 



Bu yazı 1,355 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Eylül 2012 Ne gereği vardı?
    • 11 Haziran 2012 Cuntalarla nasıl mücadele edilecek?
    • 30 Nisan 2012 Şiddet!
    • 16 Nisan 2012 '28 Şubat'çılardan panik atak hamleleri
    • 10 Nisan 2012 Çin'den bakınca Türkiye'nin gücü
    • 9 Nisan 2012 Darbede tanıdığım dört subay
    • 2 Nisan 2012 Suriye İran... İşte çetin imtihan!
    • 26 Mart 2012 Terlik
    • 13 Şubat 2012 Aman dikkat!
    • 6 Şubat 2012 Bu yüzden mi susuyorsunuz?
    • 23 Ocak 2012 Hem Hrantçı hem Ergenekoncu olunabilir mi?
    • 16 Ocak 2012 Kaç kafatası bir manşet eder?
    • 9 Ocak 2012 Hesap vermek
    • 26 Aralık 2011 Çanlar Avrupa için çalarken
    • 19 Aralık 2011 Militan
    • 12 Aralık 2011 Maazallah!
    • 5 Aralık 2011 Global Ergenekon
    • 28 Kasım 2011 Dersim'den alnımızın akıyla çıkmak
    • 23 Kasım 2011 İngiltere'yi yeniden keşfetmek
    • 21 Kasım 2011 Dersim'in şifreleri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,662 µs