En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Aşırı derecede acayip



Başbakan'ın ağzına sağlık. Sadece kahir ekseriyetin değil, bir miktar estetik kaygusu olanların da duygularına tercüman oldu.


Heykel gerçekten bir ucube. Eski Sovyet coğrafyasını gezenler bu tür heykellerden bol miktarda görebilirler. Bulgaristan'dan Orta Asya'ya görebildiklerim için hep aynı şeyi düşünmüştüm: 'Galiba koyacak yer bulamadıkları için bu dev ucubeleri kaldıramamışlar.' Hepsi Kars'taki benzeri gibi devasa ölçülerde. Sovyet sanatının keskin hatlı, işçi sınıfının kol gücüne atfen bedeni aşırı güçlü ve iri gösteren ve dev ölçekli heykellerdir bunlar. Kafalar da nedense hep küçüktür. Ve buna Sovyet sanatı denir.

'Ucube' kelimesi, 'aşırı derecede acayip' anlamına geliyor. Heykelin kendisi gerçekten ucube. Ancak Başbakan'ın itirazı sadece heykelin görünüşüne değil. Heykelin durduğu yer ucubeyi daha da acayip hale getiriyor. Tarihî bir eserin yanına, Kars kalesinin dibine, onunla rekabet eder gibi devasa ölçülerde modern bir sanat eseri koyarsanız bunun tek anlamı vardır: Geçmişinizi küçük görmek veya aşağılamak.

Kültür ve geleneğimizin bizi heykel sanatına uzak tuttuğu doğru. Ama bu uzaklık, ülkemizin değişik yerlerine serpiştirilmiş heykellerdeki estetik yoksunluğunun mazereti olamaz. Atatürk heykellerinin ve büstlerinin çoğu estetikten yoksun. Atatürk'ü koruma kanununu işleterek bu heykellerden davacı olmak lâzım. Heykel Atatürk'e ait olunca kimse söz söyleyemiyor. Ya estetik? Kahire'de, piramitlere bekçilik eden meşhur aslan bedenli, insan başlı Sfenks'in adı halk arasında 'Korku'nun babası' olarak geçiyor. Atatürk heykellerinin çoğu, sanki halkı askerî disiplin altına almak için bir korku abidesi olarak yontulmuş. Mesela şu kalın kaşlı Atatürk büstleri. Aşırı derecede acayip değil mi? Ya kondukları yerler. Kastamonu Vilayet binasının olağanüstü bir estetiği var. Ya hemen dibinde, aşağıda duran heykeller?

Gelelim sanatın bir başka boyutuna. 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi, büyük bir tartışma başlattı. Tartışmanın aslında gerçek olan tek sebebi gördüğü ilgi. RTÜK'ün 'toplumun maddi ve manevi değerlerine aykırılık' gerekçesi ile yaptığı uyarı da aşırı derecede acayip. 'Tarihe malolmuş bir şahsiyetin mahremiyetine saygı gösterilmediği' için ayrıca Kanal'dan bir de özür isteniyor. Ölçülerin birbirine karıştığı ve şaştığı bir durumla karşı karşıyayız. RTÜK'ün yaptığı düpedüz sansür. 'Tarihe mal olmuş bir şahsiyetin mahremiyetini korumak' adına sansür yapılamaz. Bir kere adı üzerinde tarihî şahsiyetler topluma mal oldukları için mahremiyetleri olmaz. Çelişkiyi şu şekilde ifade edebiliriz. Kanuni Sultan Süleyman'ın mahremiyeti ile ilgili, dizidekinden fersah fersah ilerde bilgiler ve iddialar içeren kitaplar var. Bu kitapları yasaklayabilir misiniz? Peki o zaman?..

RTÜK'ün ana akıma uyarak yetkisinin dışına çıktığı anlaşılıyor. Kanuni'nin hayatının bir diziye konu edilmesi, birçoğumuz için tabulara dokunmak anlamına geliyor. Tabu, adı üzerinde tabudur. Elbette dokunulacak. Başka türlü tarihle yüzleşmek mümkün olmaz. Tarihe dair gerçeklik duygusu, bu tabular aşılmadan gelişmez. Bu dizinin asıl eleştirilecek yönü -tarihe aleni bir hakaret içermediği takdirde- estetik boyutu olmalı. Fatih Sultan Mehmet'i, sütçü beygirlerinin üzerinde, iğreti kostümlerle elektrik direkleri arasında İstanbul'un fethine gönderen Yeşilçam düzeyini hatırlayalım. Bu dizinin sanat kalitesi yüksek. Üstelik Erhan Afyoncu gibi, kolay kolay kül yutmayacak bir tarihçinin dirayeti de devrede. Dizi estetik olarak başarılı. Senaryo sürükleyici biçimde kurgulanmış. O zaman bırakalım tarih gündelik hayatımızın bir parçası haline gelsin. Osmanlı barışını yeniden tesis etmeye çalışan bir neslin, esaslı bir tarih kültürüne ihtiyacı var. Aşk hikâyeleri üzerinden çok mesel anlatılır.

Türkiye değişti, değişiyor. Kars'taki heykel de, televizyondaki dizi de geçmişte laiklik ekseninde tartışılırdı. Toplumun tarihi konusundaki hassasiyetinin de, Sovyet tarzı sevimsiz heykeller hakkındaki kanaatinin de çoğulcu bir toplumun işaretleri olduğunu fark etmeliyiz. Bu fazla acayip olan şeyleri üretebilmek ve sonucunda bu tartışmaları sürdürebilmek de başarı değil mi?

zaman



Bu yazı 1,163 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,303 µs