En Sıcak Konular

Ekrem Dumanlı


Ekrem Dumanlı
0 0 0000

İnsan öğütme makinesi: Türkiye



Hilaf-ı vaki beyan olmasın, aklımda kaldığı kadarıyla bir hadise anlatmak istiyorum. Yıllar önce iki üniversite öğrencisi memleketlerine (İzmir'e) gitmek için yoğun bir çaba sarf eder.

Ne var ki bayram münasebetiyle İstanbul'dan bilet bulmak mümkün değildir. Çaresizlik içinde çözüm arayan gençlerden birinin babası meseleye vâkıf olmuştur. Oğluna telefon açar ve der ki "falan otobüs firmasının sahibi arkadaşımdır, ona söyledim, sizi bayrama yetiştirecek." Endişenin yerini sevinç almıştır. Bayramı evde yaşamak için hemen Topkapı'nın yolunu tutarlar. Yazıhaneye vardıklarında sürpriz bir manzara ile karşılaşırlar. Yetkili şahıs, "Efendim size özel bir araba tahsis ettik. Bununla İzmir'e gidebilirsiniz, şoförümüz sizi orada da istediğiniz yere götürecek." der. Bunları söylerken karşısındaki gencin sevineceğini, mutlu olacağını tahmin eder. Ne gezer! "Bakan oğlu" kapıyı çarpıp çıkar, babasının ısrarlı aramalarına cevap vermez ve bayramı evde kutlayamaz. Çünkü aradığı özel bir araba ve özel bir şoför değil; sıradan iki otobüs biletidir.

Bu gerçek hikâyenin kahramanlarından tıp fakültesinde okuyanı talebelik yıllarındaki en yakın arkadaşlarımdan biridir. Diğeri ise şu sıralar günlerdir aleyhine yayın yapılan Mehmet Pakdemirli. Mehmet Bey'i yakından tanımıyorum; ama o hikâyenin içindeki diğer genci çok iyi biliyorum. Vakıa, onu da (Avrupa'da olduğu için) yıllardır göremiyorum, ancak onun ağzından tanıdığım bir Pakdemirli portresi var hafızamda: Çalışkan, dürüst, açık sözlü, hakperest...

Celal Bayar Üniversitesi'nde rektör olduğunu geçen hafta yaşanan ve medyada büyük yankı uyandıran olay sayesinde öğrendim. Malum, Devlet Bakanı Bülent Arınç, Rektör Bey'i ziyaret etmek, görevinde başarılar dilemek isteyince küçük bir grup Arınç'ı protesto etmek istemiş. Daha bir ay önce göreve başlamış olan Rektör gençlerin yanına gelerek, onlarla tartışmış. Belli ki çiçeği burnunda bir yönetici olarak bir iletişim kazası yaşamış. Bu işlerde pişmiş rektör ve dekanlar ya olayı görmezden gelir yahut olay mahalline polis gönderirdi. Öyle yapmamış Pakdemirli, kameraların karşısında protestoculara sert çıkmış...

Bu tablo eleştirilebilir mi? Şüphesiz olayın tenkide açık yanları var; ancak üzülerek görüyorum ki Pakdemirli medyatik bir linçe tabi tutuluyor. Ve bütün bunlar yapılırken bir insanın kariyeri, geçmişteki başarıları vs. göz ardı ediliyor; hatta silinip atılıyor. Daha bir ayını bile doldurmamış bir yöneticiyi sadece bir hadiseye göre yargılamak adil bir davranış biçimi olmasa gerek. Diyelim ki öğrencilerle girdiği diyalogda yüzde yüz haksız; bu durum, bir insanın imha edilmesine sebep olacak kadar vahşi bir cezalandırmayı gerektirir mi?

Aslında mesele sadece bir rektöre karşı medyanın yürüttüğü linç psikolojisi değil. Medyanın genel halet-i ruhiyesi bu maalesef! İşte Fehmi Koru örneği. Bir Yeni Şafak yazarı imalı bir laf ediyor ve bazı kişiler bunun Fehmi Bey'i işaretlediğini söylüyor. Fehmi Bey bekliyor ki gazete yönetimi kendine sahip çıksın ve nakledilen şeyi yalanlasın. O dönem gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu, çok net bir şekilde iddianın yalan olduğunu söylüyor zaten. Her neyse. Sonunda gazete ile Koru'nun yolları ayrıldı.

Gel gör ki fırsattan istifade deyip Fehmi Bey'e yüklenenler konuştukça coşmaya, coştukça insaf ölçülerini aşmaya başladı. Koru'nun bazı kişilerce sevilmemesi gayet normal. Yazdıklarıyla canını yaktığı insanlar, moralini bozduğu kuruluşlar vardır şüphesiz. En azından bir duruşu olduğuna göre karşı duruş sergileyenleri de eksik olmayacaktır. Lakin insaf ölçülerini aşarak yılların birikimini görmezden gelmek; hatta onu linç etmeye kalkmak hiçbir vicdanın taşıyamayacağı bir yüktür, vebaldir...

Bu ülkenin her köşesine bir insan öğütme makinesi kurmuşlar adeta. Küçük bir sendelemeyi istiğrak halinde bekleşenler var sanki. "Vurun, yaşatmayın!" psikolojisinin şuur altına inmeden bu ülkenin adam yetiştirmesi de zor; beyin göçünü engellemesi de. Keşke insanların bütün sergüzeşti hayatı sadece bir kareye sıkıştırılıp keskin yargılara varılmasa...
 
zaman



Bu yazı 1,319 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Eylül 2012 Ne gereği vardı?
    • 11 Haziran 2012 Cuntalarla nasıl mücadele edilecek?
    • 30 Nisan 2012 Şiddet!
    • 16 Nisan 2012 '28 Şubat'çılardan panik atak hamleleri
    • 10 Nisan 2012 Çin'den bakınca Türkiye'nin gücü
    • 9 Nisan 2012 Darbede tanıdığım dört subay
    • 2 Nisan 2012 Suriye İran... İşte çetin imtihan!
    • 26 Mart 2012 Terlik
    • 13 Şubat 2012 Aman dikkat!
    • 6 Şubat 2012 Bu yüzden mi susuyorsunuz?
    • 23 Ocak 2012 Hem Hrantçı hem Ergenekoncu olunabilir mi?
    • 16 Ocak 2012 Kaç kafatası bir manşet eder?
    • 9 Ocak 2012 Hesap vermek
    • 26 Aralık 2011 Çanlar Avrupa için çalarken
    • 19 Aralık 2011 Militan
    • 12 Aralık 2011 Maazallah!
    • 5 Aralık 2011 Global Ergenekon
    • 28 Kasım 2011 Dersim'den alnımızın akıyla çıkmak
    • 23 Kasım 2011 İngiltere'yi yeniden keşfetmek
    • 21 Kasım 2011 Dersim'in şifreleri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,514 µs