En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Beyaz Türklerin aile hekimliği



Ülkemizde henüz çok iyi bilinmeyen ama hiç şüphe yok ki önümüzdeki zamanda kendinden mutlaka çok sık söz ettirecek olan butik tıp veya butik hekimlik isimleriyle bilinen yeni bir tıp dalı hızla gelişiyor.

İlk defa USA’ da Seattle eyaletinde 1996 senesinde Dr. Howard Maron tarafından düşünülerek uygulanmaya başlanan ve her geçen sene daha da yaygınlaşan butik tıp, elit bir sınıfa sunulan bir çeşit first-class sağlık hizmeti veya ‘her şey dâhil sağlık danışmanlığı’ olarak da tanımlanabilir. Bana kalırsa ‘Beyaz Türklerin Aile Hekimliği’ gibi bir yakıştırma daha da uygun olur.

Bugün USA’ da 5 bin civarında doktorun butik hekimlik yaptığı biliniyor. Bir araştırmaya göre bu hekimlerin yüzde 66’ sı iç hastalıkları uzmanı; bunu aile hekimleri takip ediyor. Son senelerde çocuk hastalıkları uzmanları ve diş hekimlerinden de butik hekimliğe geçenlerin sayısı hızla artmakta.

Butik tıp, her biri belirli sayıda kişinin her türlü sağlık sorunuyla ilgilenen genellikle iki veya üç hekimin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen bir uygulama. Butik tıbbı çok sayıda hekimle uygulayanlar, anlaşmayı aile bazında yapanlar ve hizmetlerini franchasing sistemi ile daha da yaygınlaştıranlar bile var.

Butik hekimlerin her biri ortalama 500 kişinin tüm sağlık sorunlarıyla gece gündüz, bayram tatil demeden 24 saat süreyle ilgileniyorlar. Bu hizmet için de butik hekimlere her sene birkaç bin dolar ödeme yapılıyor.

Bu parayı ödeyenler butik hekimlere sınırsız sayıda ve istedikleri zaman telefonla veya e-postayla danışma, muayene olma hakkını kazanıyorlar. İlaç tedavilerinin takibi, diyetleri, hayat tarzı ile ilgili değişiklikler, gerekiyorsa konsültasyonlar, hangi tetkiklerin yapılacağı, bunların randevularının alınması butik hekimler tarafından belirleniyor.

Butik hekimlere ödenecek olan prim hastanın yaşı, hastalıklarının sayı ve ağırlığı ile istenen hizmetin özelliklerine göre 1.500 ila 20 bin dolar arasında değişiyor. Yaş arttıkça ve kişinin sahip olduğu hastalıklar ağırlaştıkça daha fazla para ödemek gerekiyor.

Doktorun her çağırıldığı zaman hiç itiraz etmeden eve gelmesi veya gerektiğinde hastanede hastasının yanında kalması gibi seçeneklerde ödenecek para da elbette daha fazla oluyor. Diyelim ki ülke dışında seyahatte iken sağlığınızla ilgili bir problem ortaya çıktı; hemen butik doktorunuzu arayarak nasıl davranmanız gerektiğini öğrenebiliyorsunuz. Butik doktor sizi şu doktora veya şu hastaneye gidin diye yönlendiriyor; sizi muayene edecek olan doktorla görüşüyor, sağlığınızla ilgili bilgiler veriyor ve bu şekilde en iyi sağlık hizmetini almanıza yardımcı oluyor. Priminiz yeteri kadar yüksekse butik doktor uçağa atlayıp yanınıza da gelebiliyor.

Çok daha yüksek prim ödeyerek doktoru iş seyahatinizde veya tatilinizde yanınıza da alabiliyorsunuz. Butik doktorlara bavullarınızı taşıtabiliyor, sırtınızı kaşıtabiliyor musunuz bilemiyorum ama onları tepe tepe kullanabiliyorsunuz.

Butik hekimliğin avantajları

Butik hekimliğin ekonomik sebeplerle ortaya çıktığı konusunda hiçbir şüphe yok. Gelirler azalırken masrafların ve malpraktis primlerinin artmasının butik tıbbın gelişmesinde çok önemli rolleri olduğu düşünülüyor.

Butik hekimliğin pek çok avantajları var:

BİR: Butik tıp için muayenehaneye, personele ve başka masraflara gerek olmuyor. Sistemin çalışması için birbirinin dilinden anlayan birkaç hekimin bir araya gelmesi, bir cep telefonu ve bir elektronik posta adresi yeterli.

İKİ: USA’ da sigorta kapsamında görev yapan doktorlar yılda 3 bin ila 4 bin hastayla ilgilenmek zorunda kalırlarken butik hekimlerin sorumlu oldukları hasta sayısı 100 ila 1000 arasında (ortalama olarak 500) değişiyor.

Butik tıpta hekimler az sayıda hasta ile ilgileniyor ve onlara daha fazla zaman ayırıyorlar; böylece de hata yapma ihtimalleri azalıyor, daha az risk almış oluyor, daha az yoruluyor.

ÜÇ: Butik tıpta kazanç hele de varlıklı bir hasta grubu bulunduğunda oldukça yüksek. Araştırmalar son ekonomik krizin butik hekimliği çok az etkilemiş olduğunu da ortaya koyuyor. Bu da butik tıbbı seçenlerin sırtlarının ekonomik krizlerden hemen etkilenmeyecek kadar kalın olduğunu gösteriyor.

Butik tıp karşı taraf için de avantajlı. Hastalar gerçi daha fazla para ödüyorlar ama sağlıkları da 24 saat bir hekimin takip ve denetimi altında oluyor; en azından kendilerini güvende hissediyorlar.

Gelelim neticeye

Bildiğim duyduğum kadarıyla ülkemizde henüz resmiyete dökülmüş butik tıp uygulaması yok ama çok yakın bir gelecekte butik hekimliğin bizde de ortaya çıkacağını ve kısa zamanda da gelişeceğini tahmin ediyorum. Çünkü bizde de ne tam gün hastanede çalışmaktan ne de sadece muayenehane hekimliği yapmaktan memnun olmayan büyük bir hekim grubu ve enseleri oldukça kalın bir grup insan var.

Allah da yazmışsa, bu iki grup butik tıp sayesinde bir araya gelebilir ve çok da memnun ve mutlu yaşayabilirler. Onlar erer muradına biz çıkarız hasta yatağına.



Bu yazı 1,521 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,033 µs