0 0 0000

Seçim takvimi ve önseçimler

12 Haziran’da oy verilecekse, seçime 30 hafta kaldı demektir. Bu günlerde önümüzdeki yedi ay içinde neler olacağını bilirsek, 13 Haziran’da da nelerle karşılaşacağımızı düşünebiliriz; belki de görebiliriz.
Bugüne kadar çıkarılan Meclis’in yenilenme kararları veya yasalarının yürürlüğe girişiyle oy verme günü arasında 11-13 hafta bırakılmıştır. 2007 seçimleri oy verme gününden 81 gün önceki, 3 Mayıs günü çıkmış, aynı gün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
İktidar partisi lideri ‘12 Haziran’ gününü telaffuz ettiğine göre, 2011 yılı mart ayının ikinci yarısında, 24 Mart’ta ‘seçimlerin yenilenmesine dair kanun’ çıkarılacak ve aynı gün veya ertesi gün yürürlüğe girecektir.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da bir iki gün farkla, 26 Mart gününü, ‘Seçimin başlangıç tarihi’ olarak kabul ve ilan edecek; aynı ilanla birlikte XXIV’üncü dönem milletvekili seçimi takvimi işlemeye başlayacaktır.
Bu takvime göre;
1/ YSK Nisan ayının ilk günlerinde, seçimlere katılacak partilerin adlarını ilan edecektir;
2/ Yine nisan ayı başında, devlet memurlarıyla, siyasal partilerin ilçe ve il yönetim kurulları başkan ve üyeleri aday olmak için görevlerinden ayrılacaklardır;
3/ Adaylarını lider kararı yerine önseçimlerle belirleyecek partilerde, 17 Nisan günü aday seçimi yapılacaktır.
Bu durumda, belirleyecekleri stratejiye göre propaganda hazırlıklarının bitirilmesi için partilerin ellerinde dört ay kadar zaman kalmıştır. Ne kadar sıkışıldığını, işe başlayanlar göreceklerdir.
Partilerin yapacakları işler dışında, yurtdışındaki vatandaşlarımızın oy vermeleri ve önseçimlerin yapılması konuları hepimizin hayatını etkileyecek hususlardır.
Seçmen kütükleriyle ilgili (298 sayılı) kanuna, 94’üncü maddeye bağlı olarak eklenen beş maddeye göre, yurtdışı seçmenlerin sandıkta ve elektronik ortamda oy vermesi uygulamasına başlanacak mıdır ya da gümrük kapılarında oy vermeye devam mı edilecektir? Benim kanım, bazı yazarlarımızın olabilirmiş gibi gördükleri, yurtdışında oy kullanabilmesi konusunun bir yana bırakılmasıdır!

Önseçim meselesi
Bütün partiler için önseçim yapmanın önünde yasal ve parti içi hukuku bakımından bir engel yoktur, son günlerde CHP çevreleri, sanki engel varmış gibi, “seçimden sonra tüzük değiştirip önseçimi getireceğiz” dediler. Oysa Parti Meclisi, önseçim yapılacak ve merkez kontenjan konulacak illeri ve sıralarını bu günlerde ilan ederse, mesele biter; parti örgütü ve bu durumda aday olmayı düşüneceklere beş ay vakit verilmiş olur. Aynı durum Ak Parti ve MHP için de hemen hemen aynıdır.
AB ilerleme raporlarında bahsedilmekte olan parti içi demokrasinin ilk engeli olan önseçimin yapılmıyor olması, partilerde tek adam hâkimiyetinin başlıca nedenidir. Lider diktası bütün demokrasimizi yozlaştırmıştır;
Hiç eveleyip gevelemeyelim, muhtarlardan cumhurbaşkanına kadar bütün seçilenler liderin ağzının içine bakmaktadırlar, ona bağımlıdırlar. Açıkça seçimleri ve bütün parti içi ilişkileri bu ayıptan kurtarmalıyız. Söylenmeden düşünülen bütün sakıncaların çaresi vardır.
Önseçim yapılmadan demokrasimiz çağdaşlaşmaz, bahane gösterilen ‘zihniyet’ de değişmez.
Hangi liderin demokraside bir ileri adım atmak istediğini, en geç üç ay içinde göreceğiz. Gördüğümde, önyargılıların bana ‘düşmanı ya da yandaşı’ demesini umursamadan, o liderin adını yazarak öveceğim veya ayıplayacağım!

Bu yazı 940 defa okundu.