En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Acı biber yeni astım ilacı



Acı, tatlı, ekşi, tuz gibi tat alma reseptörlerinin sadece dilde değil akciğerlerde de bulunduğu ortaya çıktı. Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’ nde fareler ve insan dokuları üzerinde yapılan ve Nature Medicine dergisinde on-line olarak yayınlanan araştırmada akciğerlerde acıya cevap veren reseptörler olduğu kanıtlandı. Bu araştırmanın en önemli tarafı ise, acıyı hisseden bu reseptörlerin uyarılmasıyla bronşların etrafındaki düz kasların gevşediklerinin anlaşılması. Bu sayede standart astım krizi tedavisine cevap vermeyen hastalarda yeni tedavi yaklaşımları söz konusu olabilecek.

Astımda kullanılan ilaçlar
Astım tedavisinde kullanılan başlıca iki farklı ilaç grubu var: Birinci grupta astım krizindeki hastalarda daralmış olan havayollarını genişleten “bronş açıcı ilaçlar” yer alıyor. Bunlar sadece kriz sırasında kullanılıyor ve hasta rahatlayınca tedavi kesiliyor. Bu gruptaki ilaçların en etkili olanları beta-agonist adıyla bilinenler.

İkinci gruptaki ilaçlar (sprey şeklinde kortizon) ise bronşlardaki enflamasyonu baskılamak ve böylece astım ataklarını önlemek için hastanın şikâyeti olmasa da uzun süre kullanılıyor.

Beta-agonistler astım krizlerinde ilk kullanılması gereken çok etkili ilaçlar olmakla beraber bazı hastalarda yeterince etkili olmayabiliyorlar. Bu durumlarda ise kortizon ve diğer nefes açıcı ilaçlardan medet umuluyor. Acı reseptörlerini uyaran kimyasal maddelerden de bronş açıcı ilaç olarak faydalanmak mümkün olabilecek.

Araştırma nasıl yapıldı?
Araştırmada akciğerlerde bronşlar etrafındaki kas dokularının RNA molekülleri ayrıştırılarak kaslardaki tüm reseptörlerin genetik yapıları incelendi. Bu sırada kas dokusunda dildeki gibi acıyı algılayan reseptörler olduğu fark edildi. Bunların dildekilerden farkı, reseptörden çıkan uyarıların beyne gitmemesi ve bronş kaslarında sonlanması. Bu da akciğerlere acı bir madde girdiğinde bunu acı olarak hissetmemiz mümkün olmayacak.

Araştırmanın esas önemli bulgusu, fare kaslarında ve kanserli hastalardan elde edilen taze kaslara kinin gibi acı bir aerosol uygulandığında kasılmış olan kasların gevşediklerinin ve daralmış olan hava yollarının yüzde 90 oranında genişlediklerinin anlaşılması. Bu etkinin, astım krizlerinin bir numaralı ilacı olan beta-agonistlere göre 3 misli daha fazla olması da oldukça dikkat çekici.
Akciğerlerin acı maddelerin akciğerlere daha fazla girmesini önlemek için bronş daralması ile cevap vermesi beklenirken tam tersine bronşların genişlemesi çok şaşırtıcı bir sonuç.

Acı reseptörlerinin akciğerlerde işi ne?
Dildeki acı reseptörlerinin işlevinin insanları toksik bitkileri yememeleri için bir uyarmak olduğu sanılıyor. Bu reseptörlerin tat duygusu olmayan akciğerleri zararlı maddelere karşı savunmak için orada bulundukları düşünülüyor.

Farelerde ve insanlarda ve muhtemelen başka canlılarda akciğerlerdeki acıya duyarlı resptörlerin zatürree ve bronşit gibi hastalıklarda akciğer sağlığına katkı yapmaları mümkün olabilir. Zatürreeye yol açan bakteriler bu reseptörleri uyaran acı bir madde salgılayarak bronşların açık kalmasını ve böylece de biriken salgıların ve mikropların dışarıya kolayca atılmasını sağlayabilirler.

Yeni bir ilaç geliştirilebilir mi?
Bu bulgulardan yararlanılarak akciğerlerde acı reseptörlerini uyaran ve bronşların genişlemesine yol açacak olan yeni ilaçların geliştirilmesi teorik olarak mümkün. Tatları acı olan 10 binden fazla kimyasal madde olduğu biliniyor ama bunlardan hangisinin en az yan etkiye yol açarak bu reseptörleri en etkili şekilde uyardıklarının belirlenmesi için yıllar sürecek çalışmalar gerekiyor. 
Acı besinlerin yenmesinin bronşlar üzerine bir etkisi olmadığını belirtelim ki astım krizlerini acı biber yiyerek atlatmaya kalkışacak olan hastaların bir de ağızları kavrulmasın.

KAYNAK
tter taste receptors found in lungs: http://www.latimes.com/news/nationworld/nation/wire/bs-hs-lung-taste-buds-20101024,0,2762859.story



Bu yazı 1,372 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,701 µs