En Sıcak Konular

Aslı Aydıntaşbaş


Aslı Aydıntaşbaş
0 0 0000

Önder Bey, apartman yöneticiliği mi bu?



Aslında bu yazıya ‘CHP’de ikinci oy kullanamama skandalı’ gibi efendice bir başlık atmalıydım.
Ya da, ‘Tüzük değişikliği Kılıçdaroğlu’nu liderliğe taşıyabilir’ ve hatta ‘Kılıçdaroğlu’nun eli güçleniyor’ gibisinden ‘bardağın yarısı dolu’ iyimserliğiyle bir şeyler uydurabilirdim.
Ancak CHP’de hafta başında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın uyarısıyla ateşlenen ‘tüzük sıkıntısının’ nedenini araştırdıkça, meselenin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na referandum günü oy kullandırtmayan aynı kadro ve mantığın eseri olduğunu görerek ‘pes’ dedim. Pes doğrusu!
Özetle olay şu. Kılıçdaroğlu’nun seçildiği kurultayda aslında yeni parti tüzüğünün de yürürlüğe girmesi gerekiyordu. Aslında yeni tüzük, iyi bir şey: Bir anlamda CHP’ye ‘AK Parti modeli’ni getiriyor, partinin hantal üst yapısını ‘polütbüro’ görüntüsünden çıkarıp dinamizm getiriyordu. Bu tüzüğün getirdiği yenilikleri, aylar önce CHP genel merkezindeki makamında bizzat Deniz Baykal’dan dinlemiştim. Artık bol laf, az iş yapan MYK olmayacak, onun yerinde tepede ‘yerel yönetimden sorumlu’, ‘dış işlerinden sorumlu’, ‘medyadan sorumlu’ gibi yetkisi ve görev alanı belli ‘genel başkan yardımcıları’ olacaktı. Bu neden önemli? Bu sayede iş yapanlar etkin çalışanlar kalacak, tempoya ayak uyduramayanlar hemen cascavlak ortaya çıkacaktı. Delegeye, partiye, seçmene hesap verme durumu kolaylaşacaktı.
Fakat ne oldu kurultayda? Parti Genel Sekreteri Önder Sav, yeni tüzükte pozisyonu zayıflayacak diye buna itiraz etti, pek de hukuki olmayan bir biçimde tüzük rafa kalktı. Polütbüro ne istiyor? CHP değişmesin, yaş ortalaması düşmesin, iktidar olmasın, fazla çalışmasın, her şey eski tas eski hamam kalsın ve taş gibi bir yüzde 20 ile ‘laik cumhuriyetin bekçisiyiz’ diye dolaşsın. Değişimin ‘d’ si alerji yapıyor!
Ama bir de hukuk var; toplumun CHP’den, Türkiye’nin muhalefetten beklentileri var. AK Parti karşısında daha dinamik bir parti yaratma gereği var.
Daha önce ‘Boşver o tüzüğü’ diyenler şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘Tamam mecbursak uygulayalım ama kurultaya murultaya gerek yok’ diyorlar. Abant’ta da uzun uzadıya bu sıkıntıyı nasıl zamana yayıp sümen altı edeceklerini anlattılar. Kurultayda hesaplaşma olur, bir şeyler değişir, Kemal Bey iyice güçlenir diye korkuyorlar. Oysa memlekette siyasi partiler kanunu var. Kurultay kararıyla kabul gören tüzüğün muhtemelen yine kurultay kararıyla değişmesi gerekecek. Aksi takdirde partinin başı ağrıyabilir.
Hukukçu değilim. CHP’nin yeni bir kurultaya ihtiyacı olup olmadığını hukukçular bilir.
Ancak Kemal Bey’e tavsiyem, referandum öncesi ‘Hallederiz, hallederiz’ diye oy pusulanızı buharlaştıran ekibin, şimdilerde ‘Kurultaya gerek yok, hallederiz, hallederiz’ sözlerine biraz kuşkuyla yaklaşmanız.
Kurultaya gerek yoksa, ne ala. Ancak bütün bunlar CHP için seçim yılında kapatma ya da Hazine yardımının kesilmesi gibi feci bir fiyaskoyla sonuçlanacaksa, önlemini şimdiden alın.
Hem, kurultay dediğiniz bir fırsattır. İlle de kötü değil. Zaten şu aşamada başka lider adayı çıkmayacaktır. Ancak kim bilir? Her işte bir kısmet var. Belki yeni manifesto, yeni heyecan, taze yüzlerle partiye damganızı vurabilirsiniz. 2011 öncesi yeni bir CHP’yle...

milliyet



Bu yazı 1,119 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Ağustos 2012 ‘Esad sonrası’ için adımlar
    • 19 Ekim 2011 Hamas’lıları neden aldık?
    • 3 Ekim 2011 Alman vakıfları Türkiye’yi bölecek mi?
    • 1 Kasım 2010 Öcalan Kandil’den ne istiyor?
    • 28 Ekim 2010 Önder Bey, apartman yöneticiliği mi bu?
    • 16 Ağustos 2010 PKK’da neler oluyor?
    • 17 Mayıs 2010 CHP, CHP’ye karşı
    • 26 Ağustos 2007 Bilmeyenler ülkesi
    • 28 Haziran 2007 Büyükanıt ne demedi?
    • 24 Haziran 2007 Amerika'yı bile böldük
    • 30 Mayıs 2007 F16 olayı ve komplolar
    • 17 Mayıs 2007 AK Parti'ye yapılan teklif
    • 15 Mayıs 2007 Washington "AK Parti kazanır" diyor
    • 17 Aralık 2006 Baykal neden Lübnan'da?
    • 12 Aralık 2006 Bir siyasi krizin anatomisi
    • 28 Kasım 2006 Washington gerçekten darbe mi istiyor?
    • 14 Kasım 2006 Kongreden, gelecek için ipuçları
    • 1 Ekim 2006 Herkesin sorusu: Neler oluyor?
    • 19 Temmuz 2006 Washington'la PKK dansı
    • 24 Mayıs 2006 Washington'dan görünen manzara

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,141 µs