En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Havayı bozmak!



Tam da başörtüsü konusunda hava yumuşamışken... CHP yılların katı tutumunu esnetmişken... Üniversitelere türbanla girme umudu yeşermişken...

Siyaset çözüm konusunda en yakın noktaya ulaşmışken... Başörtüsü yasağı artık savunulamaz hale gelmişken... Tam da yasakçı zihniyet 'Türban ilköğretimde, kamusal alanda da serbest olacak mı?' sorularıyla çıkış ararken...

Bahardan kışa geçer gibi iyimser puslanmaya başladı. Anadolu'nun muhtelif şehirlerinden haberler peş peşe geldi. Bir anda Mersin'de, Diyarbakır'da derslere türbanla girmek isteyen ilköğretim öğrencileri ortaya çıktı. Okulların kapısında başörtülü öğrenci görüntüleri... Bir kız çocuğunun 'Sonuna kadar direneceğim. Onlar kovacak ben geleceğim' diyen açıklaması. Gazetecilere demeç veren bir baba... Ve 'Kızım türbanla okumak istiyor' çıkışı.

İçinde 'türban ve ilköğretim' geçen haberler iri puntolarla gazete manşetlerine taşındı, televizyon ekranlarını kapladı. Türbanlı çocuğun babası tartışma programına konuk oldu. Her söylediğiyle dikkatleri üzerine çekti. Duydukları karşısında bazıları şaşkına döndü, bazıları da ibretle izledi.

Bir dakika... Ne oluyoruz? Üniversitelerde başörtüsü sorununa çözüm aranırken ilköğretim de nereden çıktı? O haberlerin sokaktaki sıradan insanın zihninde bile 'türban ilkokullara kadar iniyor' algısı oluşturmayı amaçladığı açık. Bu süreçte başka uç örnekler de boy gösterdi. Olumlu havayı bozacak ne kadar figür varsa adeta resmi geçit yapar gibi sahnedeki yerini aldı.

Daha geçen hafta 'Tamam, yükseköğretimde başörtüsü sorunu çözülüyor' derken bugün başka konuları konuşuyoruz. Nedeni belli... İklimi değiştirme çabalarını siz de gözlemlemiyor musunuz?

Provokasyonlar bu toprakların vazgeçilmezi... Her kritik süreçte 'eski oyunlar' tekrarlanır. Masum olayları bile provoke etmeye hazır bir çevre var. İlköğretimdeki o kız çocuğu ve babası belki farkında değil. Son derece iyi niyetle yola çıkmış olabilirler. 70 milyonluk bir ülkede standart dışı münferit örnekler de çıkabilir. Buradan hareketle genelleme yapılabilir mi?

Bir kız öğrencinin talebi ilköğretimde türban sorunu olarak yorumlanabilir mi? Dünyanın her yerinde bu tip örnekler istisnadır. Standart sapmasıdır. Daha öte anlamlar yüklenmez. Ama bizde farklı... Bir istisnadan genel manalar çıkarılır.

Memleketin puslu oyun havaları herkes tarafından çok iyi bilinmesine rağmen ne yazık ki çoğu zaman başarılı da olur. Her provokasyon tortusunu bırakır. Ve değişim veya çözüm süreçleri ya sekteye uğrar, başka bahara ertelenir ya da ağır aksak ancak yürüyebilir. Kim ne derse desin, son bir hafta içinde yaşadığımız gelişmeler doğal şeyler değil.

Kızını ilköğretime türbanlı göndermek isteyen bir babanın sonradan gelen itirafı çok manidar: 'CHP bana söz verdi. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da benimle konuşacağını söylediler.' Bu sözler olayın arkasında CHP'nin olduğunu göstermez. Ancak o babanın CHP'nin ılımlı yaklaşımından güç aldığı ortada.

İlköğretim ve türban haberlerinin, köşeye sıkışmış çaresizlikten kıvranan yasakçı zihniyetin elini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Daha dün 'Üniversitelerde başörtüsü yasağını bu çağda nasıl savunabiliyorsunuz?' sorularının altında ezilenler bugün 'Türban ilkokulda da serbest olacak mı?' diyerek üste çıkmaya çalışıyorlar.

Oysa sorun üniversitelerde başörtüsü yasağı... Çözüm aranan da bu. Ne ilköğretim ne de ortaöğretim problem. Konuyu saptırmaya, havayı bulandırmaya gerek yok. Provokasyonlar veya uç istisnai örnekler çözümü erteletmemeli...

zaman

 

 



Bu yazı 1,078 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,917 µs