En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

İspanyolca bilen kabine üyesi var mı?



Maden alanında bulunan iki bin civarındaki yerli ve yabancı gazeteci tüm yerküreyi adeta bir sevinç şelalesine ortak ediyordu. İlk kurtarılan madenci 31 yaşındaki Florencio Avalos’un yeryüzüne çıkışını ıskaladım...

Ama Avalos’u ilk karşılayanlar arasında eşi Monica ve yedi yaşındaki oğlu Bairo ile Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera’nın yer aldığını; Bairo’nun, 69 gündür yerin altında olan babasını görünce hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığını biliyorum...

Avalos’tan yaklaşık bir saat sonra kapsülle yukarı çıkarılan 39 yaşındaki madenci Mario Sepulveda’nın kendisini karşılayanlara madenden getirdiği taşlardan hediye ettiğini de...

Benim bu sevinç şenliğine katılışım en genç madenci olan 19 yaşındaki Jimmy Sanchez’in aramıza yeniden dönmesine denk geldi.

Kurtarılan madencileri izlemek insana sadece sevinç ve mutluluk değil, insanlık adına gurur da veriyor.

***

Tabii ister istemez hepimizin aklına aynı soru geliyor...

Şili devleti ve toplumu, NASA ile işbirliği içinde madencilerini büyük bir başarıyla kurtarırken, Zonguldaklı madenciler hala neden yer altında?

Biliyorsunuz, Zonguldak’ta 17 Mayıs’ta meydana gelen ve 30 madencinin yaşamını yitirdiği faciada kaybolan iki madenciye hala ulaşılamadı.

Daha vahimi, Şili’deki kıvanç veren başarı yaşanmasa, kimsenin o talihsiz madencileri hatırlayacağı da yoktu.

Nitekim Kurbağalıdere’nin taşması sırasında yitip giden Ataşehirli belediye işçisini de hiç kimse arayıp sormuyor...

***

Şili, sadece madencilerini kurtarmadı, ilk gelen ve herkesi yanıltan bilgilerin aksine, 27 Şubat tarihindeki 8,8 şiddetindeki depremi de tahmin edilenden çok daha az hasarla atlattı.

Oysa Ocak ayında Haiti’de yaşanan 7 şiddetindeki depremde 230 binden fazla insan hayatını kaybederken, Şili’de 1,5 dakika süren 8,8 şiddetindeki depremde 300 civarında insan ölmüştü.

Hâlbuki Şili’de meydana gelen deprem, bizim Marmara depreminden 700 kat, Haiti depreminden ise 800 kat daha şiddetliydi...

Gerek deprem ertesindeki durum, gerek madencilerin kurtarılma öyküsü, Pinochet felaketinin mağduru Şili’ye daha dikkatli bakma, son dönemlerdeki sosyo-ekonomik performansını daha yakından inceleme isteğini de beraberinde getiriyor.

Latin Amerika’nın en iyi işletilen ekonomisine sahip olduğu ve demokratik yönetimin yeniden tesis edildiği 1990’lardan bu yana art arda iktidara gelen sol eğilimli siyasi partilerin serbest piyasa ekonomisini ölçülü bir kamu harcaması stratejisiyle birleştirdikleri kanısı, Şili’nin altyapı ve inşaat standartlarının niteliğine bakıldığında genel kabul görüyor.

Öyle ki, Şili bir deprem ülkesi olduğunu hiç unutmamış ve son 20 yılda çok ciddi alt yapı ve yenileme yatırımları yapmış, bakırdan kazandıklarının büyük bir kısmını altyapı yatırımlarına harcamış...

***

Bizde...

Bingöl’de Çeltiksuyu Yatılı Bölge Okulu’nda deprem sırasında ölen 85 yoksul öğrencimizin anısı ve onları ölüme sürükleyenlerin cezasız kalmaları çok yeni bir gelişme iken...

Zonguldak’ta maden ocaklarındaki işçilerimizin cesetleri kayıp iken...

Kurbağalıdere’nin taşan sularına aldırmazca teslim ettiğimiz Ataşehirli belediye işçisi unutulmuşken, Şili çok daha başka bir örnek olarak ortaya çıkmakta...

Abartılı övünme Şark’ın bir geleneği olduğu için Şili’ye dönüp bakan olmayabilir...

İstanbul’da yaşanan son 4,4’lük depremde faylar çatırdamışken ve Azrail tüm susamışlığıyla kolon vururken...

Acaba siyaset bunun sırrına vakıf olmaya çalışır mı ya da İspanyolca bilen bir kabine üyesi var mı?


star



Bu yazı 1,167 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,790 µs