0 0 0000

Clinton uzaktan gördü, bizimkiler hala göremiyor!

Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanı Bill Clinton, cumartesi günü İstanbul Bilgi Üniversitesi, santralistanbul yerleşkesinde bir konferans verdi.

santralitanbul Müzesi’nin önüne kurulan etkileyici çadırda, akademisyen, politikacı ve öğrencilerden oluşan bir kalabalığa hitap eden Clinton, dünyanın önündeki fırsat ve tehditleri dile getirdi.

Dünya, Bill Clinton görevi bıraktığından bu yana çok değişti elbette...

Hem tehditler, hem fırsatlar açısından.

Herşeyden önce bir 11 Eylül yaşandı ve o günün etkilerini hala yaşıyoruz.

Clinton konuşmasında bu konuya dikkat çekti ve kendinden farklı olanı anlama çabasının önemini vurguladı.

Genç kızların başörtüsü için İran, Pakistan gibi modeller önererek siyasi tarihe geçmeye hazırlanan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Clinton’ın bu sözlerini bulup okursa, farklı bir çizgi izler belki.

Bizden farklı olanı anlamak, bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük sıkıntı aslında.

“Tek tip Türkiye” konusunda ısrarlı olan kesim, hep anlaşılmaya çalışıyor, anlama konusunda hiç çaba göstermiyor.

Onun içinde sandıktan iktidar olarak çıkamıyor çünkü hakı anlama konusunda sıkıntıları var.

Onlar kılık kıyafete dayanan bir modernlik istiyor ama halk muhafazakar bir modernlikten yana.

Nilüfer Göle buna “Modern Mahrem” demişti.

Halka tepeden bakanlar hala bu gerçeği görmekten uzak, onun için başörtüsü dizaynı yapmaya çalışıyor hala.

Clinton’a dönersek...

Bill Clinton, konuşmasında 1993 yılında ulusal güvenlik ve ekonomi danışmanlarıyla yaptığı bir dizi toplantı sonucunda, dünyanın geleceğini etkileyecek 10 ülke belirlediklerini hatırlattı.

Bu 10 ülkeden biri de Türkiye idi ve ABD bu çalışmanın ardından Türkiye ile stratejik ortaklık ilişkisi kurmaya karar verdi.

Aynı zamanda, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin en ateşli savunucusu oldu.

Bu Clinton’ın ileri görüşlülüğü kadar Türkiye’nin potansiyelini göstermesi açısından önemliydi.

Aslında daha o zamandan Türkiye bu potansiyele sahipti.

Yani yağ da, şeker de, un da vardı ama bir türlü helva yapılamıyordu.

Çünkü malzemeden çalmayı düşünen aşçılar, helva yapmayı da beceremiyordu.

Türkiye son 8 yılda gösterdiği gelişme kadar, son krizden inanılmaz güçlü çıkmasıyla da Clinton’ın öngörüsünü gerçekleştirdi.

Hem hızlı bir ekonomik gelişim gösteren, hem de komşularıyla sıfır problem politikası izleyen Türkiye ciddi bölgesel bir güç haline geldi.

Bu gerçek ve ulusal çıkarı önde tutma kaygusu, uluslararası meselelerde zaman zaman Batı ile ters düşmeyi de getirdi.

Ülkemizin kimi miyopları, Batılı akıl uzmanlarından etkilenip bir “eksen kayması” tartışmasını gündeme getirdi.

Clinton konuşmasında böyle bir durumun sözkonusu olmadığını, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına uygun davrandığı gerçeğinin altını çizdi.

Özetle, Clinton okyanus ötesinden Türkiye’nin ilerlediği yönü, modernleşmesini çok iyi görmüştü.

Bizim kökten-laikçilerimiz bu gerçeği Ege kıyılarından bile göremiyor ne yazık ki....

 

Ulusal güvenlik sırları ve muhalefet

Amerikalı ünlü gazeteci Bob Woodward, son kitabı “Obama’nın Savaşları” kitabına bir anektodla başlıyor.

Obama, başkan seçildikten 2 gün sonra Ulusal İstihbarat Dairesi başkanı ile bir toplantı düzenler.

Chicago’da düzenlenen toplantı, Obama’nın koltuğa oturmasından 75 gün önceye denk gelmektedir.

Toplantı, Başkan Bush’un bilgisi ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirilir.

Başkan Bush’un ilk talimatı bu brifinge sadece Obama’nın katılması üzerinedir.

Geçiş kabinesinde görev yapıp ayrılacak kimi isimlerin toplantıda olmasını istemez, konuşulanların sızmasından çekinir.

Türkiye’de elbette 3 ay sonra iktidara gelme umudunda bir muhalefet partisi lideri bile sözkonusu değil.

Ancak, Türkiye’nin tarihi bir sorunu sözkonusu ve iktidarın bu sorunun çözümünde CHP’nin desteğine ihtiyacı var.

Bu nedenle, Kürt meselesinde gelinen noktayla ilgili Mecliste kapalı görüşme yapılması gerekir.

Ancak bunun da ötesinde adım gerekir.

Başbakan Erdoğan veya görevlendireceği bir bakan, CHP Liderine bu konuda özel ve gizli bir bilgilendirme yaparsa, çözüm süreci hızlanabilir.

star

Bu yazı 1,298 defa okundu.