En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

İçimdeki o incecik tel



Kimse üzerine alınmasın, burada kendi görüşümü yazıyorum: Siyasetçilerin ağzından 'başörtüsü' veya 'türban' ile birlikte 'yasak' ve 'anayasa' sözcükleri çıktığını işittikçe içimde bir yerlerde incecik bir tel 'tınnn' diye ötüyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Madrid'te bir İspanyol gazeteciye cevap olsun diye söylediklerini takiben MHP lideri Devlet Bahçeli'den gelen teklif içerisinde de geçiyordu aynı sözcükler ve benim içimde bir yerlerdeki o tel 'tınnn' diye o zaman da ötmüştü.

Sonrasını herkes biliyor: Ak Parti ve MHP çoğunluğunun 411 oyuyla gerçekleşen anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürdü CHP ve yüksek öğretim kurumlarında sürdürülen başörtüsü yasağını pekiştiren yeni bir karar çıkardı.

CHP'nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Tamam, madem öyle istiyorsunuz, ben de 'türban' değil 'başörtüsü' diyeyim; tamam, onu yasak olmaktan birlikte çıkartalım" cümlesi içerisinde aynı sözcükleri kullandı önceki gün...

İçimdeki o incecik tel, ah o tel... Yine 'tınnn' diye öttü.

Tayyip Erdoğan iyi niyetli bir politikacı, kısa pantolonla girdiği 'politika' mesleğini sekiz yıldır başbakan olarak sürdürüyor, ama mesleğinin entrikalarına hâlâ akıl sır erdiremiyor. MHP lider kademesinden birinin, bir gece sofrasında, "Biz o anayasa değişikliğini Ak Parti'yi faka bastırıp Anayasa Mahkemesi'ne kapattırmak için destekledik" dediği iddiasını işitmemiş, işitmiş olsa da kulak vermemiş olabilir.

Politikada böyle ayak oyunları var halbuki; maalesef var...

Düne kadar direndiği, üç ay boyu 'Hayır' oyu verdirmek üzere ülkeyi ayağa kaldırdığı anayasa değişikliğine, CHP, şimdi gönlünü yatırmış görüntüsü veriyor. Hem de 'türban' konusunda. "Türban mı, hay hay, yasağa son verelim" diyor, hatta "Türban sözcüğü mü çıktı ağzımdan, tövbe tövbe, başörtüsü" diye günah bile çıkartıyor CHP lideri...

"Haydi değiştirelim" teklifine dünden hazır CHP... İçimdeki o incecik teli 'tınnn, tınnn' öttürerek...

Kusura bakmayın, madem kendi görüşümü yazıyorum, o halde hüküm cümlelerimi eklemeyi de unutmayayım: Sakın ha. Sakın. Artık başörtüsü, türban, yasak ve anayasa sözcüklerinin birarada geçtiği hiçbir cümleye kulak vermeyin. Kimin ağzından ve hangi niyetle çıkarsa çıksın. Geçen defa MHP anayasa değişikliği için eksik olan oyları tamamlamış, CHP de konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştü; bu defa eksiği tamamlamaya CHP gönüllü görünüyor...

Meclis'te konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürecek yeterli sayıda milletvekili nasıl olsa bulunur.

Çok mu 'kuşkucu' görünüyorum. Öyleyim. 1980'lerin sonunda ANAP iki kez denediğinde daha az kuşkucuydum, içimdeki o telin dışarıdan bile duyulan 'tınnn'lamasını fazla umursamamıştım. Ancak o gün bugündür bu konu ne zaman gündeme gelse içimden gelen sesi önemsiyorum.

En son girişimin ardından neler yaşandığını hatırlatmam gerekiyor mu, bilmem: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ak Parti'yi kapatma kararı talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda başörtüsü yasağını kaldırma girişimi üzerinden 'lâikliğe aykırı odak haline dönüşme' gerekçesini kullanmıştı; Anayasa Mahkemesi Ak Parti'yi kapatmadı, ama 'odak' iddiasını daha çok 'başörtüsü-türban' gerekçesi yüzünden geçerli saydı.

Kararında en çok kullandığı sözcükleri merak ediyor musunuz Anayasa Mahkemesi'nin? Şunlardı: Türban, yasak, anayasa...

Yasağı kaldırma çabasında 'işbirliği' yapılan MHP ile ilgili bir kapatma davası açılmadı.

yenişafak



Bu yazı 1,141 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,485 µs