Akşam NTV’nin tartışma programına rastladım. Konu, son günlerde yeniden gündeme gelen başörtüsü yahut moda tabiriyle türban.
Ne ala bir konu.
Ne ala konuklar.
Ve ne ala moderatör.
Taraflar gergin… Moderatör daha da gergin; belli ki, taraf.
Ben bu satırları yazarken reklama giriliyor, ama reklam öncesi bir anons: NTV spikerleri konuklara karşı tarafsızdır. Ne diyelim? Paşamızın kalıp cümlesini kullanıp, sözde değil özde tarafsız olmalı mı diyelim?
Tam bir tiyatro. Ne gerek var, Komedi Dükkânı’nı seyretmeye. İşte tam bir komedi: Dr. Hidayet Tuksal başımı örtmeme müdahil olamazsın, bu benim tercihim diyor. Diyor demesine; ama Prof. Meryem Karay, “anlayamıyorum bu kadınlar güzelliklerini nasıl ilkel başörtüsüyle gizlerler”, diyor.
Bunu hakaret mi kabul etmeli? Mesele özgürlük, mesele insan olunca… Hak ve hukuk olunca akan sular durmalı; ama hayır, suyu tersinden yürütme sevdalısı Bayan Karay.
Hele ikna odalarının mucidi… Ondan özgürlük dersleri almak ne kadar da anlamlı; ne denli tatlı tatlı konuşuyor. Belli, ikna konusunda tecrübeli.
Bunlara şaşırmadım; fakat bir konuk vardı ki, onun değerlendirmelerine inanın şaşırdım. Şaşırdım, zira bizim iyi bir bilim adamı sandığımız Sayın Prof Alparslan Işıklı’nın aynı zamanda ne büyük bir alim, ne büyük bir din adamı olduğunu öğrendim.
Elif Çakır, ulemanın işini ulemaya bırakalım dedi… Alparslan Bey, şaşırdı, güldü.
Bu gülüş bir kabulün işareti mi? Ben, ulema mıyım dedi?
“Hz. Peygamber putları yıktı, şekilciliği de yıktı” derken, yeni ulema ve müftümüz Prof Işıklı, hemen şunu ilave etti, “başörtüsü Kur’an’da yok, puttur, şekilciliktir.”
Fe-subhanellah! Sayın Başbakan, bu sesimi duyun lütfen, Diyanet’e yeni başkan arayışına girerseniz, işte size tecrübeli bir aday, Prof Alparslan Işıklı!
Ne acayip haller bunlar!
Elif Çakır, ben başörtümle güzelim, kimse bana çirkin diyemez dedi… Prof. Koray, bocalıyor. Hakarete gerek var mı? Faşist aydınlanmacılık, Fransız dayatmacılığı artık bitsin, desek… Biter mi?
Ben tam bu soruyu sordum ki, ikna odalarının mucidi, meseleyi Cumhuriyet değerleri açısından ta temelden ele alıverdi. Eğer hükümet olursa CHP, Sayın Kılıçdaroğlu Başbakanımız olarak, mutlaka, ama mutlaka Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı olarak İstanbul milletvekilimiz Prof Nur Serter’i atasın. Ne ala, değil mi? O vakit, Prof Işıklı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı da kesinlik kazanır.
İvedilikle bu mesele halledilmeli… Hangi mesele mi? Kapatın şu İlahiyatları, İmam Hatipleri; bunlar toplu namaz kılıyor, eylem yapıyorlar.
Sahi Nur Hanım, o türbanın simge haline gelmesine sebep olanlardan birisi de siz değil misiniz? Söyleyin; bu çocukları sokağa iterken, halkı ötelerken, inancı küçük görürken, horlarken ve ikna odaları kurarken… Lütfen söyler misiniz?
Yoksa bu soruyu da yeni müftümüz mü cevaplasın? Ne dersiniz?
Ne dersiniz aziz kari? Sahi türban sorununu kim sömürüyor?
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle