En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Türkiye'nin sorumluluğu



Birleşmiş Milletler'in (BM) Kore asıllı genel sekreteri Ban-Ki Moon bize özel sempatisi olan bir diplomat. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ise ikisinin de dışişleri bakanı olduğu günlerden tanıyor ve takdir ediyor olmalı. Olmalı ki, 135 ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakan düzeyinde temsil edildiği BM Genel Kurul toplantısı için New York'a gelen heyetler içerisinde Türkiye'nin yemekli davetine katıldı.

Sadece katılmakla da kalmadı, eşi ve bir yardımcısıyla birlikte bulunduğu davette ülkemize duyduğu hisleri en çarpıcı sözlerle dile de getirdi. "Türkiye bulunduğu bölgedeki öteki ülkeler için bir esin kaynağı" sözü önemli.

Cumhurbaşkanı Gül karşılaştığı devlet adamları ve diplomatlarla görüşmeleri sonrasında 'Kürt sorunu'nun çözümü konusunda daha da kararlı hale geliyor. Alınan övgülerle karşı karşıya kalınan sorun arasında bir terslik var çünkü. Ülkeyi daha ileri götürmenin tek yolu olarak görünüyor sorunun çözümü. Pazar günü öğle saatlerinde geziyi izleyen bizlerle buluştuğunda kararlılığını bir kez daha dile getirdi.

PKK örgütü 'eylemsizlik' kararını Ramazan vesilesiyle aldı, ancak bölge halkı önderlerinin yaptığı baskının da kararın alınmasında önemli bir rol oynadığı biliniyor. Terörün yeniden boy vermesi bölgede hoş karşılanmıyor artık. Bu sebeple bir dizi önlem hazırlığı devam ediyor.

Plaza Oteli'nin 14. katında görüşürken altını bir kez daha özellikle çizdiği nokta şuydu: Aslında devlet demokratik bir ülkenin sahip olması gereken bütün imkânları zorlamak niyetinde; bir süreden beri atılan özgürlükler alanını zenginleştiren adımlar bu niyetin hayata geçirilmiş biçimi. Daha ileri adımlar da atılacak. Ancak...

Ancak bu adımların 'terör yüzünden atıldığı' hissini verme ihtimali iştah kaçırıyor, hızı kesiyor. "Terör bölge halkına hiçbir şey getirmez; tersine geleceğini karartır" dedi Cumhurbaşkanı Gül...

Kastını şöyle açıkladı: Terör sadece can almakla kalmıyor, bölgenin ekonomik kalkınmasını da baltalıyor. Irak'a ve Kuzey Irak'a yatırıma koşan yerli-yabancı işadamları, terörün kaynaklandığı il ve ilçelerimizden uzak duruyor. Diyarbakır gibi tarihi açıdan önemli güzel bir ilimiz bugünkünden daha ileri bir düzeye kolayca gelebilecek iken, terör ortamında bu mümkün olmuyor. Kan ve gözyaşı fakirlik ve yoksulluğu da getiriyor.

Bizim New York'ta bu görüşleri aldığımız sırada Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da asker-sivil yetkililerle yaptığı terör zirvesi bitmişti. Cumhurbaşkanı Gül ABD'ye yola çıkmadan önce dünkü zirveye katılanlarla ayrı ayrı görüşerek bilgi alış-verişinde bulunmuş. İstihbarat bakımından elde bol malzeme bulunduğu anlaşılıyor. "Örgüt sözcülerinin ve onlarla temasta bulunanların ne görüşte olduklarını, ne söyleyeceklerini onların bunu dillendirmesinden günler önce biliyoruz" dedi Cumhurbaşkanı Gül.

Bölgeye mesajı şu: "Türkiye herkesindir; ülkenin bir yerinde olan problem diğer yerlerinin de problemidir. Yanlışa hiçbir zaman destek vermemek gerekir. Geleceği karartmamak lâzım. Her devletin görevi, sürekli teyakkuzda bulunmak ve güvenlik zaafına düşmemek için önlemler almaktır. Biz de bunları yapıyoruz.

Galiba beklenen, özgürleşme ve demokratikleşme politikalarının yeni bir zeminde birbiri ardına hayata geçirilmesi; tabii terörün etkisinden uzak bir barış ikliminde...

Cumhurbaşkanı Gül'ün zihni, başkanlığında toplanacak BM Güvenlik Konseyi ile 'Yoksulluk, Açlık ve Cinsiyet Eşitliği' yuvarlak masa toplantısıyla meşgul şu sıralarda.

Ban-Ki Moon, akşamki yemekte, "Türkiye küresel sorumlulukları olan bir ülke" de demiş...



Bu yazı 986 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,313 µs