En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Her şey daha yeni başlıyor



Kim söyledi silâhların bırakılmasıyla sonuçlanacak sürecin sorunsuz geçeceğini?

Son 25 yılını terörle yatıp terörle kalkarak geçirmiş bir ülke rahat ve huzuru unutmuş bir ülkedir; o ülkenin bütün paradigmaları (ölçüleri) terörün varlığına göre oluşmuştur. Sadece devletin değil, teröristlerin de... Sadece silâh taşıyanların değil, silâhların gölgesinde yaşayanların da... Terörle haşır neşir bir ülkeyi o durumdan çıkarmak bu sebeple olağanüstü zordur.

Her şeyden önce, teröre bulaşanlar terörden uzaklaşmayı nasıl başaracağını, terörle mücadeleyi yürütenler ise terörden uzaklaşmaya çalışan teröristleri nasıl teşvik edeceğini bilmediği için ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Terör hükmünü sürdürürken terörist ile teröre karşı mücadele yürüten birbirlerine karşı nasıl konuşlanacaklarını biliyorlardı; iki tarafın da bilmediği, terörü geride bırakırken ne yapılacağıdır.

Son zamanlarda birdenbire gündeme düşen "Terör örgütü eylemsizliği sürekli hale getirecek ve militanlar dağdan inecekse silâhlarını nereye, kime teslim edecek?" tartışmasını ele alalım. Bazı BDP'liler "Silâhlar Birleşmiş Milletler'e (BM) teslim edilsin" cevabını veriyorlar bu soruya. BM'ye teslim, bilinen bir yöntem değil; sorunun mantığı, daha önce benzer süreçler yaşamış ülkelerde en ciddi krizlerden birine yol açmıştı.

Sözgelimi IRA örgütü, İrlanda asıllı Amerikalıların maddi desteğiyle zaman içerisinde güç-belâ edindiği muazzam silâh stokunu İngiliz ordusuna teslim etmeyi kabule bir türlü yanaşmadı. Hem savaşı kaybettiği görüntüsü vereceği için moral açıdan hazır olmadıkları için, hem de sürecin kalıcı olmaması durumunda silâhlarını teslim etmiş bir örgütün dımdızlak kalacağı endişesiyle...

İngiltere'de terörün sona ermesinin epey bir süre gecikmesi bu sorunun bir türlü aşılamaması yüzündendi; 'farklı düşünce yöntemi' ile tanınan bir bilimadamı devreye sokuldu ve onun tavsiyeleri doğrultusunda davranılarak pek çok sorunlu çözümlere ulaşılabildi.

Lâfı fazla uzatmaya gerek yok: Terörün geride bırakılması yolunda güçlü bir irade ve kararlılık varsa üstesinden gelinmeyecek sorun yoktur.

Muhalefetin "İmralı'yla pazarlık yapıldı" veya "Kandil'le konuşuldu" türü iddiaları birer yakıştırma; elde devletin bu alanda herhangi biriyle pazarlık yürüttüğüne dair bir veri yok. İddialar doğru olsaydı, özellikle PKK'yla irtibatlı çevrelerden çelişkili mesajlar gelmezdi. Bugünün dünden tek farkı, uzun yıllardan beri şiddeti yöntem olarak kullananların, dünyanın değişen şartlarının farkına varması ve ortaya çıkan 'Yeni Türkiye' tablosunu nihayet algılamasıdır.

Bugünün dünyasında şiddete yer yok ve Yeni Türkiye her türlü sorunun demokratik mekanizmalarla çözülmesine imkân sağlayan dinamik bir zemine sahip...

Dün burada belirttim: Daha önce ne yaptığını bilmez tarzda davranmış, anlaşılmaz bir tavır sergilemiş olan BDP, son günlerde, hayatın gerçeklerine uyum halinde bir politik çizgi izliyor; bu da ona bundan sonraki gelişmelerde muhatap değeri kazandırıyor. Bir şey daha yaptı BDP: Yalpalamaları yüzünden kendisine güven duyulmayabileceği hesabıyla Demokratik Toplum Kongresi (DTK) adıyla yeni bir muhatabı devreye soktu. Kapatılan DHP'nin eş başkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk DTK'nın da eş başkanı seçildiler...

Yeni gelişmeler devlet adına hareket edenleri de elini çabuk tutmaya zorluyor.

Halkoylamasında anayasa değişikliği büyük oranda kabul görürse, seçime kadar geçecek sürede siyaset alanını genişletici bazı düzenlemeler gerçekleştirilebilir. Kesin çözüm ise, yeni baştan yazılmış anayasayla gelecektir.

Aman ele geçen fırsatı bu defa kaçırmayalım da...

yenişafak




Bu yazı 1,167 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,689 µs