En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Demokratik ‘teamül’ dönemine alışın beyler



Yüksek Askeri Şura bugüne kadar göstermelik bir toplantıydı.
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesine kadar, başbakanlar ilk gün toplantılarına nezaketen katılır, öğlen “kendi işlerine” bakmaya giderlerdi.

General atamaları ve terfileri onların işi değildi.

Çünkü “teamül” öyleydi.

Bir kısım medya bu seneki YAŞ toplantısında da “teamül” diye tutturdu.

Seçilmiş otoritenin, atanmışların terfi ve atamaların müdahalesine acaip bozuldular.

Çünkü “teamül” bozuluyordu.

“Piyasa” gibi hassas ve muğlak bir şey bu “teamül” en ufak şeyde bozuluyor.

Hala yorumları da öyle, bilmem kimin yerine bilmem kim komutan olunca teamül bozulmuş.

Bu “teamül”ün kötü tarafı da bu galiba, bir bozuldu mu, geri dönüşü yok.

Şimdi bozuldu işte.

“Teamül” dedikleri seçilmiş iktidarın askerlerin kendi aralarında kurdukları tezgaha ses çıkarmadan “evet” demesi.

Silahlı Kuvvetleri kendi içinde partiye dönüştüren bu anlayışın liyakattan çok, dayanışmayı öne çıkardığı ortada.

Yoksa Silahlı Kuvvetler içinde birbiri ardına patlayan skandallara tanıklık eder miydik?

Aylardır gündemde olan ve ihmalden ihanete kadar birçok kuşkuyu gündeme getiren iddialar var ve de komuta kademesi sessiz.

Mehmet Haberal için bile değerlendirme yapan Genelkurmay Başkanı, bu iddialar hakkında ağzını açıp tek kelime etmiyor.

Bu işin böyle gitmeyeceği açık.

Son YAŞ toplantısı da bu açıdan bir dönüm noktası olmuştur.

Artık iktidar kim olursa olsun, komuta kademesinin belirlenmesinde son söz seçilmiş siyasetçilere ait olacaktır.

Ülkenin tüm atamalarında söz sahibi olan siyasi iktidarın, asker atamaları konusunda sıradan bir onay makamı olması demokrasilerde kabul edilemez.

4 Ağustos’la birlikte Türkiye’de yeni bir teamül başlamıştır.

YAŞ’ta son söz siyasete aittir.

İktidar isterse bir denizci ve havacıyı genelkurmay başkanı yapabileceği gibi, komuta kademesinde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.

Bütün Batı demokrasilerinde olan budur, Türkiye’nin de demokratik standartı yükseldikçe bu noktaya gelmiştir.

Hiçbir kurum kendi özerk dünyasına sahip değildir.

Her özerkliğin sınırı hukuk ve demokrasidir.

Türkiye bu noktaya 80 küsur yıllık bir gelişim sonucu

gelmiştir ve gelinen nokta çok önemlidir.

Artık yapılması gereken askerin toplum içinde ayrıcalıklı bir konuma sahip olmasına imkan veren tüm yasaların gözden geçirilip gerçek demokratik bir sistemin temellerinin atılmasıdır.

Eski “teamül” öldü, yaşasın yeni “teamül.”

Bu arada, hükümet de şehitlerin hangi koşullarda öldüğünü, Heron işinin aslını bir an önce öğrenmeli ve bunu kamuoyuyla paylaşmalıdır.

“Kimsesizin kimi” olmak budur, çünkü ölenlerin tamamı kimsesizlerdir.

O gençlerin anısına en azından bunu borçlusunuz.

İktidar artık bu konudaki gerçekleri talep etme ve kamuoyuyla paylaşma gücüne sahiptir ve bunu kullanmak zorundadır.

“Teamül” öyle diyor.

star



Bu yazı 1,197 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,340 µs