En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

YAŞ 'evet'in değerini çoğalttı



YAŞ'la birlikte olup bitenleri, devlet içindeki dengelerde yapısal bir değişim olarak okumak lâzım. 1977'de Demirel'in, Kenan Evren'e Genelkurmay Başkanlığı yolu açan direnişi ve Turgut Özal'ın Torumtay için giriştiği cesur hamle aktüel dengeleri etkilemişti.

Başbakan Erdoğan'ın tasarrufları ise bütün bir yapıyı kökünden değiştiriyor. Artık asker elini siyasetin içine sokamaz. Darbe yapamaz. Darbe yapmayı aklından bile geçiremez. Darbe yapmak için, darbe şartlarını olgunlaştırmak için suç işleyemez. Neden? Darbe suçlaması ile terfisinin durdurulmaması için. Şerefli bir mesleği adliye koridorlarında veya cezaevlerinde noktalamamak için.

Mevcut komuta kademesi YAŞ'taki mevzî savaşta bu yapısal değişime direndi. Bir terör davası sanığını Jandarma Genel Komutanı yapabilme iktidarı, askerin devlet içindeki pervasız gücünün bir nişanesi olacaktı. Hükümeti yıpratmak için kampanya yürütmüş bir orgenerali Kara Kuvvetleri'nin başına getirmek, vesayetin ömrüne ömür katacaktı. Olmadı. Hükümet izin vermedi.

Artık herkesin anlaması lâzım. Önümüzdeki tablo hamleler ve karşı hamlelerle yürüyen bir kapışma değil. Asker, üstüne vazife olmadığı halde burnunu soktuğu bütün alanlardan tasfiye ediliyor. Devlet dediğimiz devasa cihaz, doğrudan halkın kontrolüne geçiyor. İşbaşındaki hükümetin veya bir başbakanın değil, doğrudan halkın kontrolü ve denetimi altına giriyor.

Hatırlayalım: Bugüne kadar siyaset yapan askerlerin anlaşabildikleri tek bir başbakan çıkmadı. Hatta kendi getirdikleri, önünü açtıkları Mesut Yılmaz gibi başbakanları bile kısa zamanda düşman ilan ettiler. Sebep, iktidarı paylaşımıydı. Bugün olduğu gibi generallere destek çıkan muhalefetin, iktidara geldiği zaman ilk işi generallerle karşı karşıya gelmek oluyordu. Artık değil. Yapısal değişim dediğimiz şey de bu. Generaller artık kışlalarındaki odalarında kendi işleriyle uğraşacaklar.

Türkiye'nin tasfiye ettiği askerî vesayet düzeni, tek başına generallerin yürüttükleri bir düzen değildi. Bu düzen ekonomiden medyaya, oradan siyaset dünyasına, yargı ve üniversitelere uzanan geniş bir koalisyondu. Askerî vesayet düzeni bu sivil generaller aracılığıyla iş görüyordu. 28 Şubat sürecini hatırlayanlar, bu sivil generallerin işbaşındaki hallerini ve yaptıklarını da hatırlayacaklar. Ana direk çökünce bu koalisyon da çökmüş oluyor. Sermaye dünyasında danışman general istihdam edenlerin sayısı hızla azalacak. Medya, bu günlerde görüldüğü üzere kaybedenlerin safında yer almayacak. Muhalefetin hükümeti köşeye kıstırmak için generallere verdiği destek, daha umutsuz bir dille ifade edilecek. Devlet içindeki dengeler yapısal biçimde değişince, herkes pozisyonunu yeniden gözden geçirecek.

Halk askerini seviyor, ama generallerini değil. "Orduya güven" ile "generallere güven"i ayıran bir araştırma yapılsa, ikisi arasında dağlar kadar fark çıkar. Türkiye'nin hâlâ ciddi bir asker sorunu var. Ancak bu sorun, güvenlik ihtiyaçlarına uygun bir askerî reformun gerçekleştirilmesine odaklanan teknik bir sorun artık. Ordu denetlenmeli. Sadece siyasete müdahale amacıyla işlemelerini engellemek için değil; aynı zamanda daha iyi güvenlik hizmeti verebilmeleri için. Heron skandalı gibi, terörle mücadelede ortaya çıkan zaaflar gibi somut sorunlar, bu denetimin ne kadar ehemmiyetli olduğunu gösteriyor.

YAŞ tartışmaları, referandum paketinin anlamını derinleştirdi. Generallerin hükümet karşısında gösterdiği direnç, paketin ne kadar lüzumlu olduğuna ve evet oyunun ne anlama geleceğine dair somut bir fikir verdi. Siyasete müdahil bir komuta kademesi ve hukuk dışılığı her şart altında sürdürmeye çalışan bir karargâhı engelleyecek en büyük teminat nedir? Elimizde bu pakete verilecek evet desteğinden daha güçlü bir araç var mı? Veya tersinden bakalım: Her hayır oyu, ölmekte olan bu generaller sultasına verilmiş bir can suyu olmayacak mı?

Referandum paketi, akıl dışılığı ve hukuksuzluğu bu ülkeye egemen kılan askerî vesayetin sonunu ilan edecek. Başbakan üzerine düşeni yaptı. 12 Eylül'de halk üzerinde düşeni hakkıyla ifa edecek.

zaman



Bu yazı 1,062 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,822 µs