En Sıcak Konular

Taha Kıvanç


Taha Kıvanç
0 0 0000

Sonuç almış bir gammazlık öyküsü



Adama 'Ganj nehri kenarında oturduğunu sanan Buda'cık' diye andığım günlerde bile içten içe takdirlerimi koruduğumu itiraf edeyim. Eleştiriye tahammüllü, mahalle baskısına direnen ve gammazlıktan uzak durabilen biri görüntüsünü verdiği için...

Halbuki tam bir Buda mukallidiymiş... Yıllardır birlikte olduğu, gazetesine haber ve röportajlarıyla zenginlik katmış, dostluğuyla kendini farklı boyutlara taşımış bir arkadaşını kapını önüne koydurmuş...

Kendisi kovmamış da, o boşalttıktan sonra koltuğunu dolduran yeni yayın yönetmenine gammazlamış... "At bunu" demiş... Bunca yıldır Hürriyet'te bulunmasına, uzun meslek hayatı boyunca Doğan Grubu dışında bir yerde neredeyse hiç çalışmamış olmasına bakmamış, ödülleri çekmeceleri dolduran Ersin Kalkan'ı kovdurmuş...

İçten içe "Adama bühtan mı ediyorum, nedir?" diye düşünmem, olmayan sabrına ve hiç bulunmayan hoşgörüsüne tav olmaya hazır beklemem boşunaymış... "Bu adam gerçekten Ganj nehri kıyısında duran Buda, onun kadar kendini boşvermiş, Nirvana'ya gözünü dikmiş biri... Çağdaş bir derviş... Hatta bir ermiş..." diye düşünmem temelsizmiş...

Düpedüz bir 'gammaz' imiş, içten pazarlıklı bir 'gammaz' hem de...

Acaba patronuna da "Bunu atalım" demesi gerekti mi? Yoksa yeni yayın yönetmeni yeterli mi oldu bu kovma işi için?

Hani uzunca bir süredir patronuna "Onu at, beni al" dediğimi ısrarla yazıp duruyor ya, hiç değilse bundan, şimdilerde herkese yaşattığı sürprize açık olmalıydım.

Şöyle düşünmem daha doğru olurmuş: "Böyle lâfların edilebildiğini, birinin patronların kulağına 'At onu' türü telkinler fısıldayabildiğini düşünen biri, kendisi herhalde öyle davranır, düşman bellediği kişinin patronunu tanısa onun kulağına aynen o cümleyi fısıldar..."

Ne bileyim ben, herkesi kendim gibi sandığımdan, burada "Kime böyle bir şeyi, ne zaman söylemişim?" diye nafile yere meydan okuyup durdum. Sonunda patronunu tanık bile gösterdim, "Eğer kendisine böyle bir telkinde bulunmuşsam söylesin" diye...

Aydın Bey kimbilir nasıl gülmüştür bana...

İddia o ki, ağzından köpükler saçarak başkalarına "Gammaz" diye saldıran çalışanı, yerine gelen yönetmene "Onu at" diye birini gammazlamış; gazetenin patronu bunu bilmez mi? Sonunda kovulan kişinin tazminatı kendi kasasından çıkacaksa, bilir elbette...

Üzgünüm, ama doğru: Ersin Kalkan'ın Hürriyet'ten kovulmasında benim de taksirim var...

Hrant Dink'in ölüm yıldönümünde (19 Ocak 2010), Ali Bayramoğlu, "Orada mısın Ertuğrul, kendini görüyor musun?" diye haykıran bir yazı yazmış, cinayetten dönemin Hürriyet gazetesinin yayınlarını suçlamıştı. Hrant Dink, Agos'ta Sabiha Gökçen'in Ermeni kökenli olduğunu yazmış, kimselerin görmediği bu haberi Hürriyet manşetine taşımıştı.

Kıyamet koparmıştı haber... Hrant Dink Valiliğe çağrılmış, iki MİT mensubunun önünde bir vali yardımcısı tarafından tehdit edilmişti...

Bayramoğlu'nun "Ertuğrul" diye seslendiği kişi, "Bu haberi Ersin Kalkan adlı arkadaşımız yaptı. / Ersin Kalkan kimdir? / Öğrenmek istiyorsanız gidip 'Agos' gazetesinde çalışanlara sorun" diye meydan okuyarak cevap verdi suçlamaya...

Agos'ta çalışanlara sormama gerek bırakmayan bir gelişme oldu: "Hrant cinayetinde Hürriyet'in günahı var mıydı?" sorusunu Agos'un kendisi Ersin Kalkan'a sordu (29 Ocak). "Vardı" diye geldi ayrıntılı cevap. Kalkan, o dönemde Hürriyet'te yapılan kışkırtıcı neşriyata tanıklık etti.

Benim taksirim bu noktada başlıyor: Tıpkı Sabiha Gökçen haberi onun tarafından Hürriyet'e taşınmasa sadece Agos'ta kalsa gürültü kopmayacağı gibi, Hürriyet'le ilgili olumsuz tanıklık sırf Agos sayfalarında kalsa herhalde görmezden gelinirdi; ben o tanıklığı Agos'tan aldım ve buraya taşıdım ('Bu tanık olmadı, başka tanık lütfen...', 5 Şubat).

Ersin Kalkan'ın Doğan Grubu'nda sonunu getiren sürece bilmeden yaptığım katkım bu.

Agos'taki tanıklığın Kulis'e taşınması üzerine, kendisini 'Ganj nehri kenarında Buda' sanan gazete yönetmeni, halefine, "Bunu at" diye baskı yapmaya başlamış... Yeni yönetmen atılması istenen gazetecinin çok eski ve yakın arkadaşıymış... "Şimdi atarsak doğrudan bu olayla irtibatlanır" aklını o vermiş...

Beklemişler ve iş bulmanın iyice zorlaştığı yaz aylarının başında çıkışını vermişler... Geçen hafta...

Tam bir Bizans ayak oyunu, sizin anlayacağınız...

Hoşgörüsüzlük var... Gammazlık var... Hesapçılık var... İhanet var... Acımasızlık var...

Tepeden baktığında gördüğü Ayamama Deresi'ni Ganj Nehri sanan, kendisini çağdaş bir ermiş gibi satmaya çalışan, önüne geleni 'gammazlık' ile suçlayan kişiye ne desem şimdi ben?

En iyisi hiçbir şey demeyeyim...

yenişafak



Bu yazı 1,214 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Eylül 2012 Hem okudum, hem de yazdım
    • 4 Eylül 2012 CIA başkanı neden geldi?
    • 16 Temmuz 2012 Vicdanım buna da elvermiyor
    • 2 Temmuz 2012 Suriye nasıl bir ülke, Suriyeliler nasıl insanlar...
    • 21 Mayıs 2012 Bir geziden ilk notlar
    • 15 Mayıs 2012 ‘Yeni CHP’ nihayet sözcüsünü buldu
    • 16 Nisan 2012 Hangi patron, hangi yönetici, hangi yazar içeri alınır?
    • 23 Mart 2012 Ben demedim, o dedi
    • 13 Mart 2012 Köşemi bugün Cumhurbaşkanı Gül’e bırakıyorum
    • 9 Mart 2012 TR325 kodadlı becerikli uzman...
    • 20 Şubat 2012 ‘Operasyon’ diye ben buna derim
    • 30 Ocak 2012 Davos’ta Türkiye dersi
    • 27 Aralık 2011 Bu yılın Cumhurbaşkanlığı büyük ödülü...
    • 12 Aralık 2011 Ak Parti üzerine hesaplar
    • 9 Aralık 2011 Gül vetoya ne zaman karar verdi?
    • 14 Kasım 2011 Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
    • 24 Ekim 2011 Kaddafi’nin son demleri...
    • 3 Ekim 2011 Dr. Sallaso’nun kunduzunun izinde
    • 29 Ağustos 2011 Ben meraklı bir insanım, özür dilerim
    • 26 Ağustos 2011 Bütün kepazeliklerin anasını açıklıyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,238 µs