En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Şimdi değilse, hiçbir zaman...



Ankara'dan yazan bir siyasi yorumcu dostumuz, "Erdoğan şimdilik atlattı" diyor, yüreğimize su serperek... Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ne atlattığına ışık tutabilecek cümlesi şu: "Erdoğan şimdilik İran'a verdiği sözün arkasında durup Amerika'ya kafa tutuşunun tadını çıkarabilecek gibi görünüyor."

Her iki cümledeki 'şimdilik' sözcüğüne dikkatinizi çekerim. "Obama'yı zayıf yakaladığı için atlattı atlatmasına, ama yarın ne olacağı belli olmaz" anlamına geliyor 'şimdilik' sözcüğü; bir tür uyarı... Nitekim yazısının son cümlesi bu uyarıyı açmak için kurgulanmış görünüyor: "Bundan sonrası Erdoğan'ın Üçüncü Dünya bayraktarlığı rolü ile, NATO müttefiki AB aday rolü arasında yapacağı tercihe bağlı."

Ya yanlış bir tercih yaparsa? Yani, NATO müttefiki ve AB aday rolü yerine Üçüncü Dünya bayraktarlığı rolünü tercih ederse?

Başına geleceklere hazır olsun Başbakan Erdoğan...

Dostumuzun yaklaşımı bazı çevrelere hâkim düşünce tarzının onun sütununa yansıması aslında. Şu sıralarda Batı'da çıkan 'Türkiye odaklı' değerlendirmelerin bir bölümüyle aynı çizgide. Ak Parti hükümetinin sorunlu coğrafyalara dönük tavrının samimiyeti kritik konularda test edildikçe huzursuzluğu artan çevreler bunlar...

Cezayir'de ulusal kurtuluş savaşı verenleri kınayan kararlardan yana davranan, Birleşmiş Milletler'in Filistin'e yönelik saldırılarına karşı hareketsiz kalamadığı dönemlerde aldığı İsrail-aleyhtarı kararlara karşı çıkan, her uluslararası ihtilâfta haksız da olsa Batı'nın yanında yer alan Türkiye yok bugün...

Her konuya haklıdan yana tavırla yaklaşan, adalet ve insaf sınırları içerisinde bir dış politika izleyen 'yeni' bir Türkiye var...

Rahatsızlık ve huzursuzluk konusu bu. 'Yeni Türkiye' görüntüsünün rahatlarını bozup huzurlarını kaçırdığı çevreler, "NATO Türkiye'yi böyle davransın diye almadı" diyorlar, Avrupa Birliği adaylığını da aynı yönden sorguluyorlar. Amerika ve Avrupa'dan belli isimlerin tahmin edilebilecek yayın organlarında kaleme aldıkları değerlendirmelerde "Türkiye NATO'dan atılsın" türü teklifler son zamanlarda hayli arttı.

Oysa her global ihtilâfta haktan ve adaletten yana davranan yeni tavrı iyice belirginleştikçe, Türkiye'nin içinde yer aldığı ve almayı umduğu uluslararası kuruluşlardaki yeri biraz daha sağlamlaşıyor. Sadece dünyanın dört bir tarafındaki halklar nezdinde itibarı artmıyor ülkemizin, bu itibar artışı sayesinde üyesi olduğu uluslararası kuruluşlardaki konumu da eğretilikten kurtuluyor.

Bugün eskiden üzerine vazife olmayan misyonlar üstlenmeye çalışan NATO'yu ele alalım: Bosna'da ve Afganistan'da hüsn-ü kabul gördüyse NATO, bunu biraz da üyeleri arasında Türkiye'nin bulunmasına borçlu. Yarın başka ihtilâflarda yeni görevler üstlenmesi söz konusuysa, her ihtilâfa 'adalet ve insaf' açısından yaklaşan Türkiye'ye daha fazla ihtiyacı olacak NATO'nun...

AB başkentlerinde son durum nedir, bilmiyorum; yine de birçok ülkede yüz yüze oldukları sorunların bir bölümünün "Türkiye'li bir AB projesi" ile daha kolay çözülür hale geleceği üzerinde fikir jimnastiği yapıldığına eminim.

'Şimdilik' herhangi bir şey atlatılmadı, tam tersine Türkiye'yi kolay yutulur lokma olarak bilen, hep kuyruklarına takılır görmeye alışmış çevreler, bir süreden beri fark ettikleri değişimin kendilerini ilgilendiren yüzüyle tanıştılar ve bir şey yapamayacaklarını bir kez daha anladılar.

'Yeni Türkiye' eskiden sonu karakolda biten muhataraların kolayca sahneye konulamayacağı bir ülke aynı zamanda.

İddialı gelse de kanaatimi yazacağım: 'Şimdilik' olamayan hiçbir zaman olamaz...


yenişafak



Bu yazı 1,050 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,448 µs