En Sıcak Konular

Şamil Tayyar


Şamil Tayyar
0 0 0000

Asıl şoku o zaman görün



22 Temmuz seçimlerinden önce Doğan Grubu’na mensup iki gazeteci, ellerinde kağıt kalem CHP ile MHP’nin nasıl bir Kızıl Elma Koalisyonu kuracağını anlatıyordu. Öyle bir oy kombinasyonu kurdular ki, neredeyse her sonuç, bu koalisyona çıkıyordu.

AK Partisiz iktidar hayaline inanmışlardı. Gel gör, Hilton bahçesindeki hesap seçim sandığına uymadı.

Daha sonra Aydın Doğan’a atfen kulislere şu sözler yayıldı: “Tayyip Bey benden nefret ediyor, önümüzdeki (2011) seçimlere benimle girmez.”

Bu sözlerle kastedilen, 2011 seçimlerinden önce Aydın Doğan’ın tümden tasfiye edileceği iddiasıydı. Hatta, Aydın Bey’in medyadan çekilerek yurtdışına yerleşeceğini söyleyenler bile oldu.

Bu iddiaların gerçeklik payı nedir, bilgi sahibi değilim. Ancak, Doğan’ın, AK Parti gitmeden huzura ermeyeceği kanaatinde olduğu konusunda hem fikirim. Tüm hesap, bu kanaate dayalıdır.

Sürekli kamuoyu yoklaması yapılıyor. Anket sonuçları titizlikle inceleniyor. Vergi cezasıyla ilgili yargıdaki gelişmeler yakından takip ediliyor. Bu sonuçlara dayalı grup stratejisi belirleniyor. İnanmayan damada (Mehmet Ali Yalçındağ) sorabilir.

Başlangıçta umutsuzlardı, bir süredir yüzleri gülüyor. Aydın Bey’in kimi kurmayları, önümüzdeki seçimde AK Parti’nin iktidardan düşeceğini ve vergi cezası davalarını kazanacaklarını düşünüyorlar.

Star TV ve Milliyet Gazetesi’nin satışıyla ilgili Koza grubuyla masadan ayrılmalarında bu beklentinin önemli rolü olduğu konuşuluyor. Hatta Aydın Bey’e akıl veren kimi yöneticilerin “Seçime fazla zaman kalmadı, biraz daha dişimizi sıkalım” dedikleri biliniyor. Bir ara “erken seçim” rüzgarı estirmeye çalıştılar ama yemedi.

Kemal Oyunu

Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden hesap görülüyor. Seks videosunun hemen ardından kurulan “Baykal istifa” korosu, bu hesabın izdüşümüdür. Deniz Baykal’ın Taraf Gazetesi’ne söylediği  “Görüntülerden yarar ummak, bunun üzerinden medyatik bir dizayn operasyonuna girişmek, yapılanlar kadar çirkindir” sözleri, bu hesaba işarettir.

Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen kayıtsız şartsız destek, Başyazar Oktay Ekşi’nin ayakta alkışları, Dalton Kardeşler pozu, Altan Öymen’in “Hem CHP’li hem gazeteci olarak izlenimlerim” diyerek dizdiği methiyeler, Kanat Atkaya’nın “Oyum Kemal Kılıçdaroğlu’na” taahhüdü ve benzeri gelişmeler, birbirinden bağımsız gibi gözükse de bu grubun ruh halini yansıtması bakımından önemlidir.

Varlıklarını korumanın tek yolu olarak, AK Partisiz iktidarı görüyorlar. 22 Temmuz’da sandığa gömülenler, “Doğan” görünümlü şahinden iktidar postu yaratma telaşındalar. Hazindir, “7 yıldızlı otelde tatil yapmayacağım, havuzlu villada oturmayacağım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, 5 yıldızlı Hilton arazisinde çadır kurdu, havuzunda kulaç atmaya başladı.

Uzan/Baş karışımı

Hilton ruhu, Kemal Bey’in kurultay konuşmasına bile yansıdı. “Recep Bey” gibi kahvehane diliyle doğrudan başbakanı hedef alarak bel altından vurmaya çalıştı. O vurdukça Hilton lobisinde kahkahalar yükseldi.

Oysa, ondan beklenen CHP’yi iktidara taşıyacak gelecek projeksiyonuydu. “Kürt” sözcüğünü ağzına bile almadı, açılımları ters yüz edeceğini söyledi, AB’ne tavır koydu, Kıbrıs’ta Denktaş dönemini savundu, sermaye düşmanlığı yaptı, yargı reformuna karşı çıktı, Ergenekon’a selam çaktı.

Daha yakın zamanda beni arayıp “güzel işler yapıyorsunuz” diyerek Ergenekon mücadelesine övgüler dizen Kemal Bey, popülizmden medet ummuş, statükoya yenik düşmüştü. 1970’li yılların modası geçmiş halkçı söylemi ve tek telli bağlamayla çok sesli küresel dünyaya verdiği mesajlar, gülünçtü.

Ağırlıklı olarak Cem Uzan ve Haydar Baş karışımıydı.

Gürsel Tekin’in haklı isyanı da bunadır. Bakın ne diyor: “Benim hazırladığım konuşma metni, gece yarısı operasyonuyla değiştirilmiş. Medya, Kılıçdaroğlu’nu yanlış yönlendiriyor. Benim hazırladığım metinde CHP’nin değişen vizyonu vardı sadece. Şaşkınlık içindeyim, ne yazık ki kötü bir metin.”

Kemal Bey’i kötü etkileyen medya grubundan kastın, Doğan Grubu olduğu anlaşılıyor. Onu pohpohlayanların, başbakana bel altından vuruşa dayalı ve popülist bir konuşma metnini dayattığı iddiası, intikam duygusuyla örtüşüyor.

Anlaşılan Kemal Bey rehin vaziyette, aracı gazla çalışıyor, pusulası Silivri’yi gösteriyor, kalbi Hilton için atıyor...

Bu yol pusularla dolu. Güzergahını değiştirmezse, bu gazla Silivri’den öte gidemez, bir süre sonra Baykal’dan beter olur. Gaz haliyle bel altından vurmaya devam ederse, biri de Yılmaz Özdil’e özenip “Elin kasetiyle gerdeğe girdin” diye çakıverir.

İlk tüyo benden

Eksikliklere ve yanlışlara rağmen, Kılıçdaroğlu, sol tabanı hayli etkilemiş gözüküyor. Kurduğu partinin çay parasını bile ödemekte güçlük çeken Rahşan Hanım’ın fırsattan istifade yalnız taşıdığı omzundaki yükü CHP’ye atmasını hesaba katmıyorum, ama Kemal Bey’in Baykal nefretiyle estirdiği bir rüzgar var.

Daha Önder Sav atraksiyonu gerçekleşmeden, Kemal Bey Baykal’a gitmeden ve aday olmadan önce, CHP’yi yüzde 30’a taşıma potansiyelini iddialı şekilde ilk kez gündeme taşımış biri olarak, hala şansı olduğu kanaatindeyim.

Bunu yandaşları söylemez, kendine ilk tüyoyu vereyim. Çekin imzalarınızı, alın anayasa değişiklik paketini Anayasa Mahkemesi’nden, deyin ki; “Esas olan milli iradedir, halk ne diyorsa kabulümdür.”

Siyasette asıl şoku o zaman görün.

Hilton arazisinde güneşlenip Silivri’ye el sallayarak halkla bütünleşemezsin, sadece fantezi yaparsın.

star



Bu yazı 1,388 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün vakası
    • 8 Ağustos 2012 Atatürk yaşasa ismini değiştirir miydi?
    • 1 Ağustos 2012 Hatay’da neler oluyor?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye’ye PKK operasyonu
    • 25 Haziran 2012 Vurulan jet değil çünkü...
    • 18 Haziran 2012 Başbakan’ın başka seçeneği yok
    • 14 Mayıs 2012 Kim bu üst komutanlar?
    • 7 Mayıs 2012 CHP’de derin çatışma
    • 28 Mart 2011 Kalemim size emanet
    • 16 Mart 2011 Arşiv bir açılsa görürsünüz
    • 9 Mart 2011 Sen de yoğunlaş, koçum benim
    • 7 Mart 2011 Ergenekon’da neler oluyor?
    • 4 Mart 2011 1 Mart operasyonu
    • 23 Şubat 2011 Olmadı sayın Bakan
    • 22 Şubat 2011 O mektubu kim verdi?
    • 18 Şubat 2011 Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
    • 16 Şubat 2011 Yeni Türkiye nasıl kurulacak?
    • 7 Şubat 2011 CHP’yi yıkmaya mı geldi yoksa?
    • 4 Şubat 2011 Böyle terbiyesizlik olmaz
    • 28 Ocak 2011 Asılacakların listesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,665 µs