En Sıcak Konular

Aslı Aydıntaşbaş


Aslı Aydıntaşbaş
0 0 0000

CHP, CHP’ye karşı



CHP?içindeki “Baykal dönsün” kampı, bir süredir Kılıçdaroğlu aleyhine “Kemal iyi ama Alevinin seçilmesi zor” diye bir fısıltı kampanyası sürdürüyor. Bu yanlış ve CHP’ye yakışmıyor...

Deniz Baykal, dün Radikal’de Murat Yetkin’e çok çarpıcı bir cümle söylemiş: “Etnik kökenler partiye baskın hale gelmemeli.”
Baykal’la uzun bir sohbet yapan Radikal’in Ankara Temsilcisi, CHP liderinin “Asla dönmeyeceğim” demeyi reddetmesinin ardında, “Parti etnik ve mezhebi kökenlere saygılı olmalı; ama bu kökenler partiye baskın hale gelmemeli” endişesinin yattığını yazıyor.
Başka türlü okuyalım; Baykal net bir biçimde kendisi CHP’nin başına gelmezse, partide “etnik ve mezhebi kökenler baskın hale gelir” diyor.
Yani? Türkçesi Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tuncelili bir Alevi ve yarı Kürt oluşunun CHP’yi Alevi ve Kürt partisine dönüştürme olasılığından söz ediyor.
Yanlış.
Gazeteyi elime aldığımda, gözlerime inanamayıp tekrar, sonra tekrar okudum. Baykal’ın artık kamuoyu nezdinde partideki “alternatifi” konumundaki Kılıçdaroğlu’na bu kadar acımasız salvo atmasından hoşlanmadım. Hatta irkildim.
Ama gelin şu kimsenin konuşmaya yanaşmadığı, odadaki kocaman fili açıkça konuşalım. BDP’yi bir kenara bırakırsanız, kimlik siyaseti, Türkiye’de hâlâ bir tabu. Daha düne kadar doğrudan “Kürt” bile diyemiyor, “Doğulu” ya da “Kürt-kökenli” diye kıvırtıyorduk. Kahvelerde, kenarda köşede her şey konuşulabilir ama Türk siyasi geleneğinde, alenen insanların kimlikleri paldır küldür telaffuz edilmez.
Bugünkü “CHP, CHP’ye karşı” tablosunda, Baykalcıların adı konmayan en büyük silahı, maalesef Kılıçdaroğlu’nun etnik kökenidir.
Gerçi aslında şaşırmamam lazım. Son günlerde CHP’deki “Baykal geri dönsün” kampında Kılıçdaroğlu aleyhine yürütülen fısıltı kampanyasından fazlasıyla haberdarım. Politbüro’dan isimlerle sohbet ederseniz konu dönüp dolaşıp, “kimlik” meselesine geliyor. Eğer sohbet yazılmak üzereyse, “Kemal’in parti bütünlüğünü koruyabileceğinden şüphe” ifade ediliyor. Eğer yazılmamak üzereyse, doğrudan Alevi oluşunun AK Parti karşısında bir engel teşkil edeceği, Alevi olduğu için Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında zayıf bir başbakan adayı olacağı söyleniyor.

“Kemal iyi çocuk ama...”
Aklıma ilk gelen, bu sözlerin Kemal Kılıçdaroğlu’na haksızlık olduğu. Kılıçdaroğlu, Alevi kimliğini gizlemeyen, ancak şu zamana kadar kimlik siyaseti yapmamış bir siyasetçi. İstanbul doğumlu, uzun yıllar bürokraside kalmış, iki dönemdir de aktif bir biçimde milletvekili. Bana sorarsanız başat özelliği Alevi oluşu değil, CHP’li kimliği ve medyanın da desteğiyle yükselen “temiz toplum” özlemini şahsında sembolize eder hale gelmiş olması.
Şimdi İstanbul’da CHP’ye rekor oy getirmiş birini “Kemal iyi çocuk ama ne yaparsın ki Alevi” diye kestirip atmak haksızlık.
“Kemal’le zor” diyen CHP kurmaylarına ikinci sözüm ise; “Ey mübarek sizin de aldığınız oy ortada değil mi!” 2007’de CHP, Türkiye genelinde oyların topu topu yüzde 21’ini alabildi ve bu rakamın yarıdan fazlası da Alevilerden geldi.
Yanlış anlaşılmasın. CHP bir kitle partisidir ve Deniz Baykal’ın “Alevilere yakın ancak Alevi partisi değil” şeklinde yıllar yılı titizlikle koruduğu formül, doğru olandır. Cumhuriyet’in temel değerlerini savunan ve yıllar yılı şehirli orta sınıfın desteğini alan CHP, tabii ki bir Alevi partisi olmamalıdır.

Ya Özal?
Ancak bu, Tuncelili birinin ille de Alevilik üzerine siyaset yapacağı anlamına gelmez. Nasıl ki Kürt kökenli olan Turgut Özal, Türkiye’de hâlâ gözyaşlarıyla anılan başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde “Kürtçülük” yapmadıysa... Meclis Başkanlığı yapan Hikmet Çetin, Kürtlüğüyle değil devlet adamlığıyla; İsmail Cem, Selanikli oluşuyla değil kültürel birikimi ve sol kimliğiyle anılıyorsa...
Sosyolog ya da kamuoyu araştırmacısı değilim. Toplumun nabzını falan da tuttuğum söylenemez. Ancak tek bildiğim, bu kimlik meselesinin öyle kolay şablonlara uymadığı.
Dünyada da böyle. Macar göçmeni Yahudi bir aileden gelen Nicholas Sarkozy, Fransa gibi burnundan kıl aldırmayan, ukalalık ve gizli ırkçılığı siyaset hayatına entegre etmiş bir toplumda muhafazakâr partiden cumhurbaşkanı oldu.
ABD’de siyah nüfus %12’yi geçmezken, Barack Obama yüzde 50’ye yakın bir oyla ABD Başkanı seçildi.
İran’ın ruhani lideri Hamaney, basbayağı Türkçe konuşan bir Azeri ve ülkedeki büyük baskı rejimine rağmen popüler olmaya devam ediyor.
Irak’ta Kürt nüfus yüzde 15 ancak Celal Talabani, tüm ülkenin üzerinde anlaştığı tek siyasi figür olarak 2005’te cumhurbaşkanı seçildi. Ve Irak halkının gurur duyduğu çok başarılı bir liderlik gösterdi, gösteriyor.
Saydığım tüm bu ülkelerde, köken olarak belli bir etnik ya da mezhepsel kimlikten gelen siyasiler, kimlik siyasetini reddedip ülke genelini kucakladığı ölçüde büyüdüler. Bunu yapmayıp etnik siyasete gömülenler ise, en azından gelişmiş demokrasilerde, tarihin çöp sepetini boyladı.
Bu anlamda Kemal Kılıçdaroğlu’na da bu şans verilmeli. Kılıçdaroğlu CHP çatısı altında şu zamana kadar ne etnik, ne mezhepsel siyaset yürüttü ne de böyle bir eğilimi olduğuna dair bir sinyal verdi.
Aksini düşünmemiz için hiçbir neden yok.
Üstelik CHP farklı kökenleri kaldırabilecek ölçüde güçlü bir kurumsal kimliği olan bir parti. Dün farklı yörelerden bir çok il başkanıyla görüştüm. Kayseri’den Çanakkale’ye Kılıçdaroğluna bir ilgi var. Bugün de bir grup CHP milletvekili biraraya gelip Kılıçdaroğlu’na destek deklare ederse şaşırmayın.

Kimlik değil vizyon önemli
Yanlış anlamayın. Ben “İlle de Gandi Kemal!” demiyorum. Bu CHP’nin kararı. Her şeye rağmen “Baykal AK Parti’ye karşı daha seçilebilir bir başbakan adayı” diyen çıkabilir. Yıpranmış olmasına karşın Baykal’ın siyasi tecrübesi ve oyun kurma becerisi müthiştir.
Burudu Kılıçdaroğlu’nun kimliğini değil sadece vizyonunu da sorgulayabilirsiniz. “Başbakan olacak projeleri var mı?”  diyebilirsiniz. “Erdoğan onu paralar” diyebilirsiniz. Medya ve anketlerde Kılıçdaroğlu’na yönelik teveccüh, çok müthiş bir siyasi vizyon ya da performansı olduğu için değil “Baykal gitsin de kim olursa olsun” duygusundan. Kıran kırana geçecek seçim sürecinde bu oldukça sorunlu bir durum.
Ancak, tüm bunlar bir yana, yapılan kirli siyaset yanlış. Kılıçdaroğlu’na Alevi olduğu için vurmak, yakışık almaz. Hele CHP’ye...

milliyet



Bu yazı 1,235 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Ağustos 2012 ‘Esad sonrası’ için adımlar
    • 19 Ekim 2011 Hamas’lıları neden aldık?
    • 3 Ekim 2011 Alman vakıfları Türkiye’yi bölecek mi?
    • 1 Kasım 2010 Öcalan Kandil’den ne istiyor?
    • 28 Ekim 2010 Önder Bey, apartman yöneticiliği mi bu?
    • 16 Ağustos 2010 PKK’da neler oluyor?
    • 17 Mayıs 2010 CHP, CHP’ye karşı
    • 26 Ağustos 2007 Bilmeyenler ülkesi
    • 28 Haziran 2007 Büyükanıt ne demedi?
    • 24 Haziran 2007 Amerika'yı bile böldük
    • 30 Mayıs 2007 F16 olayı ve komplolar
    • 17 Mayıs 2007 AK Parti'ye yapılan teklif
    • 15 Mayıs 2007 Washington "AK Parti kazanır" diyor
    • 17 Aralık 2006 Baykal neden Lübnan'da?
    • 12 Aralık 2006 Bir siyasi krizin anatomisi
    • 28 Kasım 2006 Washington gerçekten darbe mi istiyor?
    • 14 Kasım 2006 Kongreden, gelecek için ipuçları
    • 1 Ekim 2006 Herkesin sorusu: Neler oluyor?
    • 19 Temmuz 2006 Washington'la PKK dansı
    • 24 Mayıs 2006 Washington'dan görünen manzara

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,146 µs