En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Balbay depremi



Oktay Akbal, Cumhuriyet’teki yazılarına son vermiş ve gazeteyle tüm ilişkisini kesmiş. Ataol Behramoğlu “bir süre yazmama” kararı almış. Orhan Bursalı, Emre Kongar ve Özgen Acar rahatsızlıklarını bildirmişler.

İnternet siteleri haberi “Cumhuriyet’te Balbay depremi” başlığıyla duyurdu...

Biliyorsunuz, bundan bir süre önce, gazete yönetimi, Ergenekon davası sanığı Mustafa Balbay’ın Ankara temsilciliği görevine son vermiş, yerine Habertürk’ten alınan genç bir ismi atamıştı.

Balbay üzüldü bu habere ve haklı bir tepki gösterdi.

Balbay’ın arkadaşları üzüldü.

Balbay severler üzüldü.

Hürriyet gazetesi yazarları üzüldü.

Hürriyet gazetesinin “nehir kenarında mukim” eski genel yayın müdürü üzüldü, “Balbay’a yapılanları hazmedemiyorum” filan gibilerden yazılar yazdı, üzerine vazifeymiş gibi, Cumhuriyet gazetesinin içişlerine burnunu sokma hakkı varmış gibi, Emin Çölaşan’ı kapının önüne koyan kendisi değilmiş gibi, kendisinin yaptıkları başkaları tarafından hazmedilebiliyormuş gibi...

Esasında ben de üzüldüm.

Keşke dava sonunu bekleselerdi ve hiç değilse geçici atama yapsalardı.

Öğreniyoruz ki, mesele sadece Balbay değilmiş. Depremin daha “deruni” sebepleri varmış.

Mümkündür...

Muhtemelen Balbay üzerinden yürüyen bir “iç kapışma” ve “iktidar savaşı”na sahne oluyordur gazete...

Cumhuriyet gazetesinde depremlere alışık olduğumuz için son haberleri yadırgamadım. Kaldı ki, sadece bir gazete değildir Cumhuriyet... Bir gazeteden daha fazlasıdır. Bir ocaktır, okuldur, ekoldür, dergahtır, “yolu laik cumhuriyet düşüncesinden geçenlerin buluşma noktası”dır...

Bir tarihlerde İlhan Selçuk depremi vardı...

12 Mart’tan hemen sonra yanlış hatırlamıyorsam... Bir gidip, bir gelmiş miydi? Yoksa gelmişti de bir türlü gitmek mi bilmemişti?
Hasan Cemal depremi vardı örneğin.

Uğur Mumcu depremi vardı.

Nadir Nadi depremi vardı.

Bu depremlerin öyküsü, Hasan Cemal’in “Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim” kitabında tafsilatıyla anlatılmaktadır... “Okuyun” diyeceğim, okumayacaksınız... “Bir liboş ve dönekten öğreneceğimiz ne var ki?” diyerek bidon kafa türü “yetersiz yazarlara” sardıracaksınız.

Depremlere, daha çok, gazete içindeki, her türlü yeniliğe ve değişime karşı çıkan “grup” neden oluyor.

Bu grup, vaktiyle ofset teknolojisine de direnmişti.

Hasan Cemal’e de direnmişti.

Hasan Cemal döneminde daha makul çizgilere çekilen yayın politikasına da direnmişti.

Denilebilirse, Cumhuriyet gazetesindeki mahut grup, yeni şeylerden ve yeni isimlerden hoşlanmıyor. Yeni yordamlara, farklı kavrayışlara, aykırı seslere tamamen kapalı...

Son kavga görünüşte Balbay üzerinden yürüyor ama mesele Balbay’ın tenzil-i rütbeye uğraması değil bence...

Mesele şu: Gazete, geçtiğimiz hafta içinde üç yeni yazarla anlaştı: Süheyl Batum, Tuna Kiremitçi ve Kürşat Başar.

Kongar’lar, Akbal’lar, Acar’lar, Behramoğlu’lar muhtemeldir ki bundan hoşlanmadılar. Belki de kendi dönemlerinin kapandığını düşünüyorlardır ve durumu kabullenmek istemiyorlardır.

Batum, Kiremitçi ve Başar Cumhuriyet’e ne katarlar, bilmiyorum ama, demokrasi ve farklı düşünüşler konusunda, “öncekiler” kadar “kıyıcı” olmadıkları kesin.

Bu da, takdir edersiniz ki, ciddi bir “problem” Cumhuriyet gazetesi açısından.

star



Bu yazı 1,117 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,826 µs