0 0 0000

‘Sivil darbe’

ANAYASA değişikliği paketi bugün netleşiyor. En çok tartışma yaratan konular belli: HSYK’nın yapısının değiştirilmesi ve Anayasa Mahkemesi’ne TBMM’nin üye seçmesi...
Diğer bir konu da halkoyuna sunmanın nasıl yapılması gerektiği... ‘Tek paket’ mi, madde madde mi?... CHP lideri Baykal’ın da benzer bir çağrısı var: Cumhurbaşkanı Gül, 367’den fazla oyla, yani CHP’nin desteğiyle geçecek değişiklikleri ayırmalı, diğerlerini, yani sadece AKP’nin oyları ile geçen maddeleri halkoyuna sunmalı...
Belli ki, CHP ve muhalefet halk oylamasını bir ‘AK Parti referandumu’na dönüştürmek istiyor. Öyle yapılabilirse iktidar zararlı çıkar tabii.
Fakat iktidar da aksini hesaplıyor: Değişecek maddeler topluca halkoyuna sunulduğunda, birkaç maddeyi beğenenlerin bile “evet” deme ihtimali artar, bu da iktidara yarar. Örnek 2007 referandumu.

Anayasal yargı
Dünkü Cumhuriyet, “sivil darbe yasası olur” manşetini atmıştı. Çünkü değişiklik AKP’nin yargıyı ele geçirmesi demek olacaktı.
Anayasa Mahkemesi’nin eski Genel Sekreteri Bülent Serim ve eski Başkan Vekili Güven Dinçer’e göre, TBMM’nin Anayasa Mahkemesi’ne üye seçmesi mahkemeyi siyasallaştırır, hatta “Zahit Akmanlı RTÜK haline getirir”di!
Yüce Mahkeme’de görev yapmış kişilerin bari mahkeme belgelerini okumuş olması gerekmez mi? Anayasa Mahkemesi’nin kendisi, üye sayısının 17’ye çıkarılmasını, bunun 4’ünü çeşitli kurulların göstereceği adaylar arasından TBMM’nin seçmesini istemiştir!
Bu konuda eski Başkan Sayın Mustafa Bumin’in 2003 konuşmasını mutlaka okumak gerekir; buna neden ihtiyaç duyulduğunu anlatıyor orada.
Dahası, Türkiye Barolar Birliği’nin hazırlattığı taslaklarda da Anayasa Mahkemesi’ne TBMM’nin böyle sınırlı sayıda üye seçmesi öngörülmüştü!
Çünkü Anayasa Mahkemesi “adli mahkeme” niteliğinde değildir, anayasallık denetimi yapan bir ‘konsey’dir! Parlamentonun yasalarını iptal eden anayasal yargıda, yasalara temel olan siyasi felsefelerin belli sayıda ‘temsil edilmesi’ zorunludur.
Parlamento’nun üye seçmediği tek anayasal yargı, bizdedir! Uluslararası anayasal yargı toplantılarında tuhaf karşılanan bir durumdur bu.
Halkoylaması sürecinde böyle mesnetsiz itirazlar yüzünden “CHP+yargı” gibi “tarihsel blok” görüntüsü ortaya çıkarsa, AKP’nin bugün hayal bile edemeyeceği oranlarda “evet” çıkar; 2007’de olduğu gibi!

HSYK ve Çankaya
Elbette HSYK bugünkü ‘kapalı kast’ yapısından kurtarılıp “geniş temsil”e dayalı hale getirilmelidir. Benim şiddetli itirazım, HSYK üyelerinin bir bölümünün ortaya sandık konularak tüm hâkim ve savcıların oylarıyla seçilecek olmasınadır. Öyle bir seçimde ideolojik, etnik ve itikadi faktörler yargıyı iç bloklara bölebilir. Onun yerine, bu üyeler liyakat, kıdem ve performans sıralamasına göre bilgisayarla seçilmelidir.
Ben öteden beri rektör seçimini de yanlış buluyorum, mütevelli heyet sistemini savunuyorum.
Ve Sayın Baykal’a bir not: Cumhurbaşkanı Gül’ün, Meclis’teki oy sayılarına göre paketi bölerek halkoylamasına sunma yetkisi yoktur! Anayasa’nın 175. maddesine göre, ‘tek paket’le mi, yoksa yeni bir tarz olarak maddeler halinde mi halkoylamasına sunulacağına Meclis karar verecektir. Gül’ün yapabileceği bir şey yok. Keşke olsaydı.

milliyet

Bu yazı 1,056 defa okundu.